150 kilovatsaat değişebilir! Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez açıkladı

150 kilovatsaat değişebilir! Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez açıkladı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bir televizyon kanalının canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, kademeli elektrik tarifesi ile ilgili, "Tüketim limitine ilişkin gerçekten ihtiyaç varsa değişikliğe gidebiliriz. 150 kilovatsaat kalacak diye bir kaidemiz yok" açıklamasında bulundu.

Bir televizyon programına konuk olan ve burada ekonomi ve enerji gündemine dair açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, kademeli elektrik tarifesi ile ilgili, "Tüketim limitine ilişkin gerçekten ihtiyaç varsa değişikliğe gidebiliriz. 150 kilovatsaat kalacak diye bir kaidemiz yok" dedi.

İşte o açıklamalardan öne çıkan başlıklar;

İRAN KAYNAKLI KESİNTİ

İran'da kendi taraflarında bir istasyonda kaçak söz konusu. 20 Ocak itibarıyla akışı sonlandırmış oldular. 3 gündür böyle sıkıntı ile karşı karşıyayız. İlk etapta sanayi ve işverenlerimizle temasa geçmek suretiyle 10 günlük süreci biraz fedakârlık yaparak nasıl atlatırız, onun planlamasını yaptık. Şu anda hamdolsun sanayimiz de üretim kapasitesi açısından oldukça iyi bir seviyeye geldi. Tabii bizim de kontrol edemediğimiz durum oldu. Hafta sonu bakan yardımcımızın başkanlığında bir ekibimizi İran'a gönderdik. 'Mümkünse tehir edelim, kış sonrasına bırakalım, mümkün olursa kısaltalım akış başlasın' dedik. Onlar da mümkün olduğunca çalışacaklarını belirttiler. Tekrar bir gaz akışı olabilir mi diye şartları değerlendiriyorlar. Biz mümkün olduğu kadar kısa süre içinde sorunun kaldırılması için girişimde bulunduk. Benzer hava koşulları İran'ın batı tarafını etkiliyor. Bakalım inşallah en kısa sürede hâl çaresini buluruz.


İRAN'A HERHANGİ BİR BORCUMUZ YOK

İran'a herhangi bir borcumuz söz konusu değil. Zaten karşı taraftan da böyle bir açıklama yapılmış değil. İran'da iç talebin arttığı ve böyle bir kesinti olduğuna dair duyumları aldık ama resmi olarak bunu doğrultma durumumuz yok. İran da iç tüketimini planlamaları gerekiyor. Eğer mücbir sebep yoksa, alıcının sözleşmeden kaynaklı bir takım yaptırım ve müeyyide hakları var. Karşı taraf kabul etmediğinde uluslararası tahkime taşınıyor konu. İnşallah o boyuta gelmeden çözülür.

Sözleşmede her iki tarafın yükümlülüğü var. Bunlara uyulmadığı takdirde hangi yaptırımlar uygulanacağı belli. Hem aradaki yazışmalar, hem de görüşmelerde İran tarafı 10 gün içinde bu işin çözüleceğini deklare etti. Biz daha da kısa sürede yapılması uyarısını yaptık. Biz ülkenin gelişmesi, kalkınmasına paralel olarak talep artışı olduğunu yıllar önce öngörmüştük. Yeraltı depolama kapasitelerinin arttırılmasına ilişkin bir dizi hazırlık yapmıştık. Şu anda iki tane FSRU yüzer gemimiz var. Burada depolama hacmi kadar önemli olan ne kadarını basabiliyor? Biz normal akışımızı yapıyoruz.

İzmir'de FSRU gemileri günlük 22 milyon gazı sisteme verebiliyor. Aynısını Hatay Dörtyol'daki gemimizden de alabiliyoruz. Aliağa'da Ege terminali var. Oradan da günlük sevkiyat kapasitesini arttırdık. Yaklaşık şu anda 40 milyon metreküape çıktı kapasite. Marmara Ereğlisi'nde bir terminalimiz daha var. Oradaki kapasitemizi 38 milyon metreküpe çıkardık. 4 tane terminalden 100 milyon metreküp üzerinden gazı sisteme verebilir hale geldik.

İran'dan yıllık 10 milyar metreküp gazla; günlük 30 milyon metreküp akış söz konusuydu. Sistemde dengesizlik hali varsa depolardan karşılamanız gerekiyor ki, bizim Silivri ve Tuz Gölü'nde depolarımız normal planlanan şekilde veriyor. Oralarda bir sıkıntı yok. Daha önce Azerbaycan'dan gaz alırken şimdi TANAP'tan gaz alıyoruz. Rusya'dan aldığımız gaz Ukrayna üzerinden geliyordu. Sistemde kendi olağan akışına uygun planlamamız söz konusu. Yaklaşık İran yüzde 15-20 oranında gazımızı karşılıyor toplamda.

