Akşener "şimdi onların konuşma zamanı" dedi, kürsüyü bıraktı

Akşener "şimdi onların konuşma zamanı" dedi, kürsüyü bıraktı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında çok konuşulacak bir harekette bulundu. "Madem memleket masasına çemkirdiniz işte size milletin kürsüsü. Bu kürsüde milletin derdi konuşulur. Şimdi esnafın konuşma zamanı" ifadelerini kullanan Akşener, kürsüyü Ankara Kahveciler Esnaf odası Başkanı İsa Güven'e bıraktı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemi değerlendirdi.

Akşener, HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'a sosyal medya üzerinden yapılan cinsiyetçi saldırıyı eleştirirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Senin trollerinden artık kimse korkmuyor. İYİ Parti o korku duvarını yıktı. Damadının masallarına da artık kimse inanmıyor.
Çünkü senin trollerin sanal ama 3 bin 600 ek gösterge bekleyenler, atanamayan öğretmenler, işsiz milyonlarca genç gerçek." şeklinde seslendi.

"ŞİMDİ ESNAFIN KONUŞMA ZAMANI"

Akşener, grup toplantısında bir süre konuştuktan sonra, "Madem memleket masasına çemkirdiniz işte size milletin kürsüsü. Bu kürsüde milletin derdi konuşulur. Şimdi esnafın konuşma zamanı." diyerek sözü Ankara Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsa Güven'e bıraktı.

İsa Güven'in yaptığı konuşmanın ardından İYİ Parti lideri Meral Akşener değerlendirmelerini sürdürdü.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

"İktidarın rahatlatan açıklamalarına dikkat etmeyelim. Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’nun çekimser açıklamalarının altında yatanlara dikkat edelim.

"ÇİRKİN ELLERİNİZİ KADINLARIN ÜZERİNDEN ÇEKİN"

Kurallara uyalım ki sağlık ordumuzun işini kolaylaştıralım. Başak Demirtaş’a saldırı ne ilk ne de son olacaktır. Benzeri çirkin saldırıları yaşamış bir kadın olarak umarım ki son olur ama bu bir zihniyet meselesi.
Bizi yönetenler bu konuda net bir tavır almadıkları sürece bu çürümüşlük devam edecektir. Onun için sayın Erdoğan başta olmak üzere Türkiye’yi yönetenleri bu konuda tutum almaya davet ediyorum.

Buradan bir kez daha sesleniyorum yeter. Çirkin ellerinizi kadınların üzerinden çekin artık.

"DAMADININ MASALLARINA ARTIK KİMSE İNANMIYOR"

Geçtiğimiz hafta bu kirli zihniyetin ifşa oluşuna şahit olduk. Binlerce trol hesap kapatıldı. Türkiye uluslararası toplumda rezil edildi.

Nedir bu trol ordusu; Birinci görevleri Sayın Erdoğan’ı övmek, ikinci görevleri bize sövmek. Türkiye parayla kendini alkışlatan bir yönetimi hak etmiyor. Türk milleti böylesine çapsız bir siyaseti hak etmiyor.

Gelişmiş ülkelerde siyasette trol hesap kullanmak büyük ayıp olarak görülüyor. Ama bu arkadaşlar bırakın utanmayı bu sahtekarlığı savunuyorlar.

Sen gidip istihdam oluşturup sahte hesaplar açtırmışsın, millete hakaretler ettirip, iftiralar attırmışsın. Sonda da çıkıp savunuyorsun.

Sayın Erdoğan senin trollerinden artık kimse korkmuyor. İYİ Parti o korku duvarını yıktı. Damadının masallarına da artık kimse inanmıyor.
Çünkü senin trollerin sanal ama 3 bin 600 ek gösterge bekleyenler, atanamayan öğretmenler, işsiz milyonlarca genç gerçek.

Telefon açın siz neden sahtekarlık yapıyorsunuz diye sorun. Sorun ki belki utanır temiz siyasete mecbur kalırlar. Türkiye son 10 yıldır her türlü kirli tezgaha sahne oldu.

"YAZIKLAR OLSUN SİZE"

İktidardakiler hatalarını gördüler zannettik. Ülkeyi 15 Temmuz’a getiren ayak oyunlarından ders aldılar sandık. Hey yah yanılmışız. Çünkü onlar kandırılmamışlar.
AKP’li bir genç yönetici canlı yayında itirafta bulundu. “FETÖ’cülerle kol kola girdik” aynen böyle dedi.

İstifa etmesi görevden alınması bu kirli ittifakı aklamaz. Sayın Erdoğan, kumpaslarla askerlerimiz, sivillerimiz özellikle mi FETÖ’cülere kırdırıldı.

