Aşık Veysel’in kızı, babasını anlattı
Halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’nun çocuklarından en büyüğü Zehra Başer, babasının çiçek hastalığı nedeniyle 7 yaşında iki gözünü kaybettiğini söyledi. Başer “Sol gözü az da olsa görüyormuş. Ancak onu da bir gün ahırı süpürürken ineğin boynuzlaması sonrası kaybetmiş” dedi. Annesi Gülizar’ın Aşık Veysel’e sevdalandığını, ailesinin istememesine rağmen evlendiğini anlatan Zehra Başer, “Babam, annem Gülizar ile evlenmek istiyor; ama ailesi vermiyor. Annem ‘alacağım Aşık Veysel’i diyor. Ailesi ‘çift süremez, ekemez, gözleri görmüyor, gurbet ellere vermeyiz’ diyor. Ama annem babamla evleniyor. Babamın sesinden, sazından, bilgisinden etkilenmiş annem, aşık olmuş, evlenmişler. Annem hep derdi ki ‘Aşık Veysel’im var, 6 çocuğum var, evim var, bu dünyada benden mutlu kimse yok’. Babam da annemi ‘6 çocuğumun anası’ der severdi” dedi.
‘ONDAKİ İTİBAR KİMSEDE YOKTU’
Zehra Başer, babası Aşık Veysel’in her zaman örnek olmaya çalıştığını kaydederek “Evimizin altında bir bahçe vardı. Orayı her sene eker biçerdi. Bir tufan gelirdi, alır gider dümdüz ederdi. Köylü toplanır gelir yardım ederdi. Ondaki itibar kimsede yoktu. Evimiz odalıydı. Hınca hınç dolardı evimiz. Çok akıllı insandı babam. Bize çok sahip çıkardı. 1’inci ayda köyden çıkardı. Hasanoğlan’da öğretmenlik yapardı. Annem 6 çocukla evde kalınca mektup yazdırıyor babama gönderiyor. Babamın eline mektup geçiyor. Ama müdür gitmesi için izin vermiyor. Babam da akşam oturuyor müdüre bir mektup yazıyor diyor ki ‘Yine mektup aldım gül yüzlü yardan, özletme yolları gel diye yazmış’. Müdürün yatağına bırakıyor mektubu. Okuyunca ‘Aşık sabahtan sen git’ diyor müdür” diye konuştu.
‘YÜREĞİYLE GÖRÜRDÜ’
Zehra Başer, babası Aşık Veysel’in gönlüyle gördüğünü ifade ederek, “Babamın türkülerinin hepsini biliyordum; ama unuttum. Burada arkadaşlarla söylüyoruz. Babam içine çok kapanıktı. Bir sırrı 70 sene saklar kimseye demezdi. Çok akıllı bir insandı. Çocuklarının saçlarını tarar, boylarını ölçerdi. Bizimle her zaman oyun oynardı. ‘Gelin çocuklar halay çekelim’ derdi. Türkü söylerdik biz, o da dönerdi, yüreğiyle görürdü. Aklına şiir geldiği zaman yazdırırdı babam. ‘Gözüm 7 yaşında kapandı, bir bacım vardı, gezdirirdi her yeri gördüğünü anlatırdı bana’ derdi. Sol gözünde bazen ışık olduğunu söylerdi. Ahırı süpürürken inek kafasını sallayınca boynuzu gözüne gelmiş. Hiç görememiş. Gözlerinin açılmasını hiç istemedi. Hiç isyan etmezdi. ‘Gözlerini açalım’ demişler, `hayır istemem’ demiş. ‘Ben şimdiye kadar görmedim, şimdiden sonra açtırsam ne olacak, bana dünya hep ışık’ demiş” şeklinde konuştu.