Kışa girerken depolardan bir miktar kullanmaya başlarsınız, kış çıkıncaya kadar üretim planı vardır. O planda ciddi sıkıntısı söz konusu değil. Ancak içinde bulunduğumuz olağanüstü kış şartları var. 81 ilin 73'ünde geçmiş yıllarda olmayan tüketim söz konusu. İran'daki sorun aşılınca burayı daha rahat çözmüş olacağız. Şehirlerde başka mesken olmak üzere kritik imalat sektöründen bahsediyorum, onların enerji çekişinde sınırlama yapmadık. Bu süreçten daha az etkilenecek olan sanayi kuruluşlarıyla bu planlamayı yaptık. Yoksa herkes etkilenmiş olacaktı. Bunu sanayi kesiminde birkaç günlük kısıntıyla yaparak vatandaşımızın etkilenmemesine gayret ediyoruz.

Sanayicimizle konuştuk. Büyük çoğunluğu tamamen kısalım, birkaç gün sonra çalışalım dedi. Bir kısım da asgari düzeyde düzeyde kullanalım dedi. Şu anda her iki kesimin talebine göre ilerliyor. Hammadde veya teçhizat zayiatına neden olmayacak şekilde ilerliyoruz. Diyelim ki üretim hattı başlamış, devam ediyor, onlara o istisnalar, müsaadeler tanınıyor. 2-3 günlük kesintiden bahsediyoruz. Sektörümüzün önemli kısmı belli stok seviyesiyle giden firmalarımız. Özellikle gıda gibi temel ihtiyaç maddelerini sürecin dışında tutuyoruz. Dolayısıyla fiyatlara olumsuz etkisini beklemiyoruz. Biz son 1,5 yıldır pandemi şartlarında başta esnafımız olmak üzere sanayicilerimizi hükümet olarak ciddi anlamda destekledik. Hem ihracat ayağında hem de tedarik sürecinde bu destekler yapıldı. Yatırım, ARGE destekleri var.

FİYATTAN DAHA FAZLA ARZ GÜVENLİĞİ DAHA ÖNE ÇIKMIŞ DURUMDA

En son Rusya ile biten anlaşmalar vardı, yıl sonu itibariyle yenilenmiş oldu. Azerbaycan'la Erzurum hattı üzerinden aldığımız gazın yenilenmesi söz konusu. Yeni sıvı doğalgaz anlaşmaları da yapıyoruz. İnşallah Karadeniz gazı da geldiğinde kısa, orta, uzun vadede arz talep dengesini bozmayacak şekilde, bir kısmını yurt dışından olmak üzere tedarik programını belirliyoruz. Biz daha önceki boru gazı anlaşmalarımız uzun süreliydi, 20-30 yıllık. Şimdi biraz daha kısa, orta vadeli anlaşmalarla gidiyoruz. Büyük süreli anlaşmaların arz güvenliği tahkimi açısından elbette önemi var. Şimdi kısa, orta vadeli anlaşmalarda fiyatı revize etmemiz gerekiyor. Süresi devam eden başka kontratlarımız da var. O dönemler geldikçe, kendi gazımızın ne kadar üreteceğimiz netleşmiş olacak. Eksik kısmını yine tedarik noktalarından karşılayacağız. Şu anda Avrupa'da da arz sıkıntısı had safhada. Onlar da enerjide büyük oranda dışa bağımlı. Bugün sanki fiyattan daha fazla arz güvenliği daha öne çıkmış durumda.

fatura-2.jpeg

Biz ülke olarak enerjide dışa bağımlı ülkeyiz. Birincil enerji petrol, doğalgaz, kısmen kömür ithal eden ülkeyiz. Yüzde 70'i dışarı bağımlı. Petrol ve doğalgaz aramalarına niçin ağırlık veriyoruz. Bu ürünlerin fiyatları uluslararası piyasalarda belirleniyor. Doğalgazı 8-10 ithal ediyoruz, petrolün yüzde 90'ını ithal ediyoruz, yine kömürü ithal ediyoruz. Doğalgaz ve kömürün önemli kısmını elektrik üretiminde kullanıyoruz. Yenilenebilirden ürettiğimiz elektrik toplam ihtiyacımızın yüzde 40'ı oranında. Elektrik üretiminde de yarı yarıya dışa bağımlısınız. Bu hammaddeler elektrik üretim maliyetlerimizi etkiliyor. 115 dolar iken geçtiğimiz yıl doğalgazın ortalama fiyatı uluslararası piyasalarda 570 dolar civarında seyrediyor. Kömürde pandemi öncesinde yaklaşık tonu 50 dolar iken şu anda 170 dolarlarda seyrediyor. Bir ara 270 dolar mertebesine kadar çıktı. Hatta Çin kömür alımını bir müddet durduracağım dedi, döndü sanayicilerine 'belli dönemlerde çalışıp, belli dönemlerde çalışmayacaksınız' dedi.

