AKP'de çatlak büyüyor: "Asıl sebeplerin görmezden gelinmesi..."

AKP'de çatlak büyüyor: "Asıl sebeplerin görmezden gelinmesi..."

Başta AKP'li erkek yöneticiler ve aralarında tarikatların da bulunduğu İslamcı kesimlerden İstanbul Sözleşmenin kaldırılması yönünde baskı sürerken, kadın parti üyelerinden de itiraz sesleri yükselince oluşan çatlak derinleşti. Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın yönetiminde olduğu KADEM'in ardından son itiraz AKP İstanbul Milletvekili Betül Sayan Kaya’dan geldi.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un İstanbul Sözleşmesi hakkındaki, "Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır" sözleriyle başlayan İstanbul Sözleşmesine yönelik tartışmalar gündemdeki yerini hala koruyor. 

AKP çevresindeki bazı isimlerin ve cemaatlerin ısrarla gündeme getirdiği İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması yönündeki taleplere iktidar cephesinden kadınların itirazları gelmeye devam ediyor. KADEM'in ardından bir itiraz da 65. hükümetin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan ve halen Sosyal Politikalar’dan Sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan AKP İstanbul Milletvekili Betül Sayan Kaya’dan geldi.

GÖZLER 5 AĞUSTOS'TA

5 Ağustos çarşamba günü yapılacak AKP MYK'sında konunun gündeme alınacağı ve bir karar verileceği kulislerde konuşuluyor. 

Gözler 5 Ağustos'a çevrilmişken, konuyla ilgili uzun süredir kampanya yürüten ve sözleşmenin tartışmaya açılmasını dahi kabul etmeyen kadın örgütleri de aynı gün sokaklara çıkarak itirazlarını yüksek sesle dile getirecek.

5 Ağustos günü eylem çağrısı yapan kadınlar sözleşmeye dokunulmayacağı beyan edilene kadar nöbette olacaklarını açıkladı.

KADEM'DEN NET ÇIKIŞ

Tartışmalar sürerken AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu KADEM’den İstanbul Sözleşmesi’ne destek açıklaması gelmişti.

KADEM yaptığı açıklamada İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik eleştirilere 16 soruda cevap verdi. Açıklamada, "İstanbul Sözleşmesi ve kadın cinayetlerinin artması arasında doğrusal hiçbir bağlantı yok iken, kadın cinayetlerini önlemek üzere getirilmiş bir düzenlemenin günah keçisi ilan edilmesini anlamak pek mümkün gözükmemektedir. Cinayetler gerçekten arttıysa burada bakılması gereken pek çok değişkenli sosyolojik ve psikolojik toplumsal süreçlerdir. Burada Sözleşmenin bu kadar hedefe konması asıl sebeplerin görmezden gelinmesi anlamına da geliyor" denildi.

ESKİ AİLE BAKANI SAYAN'DAN AÇIKLAMA

KADEM'in ardından sözleşmeye destek veren bir diğer isim AKP İstanbul Milletvekili Betül Sayan Kaya oldu.

Sayan Kaya, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda şu ifadeleri kullandı: 

"Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı, tüm dünyanın Türkiye’yi konuştuğu tarihi bir atmosferde, yıllardır yürürlükte olan bir sözleşmenin gündeme oturtulmasını manidar buluyorum.

AK Parti olarak bizi biz yapan kadim değerlerimizi yaşatmak ve gelecek nesillere aktararak ülkemizi büyütmek için 18 yıldır tüm samimiyetimizle çalışıyoruz.

İnsanı eşrefi mahlukat olarak gören bizler şiddetin her türlüsüne kimden geldiğine bakmaksızın karşıyız. Kadına yönelik şiddeti de bu bağlamda insanlığa ihanet olarak görüyoruz.

Şiddetle mücadeleye yönelik bugüne dek toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yaptığımız hukuki düzenlemeleri bundan sonra da gerektiği takdirde güncelleyerek yapmaya devam edeceğiz.

Bunun yanında şiddetle mücadelede en önemli unsur şiddetin ortaya çıkmadan önlenmesidir. Güçlü Türkiye inşasında kız çocuklarının eğitiminden, kadının toplumdaki yerine, ailenin güçlendirilmesi ve desteklenmesi her zaman öncelikli konularımız olmaya devam edecektir."

