Can Yılmaz'ın açıklaması şöyle:
"Merhaba birkaç dakikanızı rica ediyorum.
1. Kadına şiddeti onaylamak, hoş görmek, kayırmak, görmezden gelmek, yok saymak için insanlıktan nasip olmamak demektir, muhatabı kim olursa olsun şiddetle kınıyorum. Kadına, çocuğa şiddetin her türlüsünün en ağır şekilde cezalandırılıp, muhataplarının rehabilite edilmesi gerektiğine inanıyorum.
2. "Arkadaşınız" ise konu, yakın arkadaşlarınızın yaşadıklarını sosyal medya üzerinden tartışmazsınız, onlarla iletişim kurup yan yana gelir veya bir şekilde ne olup bittiğini öğrenirsiniz ve belki de öğrenemezsiniz. "Arkadaş" olmak bu gibi durumlarda bazen işe yaramaz. İnsan bilmediği konu hakkında da yorum yapamaz, hatta yapamamalı.
3. Mahkemeye yansımız bu olayda adaletin yerini bulması için gerekenlerin en doğru şekilde yapılmasını ve suçlu/suçsuz durumunun tez vakitte ortaya çıkmasını dilerim. Ortada bir suç varsa gereken cezanın verilmesi de adalet arayan herkes gibi bizi de mutlu eder. Suçu sabit olana kadar herkes masumdur ilkesi hepimiz için geçerlidir, bunu da unutmamakta fayda var.
4. Bu vesile ile kadınlara yönelik şiddet ve aile için şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılmış ve Türkiye ilk imzacılardan olmuştu. Dün Türkiye'nin bu sözleşmeden imzasını çekeceği konuşulmaya başlandı. Bu yanlış karar umarım ki gerçekleşmez. İstanbul sözleşmesinden geri adım atılmaz. Aksine uygulanmaya başlanır.
5. Asla kabul edilmesi mümkün olmayan şiddetin mağduru hanımefendiye geçmiş olsun diyorum. Adaletin vereceği kararı hep birlikte bekleyelim, görelim."
