AKP ekonomisi Osmanlı’nın son dönemi gibi!

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’dan ilkel tarıma dayalı bir ekonomi devraldı. Küçük el işçiliği dışında hiçbir sanayi kuruluşu devralmadı. Cumhuriyet Yönetimi kurduğu fabrika, işletme ve üretim tesisleri ile ekonomik mucize yaratı. Ne yazık ki bu işletme ve sanayi kuruluşları 1950’li yıllardan beri gelen sağ iktidarlar zamanında yüzyılın teknolojik gelişmelerine uygu olarak işletilmedi. Cumhuriyet 2’nci yüzyılında, özelleştirme adı altında talan edilerek, ürettirmeyerek ithalata dayalı bir ülke haline getirildi.

OSMANLI NELER DEVRETTİ

Osmanlı’nın duraklama devrinden sonra çöküşe doğru ilerlemesi 19’ncu yüzyılda oldu. Kapitülasyonlar ve savaş giderlerinin zorunlu hale getirdiği borçlanma çöküşü hızlandırdı. Yabancı sermaye ülkeye girerdi. Üretemeyen ekonomi doğal olarak Avrupa’dan mal ithal etmek zorundaydı. Böylece ülke Avrupa’nın açık pazarı haline geldi. Avrupa borç veriyor, mal satarak verdiği parayı geri alıyor. Osmanlı da borç sarmalı içinde ekonomik ve siyasi bağımsızlığını kaybediyordu.

Birinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından 1920’den sonra yeniden kurulma mücadelesi veren Türkiye Devleti kurulduğunda Osmanlı döneminden kalan çok kötü bir ekonomiyi devralıyordu.

O dönemi çok özgün bir biçimde anlatan, Türkiye’nin yetiştirdiği değerli bilim insanı, maliye, hazine, merkez bankacılığı konusunda uzman, önceki dönemlerde Hazine Müsteşarlığı görevlerinde bulunmuş, şimdilerde ‘’Kendime Yazılar’’ diye bir bloku yöneten değerli üstat Sayın Mahfi Eğilmez’in 20 Şubat 2012 tarihli yazısının bir bölümünü kısaca özetleyerek aşağıya alıyorum.

‘’1923 yılında milli gelir 570 milyon dolar, kişi başına düşen milli gelir yıllık 48 dolar, ihracat 51 milyon dolar, ithalat 87 milyon dolar, GSYH’da sanayinin payı % 11 idi. Bütün ülkede 13.000 adet telefon vardı. Doktor başına düşen hasta sayısı 13.000 dolayındaydı. Üniversite ve yüksek okullarda 3.000 dolayında öğrenci okuyordu. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’ndan GSYH’sının yüzde 65’i tutarında (yaklaşık olarak 370 milyon dolar ediyor) Düyun-u Umumiye borcunu devralmıştı.’’

Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda ülke nüfusunun azlığı, iş gücüne katılacak yaştaki insan gücünün savaşlarda telef olması, kiminin sakatlanarak iş göremez hale gelmesi, askerlik süresinin uzun olması nedeniyle enerjik insan gücünün üretim dışında bulunması, toprağı işleyecek modern araç gereçlerin olmaması ve ekilecek tohum olmaması ve benzeri nedenlerle ekilebilir toplam tarımsal arazinin büyük bir kısmının ekilemediği bir ülkenin kalkınması elbette olanaklı değildi.

Bu nedenle de üretim aile işletmelerinde, üretimi ailenin kihtiyaçları kadar yapması, çok az artık üretimin yine ailenin; gaz, bez, tuz ihtiyaçları için değerlendirildiği görülmektedir.

İhracatın sadece birkaç ürünle sınırlı olduğu, sanayileşme olmadığı için ürünlerin iç ve dış pazarlara girmesinin mümkün olmadığı kapalı bir ekonomi uygulaması ile ülke kalkınmasının mümkün olmayacağı açıktı.

Osmanlı’dan alınan bu kötü mirası karşın Cumhuriyet İdaresi kısa sürede büyük işletme ve sanayi kuruluşları kurarak ekonominin hizmetine sunmuştur.

CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDA KURULAN İŞLETME VE FABRİKALAR

Kurtuluş Savaşı sırasında yiyecek içecek, silah ve mühimmat sıkıntısı çekilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında bir taraftan Osmanlı Borçları ile borç altındayken ekonomiyi işler hale getirecek sermaye birikimi de yoktu. Bütün bu yokluklar içinde Cumhuriyet Rejimi aşağıdaki ekonomik mucizeleri gerçekleştirmiştir.