TARTIŞMALAR KOMİSYON BAŞKANI DEĞİŞTİRDİ

İstanbul Sözleşmesi’nin izlenmesi için bünyesinde bir alt komisyon da kurulan Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) başkanı Canan Kalsın Kurtulmuş'un sözlerinin ardından komisyon başkanlığı görevini bırakmıştı.

Sözleşmeden çekilme tartışmalarını eleştiren Kalsın sosyal medya hesabından, "Türkiye’de hazırlanan ve İstanbul adı verilen sözleşmenin 9 yıldır yürürlükte olduğuna dikkat çeken Kalsın, “9 yılda ne değişti? 9 yıl sonra niye günah keçisi haline geldi? Bu kadar suç ve suçlunun olduğu bir yerde her şeyin suçlusu bir sözleşmeymiş gibi algılamak ve algılatmak hangi oyunun/algının ürünü?" eleştirisinde bulunmuştu.

DİLİPAK KADINLARA "FAHİŞE" DEMİŞTİ

Öte yandan AKP'ye yakın isimlerden, AKİT gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yazısında kadınlar için "Fahişe" demesi büyük tepki topladı. 

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 27 Temmuz Pazartesi günü yayımlanan yazısında İstanbul Sözleşmesi'nin savunan kadınlara "fahişeler" diyerek hakaret etti. Dilipak, daha sonra "Ben benim gibi düşünmeyenlere öyle bir ifade kullanmadım. Yazımdaki ifade İstanbul Sözleşmesi'ne destek verenlerin fuhşiyata da destek vermiş olmalarından söz ediyorum" dedi.

AKP Genel Sekreteri Şahin bu sözlerin ardından yaptığı açıklamada, gerekli hukuki ve cezai müracaatlarda bulunarak yasal süreçlerin takipçisi olacaklarını söyledi.

AKP SEÇMENİ 'KALALIM' DİYOR

MetroPOLL Araştırmanın anketine göre, halkın yüzde 63.6'sı hükümetin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini onaylamıyor. Anket, AKP seçmeninin de sözleşmenin iptaline karşı olduğunu ortaya koyuyor. Ankete göre, AKP seçmeninin 25.7'si çekilelim derken yüzde 49.7'si kalalım dedi.

MHP LİDERİ BAHÇELİ'DEN DİKKAT ÇEKEN ÇIKIŞ

MHP lideri Devlet Bahçeli'den de İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin dikkat çekici bir çıkış gelmişti.

Bahçeli, kadın cinayetlerinin önlenmesi için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun eksiksiz ve tam olarak uygulanması gerektiğini söyledi. Bahçeli AK Parti'nin kaldırmayı planladığı İstanbul Sözleşmesi için ise "Bu sözleşmeye ihtiyaç olup olmadığını, ne getirip ne götüreceğini objektif kriterler çerçevesinde ele almalıyız. Kadın cinayetini engelleyemezsek hepimiz sosyal maliyeti yüksek bir çığın altında kalırız" ifadesini kullanmıştı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İstanbul’da imzaya açılması sebebiyle bu şekilde isimlendirilmiştir.

İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik her tür şiddete karşı hukuki çerçevede detaylı bir koruma sağlayan ilk uluslararası belgedir.

Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa Sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dâhil 34 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Böylece Türkiye sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştur.

İstanbul Sözleşmesi’nde, sözleşmeyi parlamentolarından geçirmiş hükümetlerin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin her türüyle mücadele etmek için bir dizi kapsamlı tedbir alması istenmektedir. Sözleşmenin her bir maddesinde şiddet eylemlerinin meydana gelmesinin önlenmesi, mağdurlara yardım edilmesi ve faillerin adalet önüne çıkartılması amaçlanmaktadır. Sözleşme, örneğin aile içi şiddet, ısrarlı takip, cinsel taciz ve psikolojik şiddet gibi, kadına yönelik farklı şiddet türlerinin suç olarak kabul edilmesini ve bunlara karşı yasal yaptırımlar getirilmesini gerekli kılmaktadır.