AKP 25. ve 26. dönem Mardin Milletvekili ve MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, kendi partisine yönelik eleştirel paylaşımında bulundu.
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün “AK Parti’de yeni ‘ruhun’ sırrı” başlığını taşıyan yazısını paylaşarak gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Miroğlu, Selahattin Demirtaş’ın kamuoyu araştırmalarında Kürtler’in birinci lideri olduğunu, Ekrem İmamoğlu’nun ise ikinci sırada geldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra gelmesini ise büyük bir kayıp ve hak gaspı olarak nitelendiren Miroğlu, paylaşımında. “AK Parti kendi siyasi hikayesine ters düştü, en haklı olduğu durumlarda bile hakkını hukukunu savunamaz hale geldi. Kürtler partiye küstü” diyerek partisine yönelik eleştirel sözler sarf etti.
Miroğlu, paylaşımının tamamında şu ifadelere yer verdi: “AK Parti’de değişim yeni bir siyasi ruh"la mümkün.’ demiş Sevgili Övür ve devam etmiş: Bu ruhun dalga dalga kitlelere yayılmasını ve havanın değişmesini de, partiyi bu noktaya taşıyan sorumluların adlarını listelerde görmemeleri değil, "Benbaşaramadım" diyerek gönüllü çekilmeleri hızlandırır ve iyi bir başlangıç olur. ‘ diyerek devam etmiş yazısına.
Bu bir temenni olarak güzel, ama sözü edilen yeni ruhu arayıp bulmak, birtakım aktörlerin başarısızlığı üstlenerek erdemli bir davranış gösterip çekilmeleriyle değil- bizim siyasi geleneğimizde böylesi erdemli davranışlar yok pek, ya da münferit- AK Parti’nin kuruluştaki siyasi kodlarına dönmesi için mücadele etmekle mümkündür. Çok büyük reformlara imza atıldı ama kuruluştaki kodların işaret ettiği sorunların önemli bir kısmı çözülemedi, tam tersi, bu sorunlar AK Partinin siyasi insiyatif ve motivasyon alanından çıktı, ya da çıkarıldı, neredeyse CHP’ye siyasi program haline geldi.
Misal, Kürt meselesindeki gelişmelere ve sonuca bakalım. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu meselede yaptığı reformları partisi dahi savunamaz- ya da savunmak istemez- hale getirildi.
"DEMİRTAŞ KÜRTLER’İN BİRİNCİ LİDERİ, İMAMOĞLU İKİNCİ!"
Partinin oy oranı Diyarbakır’da %17’lerde ki bu oran 2015 seçimlerinin oranı.
Seçimlerde, beş milyon Kürd’ün yaşadığı İstanbul’da ve bir çok şehirde Kürtler’in karşısına milletvekili ve belediye başkan adayı olarak , Googol’un dahi tanımadığı adaylar çıkarıldı!
Selahaddin Demirtaş kamuoyu araştırmalarında Kürtler’in birinci lideri, İmamoğlu ikinci!
Erdoğan Mansur Yavaş ve Kılıçdaroğlu’ndan sonra geliyor! Bundan daha büyük hak kaybı veya gaspı olur mu? AK Parti bu hak kaybının peşine düşmeden Kürtlerle yeniden nasıl buluşacak?
"KÜRTLER PARTİYE KÜSTÜ"
Selahattin Bey’i anladık hadi, peki İmamoğlu ne yapmış da Kürtler’in önemli bir kısmı ikinci sıradaki lider olarak görüyor?
Sebep ortadadır. AK Parti kendi siyasi hikayesine ters düştü, en haklı olduğu durumlarda bile hakkını hukukunu savunamaz hale geldi.
Kürtler partiye küstü.
Bizim güçlendirdiğimiz orta sınıflar, DEM’in bölgedeki temel sosyolojisi haline geldi, aramızdaki mesafe açıldıkça açıldı.
AK Parti’nin hikayesi, farklı siyasi hikayeleri bir arada tutan, birleştiren bir Türkiye hikayesiydi ve “ya demokrasi ya hiç” diyen bir hikayeydi.
Aradan çeyrek asır geçti bugün hala yeni anayasa diyoruz, demokrasi diyoruz, Kürt meselesi diyoruz, refahı arttırmak ve yoksulluğu yok etmek istiyoruz.
Bu gerçekler nedeniyle Kuruluştaki kodlar partiyi iktidara taşıyan hikayenin özüdür ve bugün de kıymetinden bir şey kaybetmiş değil, sorun AK Parti’nin bu kıymetten uzaklaşmış olmasıdır. Partide statükodan yana olanlar ve hiç bir şey olmamış gibi davranarak kulağının arkasına yatanlar seçim yenilgilerine rağmen işte bu siyasi kodlara dönmeye de şiddetle karşılar.
“Siyasi kodlara dönme çağrısı yanlış, çünkü Türkiye ve dünya yirmi yıl öncesine göre çok değişti” diyorlar.
"KÜRTLERİN UMUDU NEDEN TÜRKİYE DEĞİL DE ABD!"
Doğru Türkiye ve dünya çok değişti.
Ama bu değişimin ruhunu dahi, AK Partinin kuruluşundaki siyasi kodlarla değil de başka neyle açıklayacağız?
Yeni anayasamız oldu da haberimiz mi yok?
Yargı, şu bu, demokrasi sorunumuz yok mu?
Kürtler ve Türkler arasındaki bin yıllık kalem ve silah arkadaşlığına rağmen; Kürt meselesinin küresel bir mesele haline geldiği bu yüzyılda Ortadoğu’daki Kürtlerin umudu neden Türkiye değil de ABD!
Hiç üzülmeyecek, endişe duymayacak ve sorgulamayacak mıyız?”
ORHAN MİROĞLU KİMDİR?
1952 yılında Mardin'in Gelinkaya köyünde dünyaya gelen Orhan Miroğlu, İsmail ve Behiye Miroğlu'nun oğludur. Eğitim hayatına Diyarbakır Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde devam eden Miroğlu, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.
Miroğlu'nun yaşamı, 12 Eylül 1980 darbesiyle köklü bir değişim yaşadı. Darbe sonrası tutuklanan Miroğlu, 1988 yılına kadar Diyarbakır Cezaevi'nde hapis yattı. Cezaevi sürecinin ardından, 1992 yılında Musa Anter’e düzenlenen suikasttan yaralı olarak kurtuldu ve tedavi amacıyla Ankara'ya yerleşti.
Tarih ve toplumsal hafıza üzerine derinlemesine çalışmalar yapan Miroğlu, bu konularda ve anı türünde toplam 10 kitap kaleme aldı. Yazıları ve araştırmalarıyla toplumun hafızasını diri tutmayı amaçlayan Miroğlu, Uluslararası Af Örgütü üyesi olarak insan hakları alanında da aktif rol oynuyor. Ayrıca, Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde Tarih ve Toplumsal Hafıza Koordinatörlüğü görevini yürütüyor.
Siyasete de adım atan Miroğlu, 25. Dönem Mardin Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yaptı. Dil yetenekleriyle de dikkat çeken Miroğlu, çok iyi düzeyde Arapça ve Kürtçe, orta seviyede ise İngilizce biliyor.
Orhan Miroğlu, eşi Canan Miroğlu ile birlikte Hiwa ve Zerdeşt adında iki çocuk sahibi.