Demir çelik, emtia fiyatları, bakır, alimünyum gibi fiyatlarda olağanüstü artışlar yaşandı. Bunlar tüm ülkelerin enerji maliyetlerini etkiledi. Buna rağmen vatandaşımıza oluşan yüksek maliyetleri tam yansıtmadık. Geçtiğimiz yıl itibariyle baktığımızda doğalgazda sübvansiyonlarımızın tutarı 80 milyardı. Elektrik ve gazda kamunun üstüne almış olduğu yük 100 milyar civarındaydı. Kur 1 Ocak 2021-2022 arasında yaklaşık yüzde 70 artmış. Elbette kurdaki dalgalanmanın etkisini yaşadık. Gerçekte ürünün kendisinin döviz başındaki artışının etkisini görüyoruz. Petrolde 40 dolarların altını gördük. Bugünlerde 90 dolarlar seviyesine çıkmış oldu. Avrupa'da da bu fiyatlara yansıdı. Bazı ülkelerde yüzde 100'ün üzerinde, konut fiyatları açısından söylüyorum yılbaşından yıl sonuna artış yaşandı. Elektrikte de benzen fiyatlamaları görebiliyoruz. Doğalgaz ile elektrik sektörü içli dışlı. Yakıtı harcayarak elektrik üretmiş oluyorsunuz. Bunun etkisi var.

İklim değişikliğiyle ilgili bir hususun altını çizelim. Geçtiğimiz yıl bayağı bir kurak mevsim geçirdik. Geçtiğimiz yıl yüzde 20'ler civarında üretim yapabildik. Doğalgaz santrallerini bir miktar daha fazla çalıştırmak zorunda kaldık. Elektriği dengeli bir şekilde götürmemiz gerekiyor. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı arttırmamız gerekiyor.

elektrik.jpeg

KADEMELİ FATURALANDIRMA

Kademeli elektrik, kademeli faturalandırmada temel amacımız özellikle dar gelirli ailelerin, zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kademe oluşturalım. Burada da sübvansiyon sözkonusu. Ortalama 90-100 metrekarelik evde elektrikli cihazlarını çalıştırabilecekleri hesaplama yapıldı.Türkiye genelinde hanelerde üretilen toplam elektrik miktarı ve konut sayısını karşılaştırdık. 140-150 kilowat saat çıktı. Biz de bunun üzerine 150 kilowat saatı belirledik. Çoğunlukla olumlu tepkiler var. Hali vakti yerinde olan vatandaşlarımız burada ekstra bir desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımız değil. Bizim dar gelirli ailelere ne yapabiliriz konusu var. Düzensiz geliri olan, asgari ücretin altında olan hanelere verdiğimiz başka destekler de var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vasıtasıyla. Diyelim ki 150 kilowat saat tüketmiş, onu devlet vakıflar üzerinden karşılıyor.

Benzer bir durumu doğalgazda da başlatacağız. Şu anda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tespit edip destekliyor. Sosyal yardımlaşma vakıflarımız ilçelerde, yerelden de insanların katıldığı, gerektiğinde evine gidip ziyaret ederek o incelemeleri yaparak 2 milyon 100 bin haneden bahsediyoruz. Doğalgazda bu rakam daha fazla olacak. e-devlet üzerinden ya da sosyal yardımlaşma vakıflarımıza müracaat etmek suretiyle, kısa sürede değerlendirilerek bu destek kapsamına alınabiliyorlar. Sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmiş oluyoruz. Bundan sonra doğalgazı farklı bir destek durumuna almış olacağız.

fatura-bakan.jpeg

Bu yıl içerisinde verileri alacağız. Vatandaşımızın 150 kilowat saatin altında kalan tüketimleri ne kadar? Kaç hane altında kalmış, kaç hane bu verilerin üzerine çıkmış. Hakikaten ihtiyaç varsa miktar değişikliğine gidebiliriz. İlk aydayız şimdi. Şubat'ta uygulamanın ilk etkilerini ve sonuçlarını almış olacağız. Zaman içerisinde ihtiyaç tabii ki güncellenebilir.

