Bağırsaklarda kronik iltihabın olması kanser riskinde artışa neden olabilir

Bağırsaklarda kronik iltihabın olması kanser riskinde artışa neden olabilir

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Sedef Kuran, inflamatuar bağırsak hastalıklarında doğru tanının önemine dikkat çekti.

Sedef Kuran, “Bağırsaklarda kronik iltihabın olması kanser riskinde artışa neden olur. Bu nedenle olguların doktor kontrolleri ve aralıklı kolonoskopik değerlendirilmeleri önemlidir. Ayrıca kullanılan ilaçlarında olası yan etkilerinin takibi yapılmalıdır” dedi.

Güven Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Prof. Dr. Sedef Kuran, bağırsak hastalıklarına ilişkin yaptığı açıklama, “İnflamatuar bağırsak hastalıkları, kronik, nedeni net olarak bilinmeyen, sessizlik ve aktivasyon dönemleri ile seyreden, crohn (iltihabi bağırsak hastalığı) ve ülseratif kolit olarak sınıflandırılan iltihabi bağırsak hastalıklarıdır. Ülseratif kolitli olgular genellikle kanlı ishal, karın ağrısı ile başvurabilir. Çok şiddetli ishal ve kanama hayatı tehdit edici olabilir. Yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklardaki bir veya birkaç bölümü tutabilen, tutulan bölümde kalınlaşma ve ülserlere yol açan bir iltihabi bağırsak hastalığı olarak bilinen crohn hastalığında karın ağrısı, makat bölgesinde iltihaplar, apseler, fistüller, bağırsakta darlıklar ve tıkanmalar olabilir. Ülseratif kolit iltihabi kalın bağırsak hastalığıdır. Kalın bağırsakta hemen daima rektum denilen, kalın bağırsağın son bölümünden başlayan, ancak kalın bağırsağın daha yukarı kısımlarını da etkileyebilen, bağırsağın iç çeperinde iltihaplanma sonucu gelişen bir hastalıktır. Crohn hastalığı, ülseratif kolitten farklı olarak ağızdan, anal kanala kadar bağırsağın herhangi bir yerini tutabilir. Lezyonlar arasında normal bağırsak dokusu bulunabilir. Sıklıkla ince bağırsak ile kalın bağırsağın birleşim yeri olan terminal ileum etkilenir. Bağırsağın tüm duvarı iltihaptan etkilenir” diye konuştu.

DOĞRU TANI VE TEDAVİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

İnflamatuar bağırsak hastalıklarında doğru tanının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Kuran, “Her iki hastalıkta da hasta öyküleri, fizik muayene bulguları, kan tetkikleri (kansızlık olup olmaması, iltihabi değerler), gaita tetkikleri, abdominal ultrasonografi, gereken olgularda tomografi veya manyetik resonans görüntüleme yine gereken olgularda pasaj grafileri, kolonoskopik değerlendirme ve biyopsi sonuçları birlikte değerlendirilerek tanı konulur. Pek çok hastalıkla ortak yönlerinin olması nedeniyle ayırıcı tanının iyi yapılması önemlidir. Hastalık her yaşta görülebilir ancak gençlerde daha sık rastlıyoruz. Orta ve ileri yaş aralığı da hastalık sıklığının arttığı bir dönemdir. Hastalık şiddeti ve bağırsaktaki tutulum yerine göre tedavi planı değişir. Ağızdan ilaçlar, lavmanlar, bazen kortikosteroidler ve bağışıklığı baskılayıcı ilaçlar kullanmak gerekebilir. Bazı olgularda cerrahi gerekebilir. Bağırsaklarda kronik iltihabın olması kanser riskinde artışa neden olur. Bu nedenle olguların doktor kontrolleri ve aralıklı kolonoskopik değerlendirilmeleri önemlidir. Ayrıca kullanılan ilaçlarında olası yan etkilerinin takibi yapılmalıdır. Hastalarımızın doktorları ile uyumu, tedavilerine düzgün devam etmeleri, kontrollerini aksatmamaları, sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzının benimsemeleri çok önemlidir” dedi.