İktidar hesaplarınızı vatanını milletini seven insanları teröristlere kırdırmak üzerine mi yaptınız. Güç sevdanız yerin dibine batsın. Devlet yönetme anlayışınız yerin yedi kat dibine batsın. Yazıklar olsun size.

"TROL HESAPLARLA ÇİZDİKLERİ RESMİN BOYALARI AKIP GİDİYOR"

AKP iktidarının en çok korktuğu şey de gerçekleri konuşmak. O yüzden şimdi darbe tartıştırıyorlar. Sayın Demirel’in dediği gibi “Meseleyi mesele etmezsen mesele olmaz” sanıyorlar. Vatandaş artık gerçeği görüyor.

Kendileri işsizken, tencereyi kaynatmakta zorlanırken, Saraya kapanan Sayın Erdoğan ve çevresinin sürdüğü sefayı sürüyorlar. Son bir yılda işsiz kalan bir milyon 200 bin vatandaş gerçeği biliyor. Trol hesaplarla çizdikleri resmin boyaları akıp gidiyor.

Milletçe sevdiğimiz gurur duyduğumuz sporcumuz da olsa, bankaya güreşçi atanınca atama bekleyen kalifiye vatandaşımızın gururu inciniyor. Zor durumdaki vatandaştan IBAN isteyip yandaşa 3-4 maaş bağlamak insanlığa sığmaz.

Eskilerini çözemediği gibi Türkiye’yi yeni sorunlara sürükleyen bu ucube sistemdir. Milletimizi mutsuzluğu mahkum eden bu ucube sistemdir. Vakit kaybetmeden iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçmek yaralarımızı sarmak zorundayız. Milletimizin iyiliği için ilk gitmesi gereken bu ucube sistemdir.

İktidarın, yandaşları iki ev az satınca olağanüstü toplandığı ama esnaf kan ağlarken duymazdan gelen iktidar.

AKŞENER KÜRSÜYÜ ESNAFA BIRAKTI

Madem memleket masasına çemkirdiniz işte size milletin kürsüsü. Bu kürsüde milletin derdi konuşulur. Şimdi esnafın konuşma zamanı.

Ankara Kahveciler Esnaf odası Başkanı Sayın İsa Güven. Esnafın kürsüsünden vatandaşın derdini konuşmak için sözü size bırakıyorum."

"ESNAF TÜRKİYE'NİN AYNASIDIR"

İsa Güven'in yaptığı konuşmanın ardından İYİ Parti lideri Meral Akşener konuşmasını kaldığı yerden sürdürdü:

"Bizim için esnaf Türkiye’nin aynasıdır. Turizm iyi durumda mı, kötü durumda mı, esnafın durumundan anlarsınız. Ekonomi iyiye mi gidiyor, kötüye mi gidiyor, esnafın durumundan anlarsınız.
Milletimiz umutlu mu, değil mi, esnafın durumundan anlarsınız. Ve bilin ki esnaf zor durumdaysa, Türkiye zor durumda demektir.

Esnaf fakirleşiyorsa, Türkiye fakirleşiyor demektir. Türkiye’de 1,8 milyon esnafımız var. Bunun 329 bini perakende satış yapıyor. 127 bin işyeri, gıda hizmeti sağlıyor. Üç ay boyunca kapalı kalan bu işletmelerin çoğu açılmış olsa da salgından önceki cirolarının yarısını bile yapamıyorlar.

Çalışanları ve ailelerini de hesaba kattığınızda, esnafımızın içine düştüğü darboğaz, 20 milyona yakın vatandaşımızı etkiliyor.

AKŞENER'DEN İKTİDARA ESNAFLAR İÇİN TEKLİF

Esnafımızın 2020 Mart ayından itibaren, yıl sonuna kadarki bütün vergi ve SGK ödemeleri, Ocak 2021’den başlamak ve vade farksız 24 ayda ödenmek üzere, yapılandırılsın. Buna, elektrik su ve doğalgaz faturaları da dâhil edilsin.
Zaten işlerine “kaldıkları yerden” devam edemeyen esnafımız, yakın gelecekte bu borç yükü altında ezilme tehlikesi ile karşı karşıya…

Bugün, azalan talep ve artan maliyetler nedeniyle, zor günler geçiren esnafımızın önemli bir kısmı, dükkânını açtığında, iş yerini kapalı tutmaktan daha fazla zarar eder duruma düşebilir. İşte bu nedenle “Her haneye, kişi başına 500 lira doğrudan devlet yardımı” önerimiz, tam da bu esnafımız için hayati önem taşıyor.