Fatura denetim sistemi tüketicilerimize açık sistem. Sayacına bakarak faturasında yazılı olan son tüketim değerine bakmak suretiyle basit usülde kontrol yapabilir. Okuma elemanının sehven gireceği rakam olabilir. Şimdi dijitalleşti, ellerindeki mobil aracı yaklaştırarak o veriyi sağlıklı olarak alabiliyor. Hesaplamayı kendisi yapabileceği gibi çok basit uygulamamız var. EPDK web sitesinde faturamı nasıl denetleyebilirim, kontrol edebilirim diye uygulama var. Son dönemdeki faturasını orada sağlamasını yapma imkanına sahip olacak. Bizde sayaç okuma dönemlerinde her gün okuma planı var. 150 kilowat saat deyince ortalama 1 aylık tüketimden bahsediyoruz. 1 gün önce gelinmiş, okunmuş olabilir veya birkaç gün sonra olabilir. Günlük 5 kilowat saat dikkate alınıyor. Burada bir hata yok. Bir diğer husus da 15 Aralık'ta okunmuş diyelim, şimdi 15 Ocak'ta okunacak. Ama Aralık'ın sonuna kadar birim fiyatlar farklıydı, Ocak'ın başından itibaren yeni fiyatlar var. Mevzuat oransal bir hesaplama yöntemi var. Bunu program otomatik olarak yapıyor. Vatandaşımız ortalama birim fiyatlarına bakmak suretiyle.

Birinci kademede şu anda 1 kilowat 137 kuruş. Geçmiş dönemde kalan tüketiminden dolayı 137 kuruştan daha alt bir birim fiyatı görecek. Muhtemel hataları önlemek için EPDK'nın sitesine girerek bu kontrolü yapabilir. Hatta şikayet anlamında söylüyorum; bir itirazı varsa Bakanlığımıza, EPDK'ya ve dağıtım şirketine yapabilir. EPDK'ya başvurabilir. İlgili bölge dağıtım şirketine de başvurabilir. Bunları elektronik ortamda da yapabilir. Bunların hepsini takibini yaparız.

Biz hükümet olarak 2022 yılında da hem gaz hem elektrikte özellikle hane halkını desteklemeye devam edeceğiz. Beklenmedik artışları Hazine imkanlarıyla taşımaya çalışacağız. Bugünden itibaren yarın zam olacak açıklamasını yapmıyoruz prensip olarak. Gönlümüz açıkçası biz de isteriz ki bunları makul, ekonomik fiyatlarla vatandaşımıza sunabilelim.

Elektrikte her üç ayda bir tarife güncellemesi yapılması gerekiyor. Doğalgazda ise aylık güncelleme yapılabiliyor. Bu yasadan gelen tarife. Geçtiğimiz yıl 100 milyar destekten bahsettik. Muhtemelen bu yıl da destek olacak. Makul bir denge ile hareket ediyoruz. Elektrik ve gazda bu destekler hane halkına ve dar gelirliye devam edecek. Sanayi gibi sınıflarda maliyetler neyse o seviyeden fiyatlama söz konusu olacak.

AKARYAKIT FİYATLARI

Akaryakıtta da petrolün yüzde 92'sini yurt dışından ithal ediyoruz. Son 1 yılda 40 dolardan 90 dolarlar seviyesine geldi. Ağırlıklı özel sektörün piyasada olduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Tedarik zincirinden pompaya kadar yansıyan fiyatlama. Son ekonomik paket açıklandıktan sonra kurdaki artışlar büyük oranda dizginlendi. Son dönemde artışların temel nedeni ham petrol fiyatlarındaki artış. Geçtiğimiz yıl 60-65 milyarlık fedakârlı yapıldı. Bütçe dengeleri açısından bir miktar ÖTV'nin devam etmesinin bu dönem için uygun olacağını ifade ettiler. Şu anda Avrupa'daki fiyatlara baktığımızda benzini en ucuz kullanan ülkelerden birisiyiz. Herkes petrolü aynı fiyattan alıyor. Pompalara yansıma konusu vergiler açısından baktığımızda ülkelerin vergi politikaları dikkate alınarak yapılıyor.

mazot.jpeg

Şu anda Avrupa'da pompa fiyatları. Türkiye'de litresi 14 lira. Ortalama 1,5 Euro civarında fiyat görüyoruz Avrupa ülkelerinde. Hollanda, Norveç, Finlandiya, Almanya gibi ülkelerde TL bazında 26 lira. Benzer durum elektrik ve doğalgazda da var. Avrupa'da başkentlere baktığımızda, Avrupa'da en ucuz kullanan üçüncü ülkeyiz.