Şeker Fabrikalarıı; Uşak, Alpullu, Eskişehir, Turhal, Adapazarı, Amasya, Konya, Kütahya, Burdur, Susurluk, Kayseri, Erzincan, Erzurum, Elazığ, Malatya, Ankara, Kastamonu, Afyon, Muş, Ilgın, Bor, Ağrı ve Elbistan, Erciş, Ereğli, Çarşamba, Çorum, Kars, Yozgat, Kırşehir, Çumra, Boğazlıyan ve Aksaray Şeker Fabrikaları olmak üzere 33'e yükselmiştir.

Askeri Fabrikalar; Zeytinburnu Silah Tamirhanesi, Bakırköy Barut Fabrikası, Silahtarağa Av ve Tabanca Fişeği Fabrikası, Fişek Fabrikası, 2. Silah Fabrikası, Top İşletmesi, Tüfek İşletmesi, Marangoz Fabrikası, Kırıkkale Mühimmat Fabrikası, Kayaş Kapsül Fabrikası ve Mermi Dolum Tesisi, Gaz Maske Fabrikası, Mermi İşletmesi, Tapa İşletmesi, Trotil Dolum Tesisi, Terkip Atölyesi, Pirinç Döküm ve Haddehanesi, Nal Fabrikası, Nitroselülozlu Barut Fabrikası, Top Fabrikası, Tüfek İşletmesi, Dişli Fabrikası, Küçükyozgat (Elmadağ) Barut Fabrikaları, Erzurum Silah Fabrikası, İzmir Silah Fabrikası, Çorlu Silah Tamirhanesi, Çanakkale Silah Tamirhanesi, Konya ve Kayseri Güherçile Kalhaneleri, Nuri Killigil Fabrikaları,

Askerî Tersaneler; Gölcük Tersanesi,

Sümerbank Tekstil Grubu; Bakırköy Pamuklu, Defterdar Yünlü, Bünyan Yünlü, Isparta Yünlü, Hereke Yünlü, Adana Basma, Denizli Basma İplik, Nazilli Basma, Ereğli Pamuk, Adana Pamuklu, Merinos Yünlü, Gemlik Suni İpek ve Viskos, Kendir Sanayii Müessesesi, Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma, Antalya Pamuklu Dokuma, Bolu Suni Tahta Sanayi, Sümer Kayseri Bez, Beykoz Deri ve Kundura, Van Ayakkabı, Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi, Çanakkale Suni Deri Erzincan Pamuklu, Diyarbakır Halı, Adıyaman Pamuklu, Malatya Pamuklu, Bursa Sagem, İzmir Basma, Bakırköy Konfeksiyon, Bartın Ateş Tuğla, Kütahya Seramik

İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası, Bursa Süt Fabrikası,

Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Filoları, Keçiborlu Kükürt Fabrikası, Zonguldak Taş Kömür Fabrikası, Ankara Çubuk Barajı,

Malatya Sigara Fabrikası, Bitlis Sigara Fabrikası, İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası, Karabük Demir Çelik Fabrikası, Divriği Demir Ocakları, İzmir Klor Fabrikası,

Çimento Fabrikaları; Ankara Çimento Fabrikası, Sivas Çimento Fabrikası.

SON EKONOMİK VERİLERİ

Özal, Mesut ve Çiller üçlüsünün batma noktasına getirdikleri ekonominin faturası Rahmetli Ecevit’e ödetildi. Kemal Derviş’in düzlüğe çıkardığı ekonomi 2016 yılından beri yeniden bozulmaya başladı.

AKP İktidara geldiği 2002 yılında Dolar 1 lira 42 kuruştu. Dolar şimdi 27 lira 58 kuruştur. Daha da yükseleceği beklenmektedir. 243 milyar lira olarak devraldığı borcu Ağustos 2023 tarihi itibariyle 7 trilyon 8 milyara ulaştı. 2014 Yılında kişi başına düşen milli geliri 12 bin 590 Dolar iken bugün 8 bin Dolara inmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre; Ağustos 2023 enflasyonu yüzde 64,27 olarak hesaplanırken, Enflasyon Araştırma Gurubu (ENAG’a) göre ise yüzde 130,13 olarak açıklandı. Yani 2 kattan daha fazla. İşsizlik oranı yüzde 9,4, genç işsizlik yüzde 22,7. Bütçe açığı ise 383 milyar 400 milyon lira olarak tahmin ediliyor.

AKP tıpkı Osmanlı’nın Cumhuriyete bıraktığı iflas mirası gibi, aldığı ekonomiyi de iflas noktasına getirerek tarihi tekerrür ettiriyor!

Yazarın Diğer Yazıları