Önermek bizden, uygulamak sizden. Alın, uygulayın. Dişe dokunur destek, işte böyle olur. Japonya Merkez Bankası, Mayıs ayında sadece KOBİ’ler için toplam 695 Milyar dolar büyüklüğünde sıfır faizli finansman paketi açıkladı.

Sadece KOBİ’leri için GSYH’sının yüzde 13,6’sını ayırdı. Bize oranlarsak sadece KOBİ’lerimiz için yaklaşık 700 Milyar lira ediyor.

Damat Bakan’ın Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketinde, doğrudan destekler, GSYH’mızın %3’ünü bulmuyor.

"İKTİDARA GELDİĞİMİZDE HERKES BOLLUKTAN PAYINI ALACAK"

Biz esnafın derdini Türkiye’yi zenginleştirerek çözeceğiz. Milletin cebi para görecek ki, esnaf da kalkınsın. 21inci yüzyıl siyasetinde, hukuk var, adalet var, demokrasi var.

21inci yüzyıl siyasetinde, çağın gerisinde kalmış değil, çağı yakalamış bir yönetim anlayışı var. 21inci yüzyıl siyasetinde, suni gündemler değil, vizyon var, somut projeler var.

Kimse umudunu yitirmesin. Biz bu anlayışla, projelerimizi ortaya koyuyoruz. İktidara geldikten kısa süre sonra, Türkiye’yi bir bolluk dönemiyle tanıştıracağız. Herkes bu bolluktan payını alacak. Sadece zenginler değil, en alt gelir grupları da tüketebilecek.

Yalnızca hayatta kalmak için değil, keyfi için, sevdikleri için, çocukları için para harcayabilecek. Tüketim tabana yayıldıkça, dükkanlar yeniden dolup taşacak. Esnafın geliri artacak. Ekonominin çarkları yeniden dönecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

"TÜRKMENLERİN HAKKININ TESLİMİ İÇİN GEREKLİ GİRİŞİMLERİ YAPMAYA DAVET EDİYORUM"

Irak’ın kuzeyine bir hareket başlatıldı bütün Mehmetçiği korusun ayaklarına taş değmesin.

Biliyorsunuz Irak’taki seçimlerin ardından, yeni hükümeti kurma çalışmaları, Türkmenler için bir yılan hikayesine döndürüldü. Türkmenlere bir bakanlık verilmişti. Ancak ipe un serildi. Türkmenlerin o bakanlığı alamadığını gördük.

Türkiye’de yaşayan her bir insanın müthiş bir sevinç yaşadığını gördük. Gerek nüfusu, gerekse aldığı oylar göz önüne alındığında, Türkmenlerin bu hükümette yer alması gerekirken, türlü oyunlarla kardeşlerimizin hakları, gasp edilmeye çalışıldı.

Başta Sayın Erdoğan olmak üzere, ilgili kurumlarımızı, Türkmeneli’nin bu hakkının teslimi için, gerekli girişimleri yapmaya davet ediyorum. Suriye’de, YPG’nin Cenevre görüşmelerinde, meşru bir aktör kimliği kazanması amacıyla atılan adımlara, engel olamadınız.

"SURİYE'NİN KUZEYİNDE TERÖR DEVLETÇİĞİ KURULUYOR"

Bir TV programında söylemiştim James Jafrey’in başkanlığında Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde de bir terör devletçiği kuruluyor. Bari, Irak’taki Türkmenlerin, hakkının hukukunun çiğnenmesine seyirci kalmayın. 40 yılda bir, bu ülkenin milli menfaatleriyle örtüşür bir adım atın.

"BİZ GELİNCE HİÇBİR KARDEŞİMİZ NEREDESİN GAVİM GARDAŞ DİYE SORMAYACAK"

Çünkü Irak yönetiminde söz sahibi Türkmenler, Türkiye için de büyük bir güç olur. Yaşadıkları tüm zorluklarda, “POYRAZ” essin diye bekleyen Türkmen kardeşlerimizin, bu noktada yalnız bırakılmalarına gönlümüz razı olamaz. Türkmen’in öz yurdunda garip kalmasına, vicdanımız seyirci kalamaz.

Buradan söz veriyorum; Biz gelince hiçbir kardeşimiz, “Neredesin kavim gardaş?” diye sormayacak. Çünkü biz gelince, “POYRAZ” esecek. Biz gelince, Türk gelecek. Bu vesileyle, bir kez daha; Selam olsun Türkmeneli’ne. Selam olsun “Türk menem” diyenlere. Türkmeneli var olsun, Tanrı Türk’e yar olsun. Toplantımızı şereflendirdiniz. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun."