Bahçeli'den veciz sözler: 'Zeka özürlü', 'aptal', 'ahmak' ...

Bahçeli'den veciz sözler: 'Zeka özürlü', 'aptal', 'ahmak' ...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bahçeli'nin açıklamasından satırbaşları şöyle:

Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesine gölge düşürmeye çalışanlar gölge lobisidir. Adımız bir olduğu kadar, acımız birdir. Bunların pis tezgahlarını başlarına geçireceğiz. Kim ne söylerse söylesin biz hepsinin yanındayız, biz Türkiyemizin safındayız. Siyasi işportacıların oyunlarını mutlaka bozacağız.

Muhatap olduğumuz her tedidin bir arka planı vardır. Hiçbir hadise tesadüfen ortaya çıkmış değildir. MHP, dünyayı başkent Ankara vizyonuyla kavramaktadır. Eğer başkalarının dolduruşuna gelirsek, kurgulanan senaryoları isabetle idrak edemezsek, teslimiyetin anaforuna düşmemiz kaçınılmazdır. Fakat biz vatan ve millet aşığıyız. 

Kimin kiminle yürüdüğünü görecek, buna karşı tavır alacak kadar ferasat sahibiyiz. Türkiye'yi meşgul eden iç ve dış vakaların birbiriyle ilişkisini yorumlayabilecek çevik bir dirayenetin tarafıyız. 

"KAFKASLAR PATLAMAYA HAZIR BARUT GİBİDİR"

2014'ten beri suların durulmadığı Ukrayna'nın tekraren vasat bulmuştur. Kırım'ın ilhaki hala kanayan bir yaradır. MHP, bu işgale sonuna kadar karşıdır. Bizim nezdimizde Kırım Ukrayna'dır. NATO uçakları ile Rus uçakları 29 Mart 2021'de tehlikeli bir it savaşına girmiştir. Kafkaslar, patlamaya hazır barut gibidir. Karadeniz'den Akdeniz'e uzanan geniş coğrafya ve deniz alanında gerginlik farklı boyutlar kazanarak tırmanmaktadır. 

Zillet ittifakının yalan ve dedikoduları yoğunluk kazanmaktadır. Terörist Demirtaş, üçüncü ittifak kartını masaya koymuş ve adına da sözde demokrasi ittifakı demiştir. Bu gelişmelerin hepsi birbiriyle eklenmiştir. Ürdün'de darbe girişimi, Mozambik'te sıvılaştırılmış doğalgaz temelli iç karışıklık, Myambar'da darbe sonrası gelişen çalkantılı süreç, emperyalizmin kumpar şiddetini artırdığına işarettir.

Önce 126 eski büyükçelçinin sorunlu ve şüpheli bildirisi yayınlanmıştır. Bunlar arasında yer alan partimiz üyesi ve Aydın eski Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu'nu kesin ihraç talebiyle ve tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk ettik. Yani şaşmaz ve tartışma kabul etmemiz irademizi gösterdik. 

"HERKESİ KENDİLERİ GİBİ APTAL MI ZANNDİYORLAR"

Montrö tartışmaları ve Kanal İstanbul anlaşmazlıkları derken Türkiye 4 Nisan'da 104 emekli amiralin bir nevi muhtırasıyla sarsılmıştır. 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi Lozan Antlaşması'nın tamamlayıcı bir halkasıdır. Aynı zamanda bizim kırmızı çizgimiz, Karadeniz'in barış ve istikrar güvencesidir. Kaldı ki, hiçkimsenin Montrö'yü tartışmaya açtığı feshedelim dediği falan da yoktur. Türkiye'nin kendi egemenlik sahasında iç deniz yolu açmasının nasıl bir bağı kurulmaktadır. Bu zorlama, zeka özürlü yaklaşımın failleri herkesi kendileri gibi aptal ve ahmak mı zannediyorlar? Gizli emellerinin esiri olan 104 emekli amiral Türk demokrasi tarihinin kara bir lekesidir. Bu lekeyi temizlemek demokrasinin, hukukun ve milli iradenin tarihe karşı namus borcudur. 

Türkiye'ye yönelik husumet bloğunun kalabalıklaştığı bir zamanda demokrasi düşmanlarına yeşil ışık yakan, 104'lükler büyük bir suç işlemişlerdir. Bu suç cezasız kalamaz, kalmayacaktır. Hayret etmemek elde değildir. Mavi vatanımızı bu çürüklerler nasıl savunmuşuz, milli egemenlik haklarımızı bu darbe sevdalılarıyla nasıl muhafaza etmişiz. Bu 104 emekli amiral bozuntusunu bir araya getiren ortak bir bildiriye imza attıran, gece yarısı muhtıra iştimasına sokan asıl motivasyon nedir. İplerini tutan zihnyetin eşgali ve robot resmi kimleri göstermektedir? 

"BİRER BİRER TOPRAĞA GÖMERİZ"

Mesur kokuşmuş bildiri, günü birlik ve lokal bir tepki midir? Bir türk kripto haberleşme dili midir? Yoksa zincirleme reaksiyonun ilk etabı mıdır? Bir süredir ülkemizin maruz kaldığı siyasal ve ekonomik sorunlar birbiriyle kopuk değil aynı karanlık amaca ortaklaşa, yalnızca farklı yollardan ulaşma gayretidir. 

Bize göre 4 Nisan çıkışını detaylarıyla ele almak şarttır. Bunlar denizci değil, denizcilerin ve denizciliğin yüz karalarıdır. Söz konusu muhtıra emeklilikte canı sıkılan, aksiyon arayan biraz da adımızdan söz ettirelim diyen bir grup meczubun işi değildir. 

Bunları deniz nasıl tutuyorsa, hukuk da öyle tutmalı. Netice itibarıyla cüretlerinin bedelini ödemelidirler. Gece yarısı bildiri neyin nesidir.  

Bu çağrı bal gibi darbe çağrısıdır, bu bildiri demokrasiyi hedef alan torpidodur. Bu bildiri hukuk gaspı milli iradeye doğrultulmuş silahtır. 

Hiçkimse sinir uçlarımızla oynamasın. Darbeler sayfası kapanmıştır. Darbe demek, kan, göz yaşı demektir. Hayasızlar, muhtıracı münafıklar önce bizim bedenimizi çiğnemek zorundadır. Şerefsizleri birer birer toprağa gömeriz. İbreti alem için 104 emek amiralin rütbeleri sökülmeli, emeklilik hakları elinden alınmalı emekli maaşları alınmalıdır. Arkasında kim var, alayı ortaya çıkarılmalı ve milletimize teşir edilmelidir.

CHP'YE TEPKİ

Darbeler tarihi bir bakıma CHP tarihidir. Darbelerle yüzleşmek CHP ile yüzleşmek demektir. Bu yandan çarklı tankların arasından atlayıp zıplayıp Bakırköy belediyesine gitmişti. Ey kendini bilmez 4 Nisan bildirisinin neresi sahte gündem. Daha hangi hallede parmak sallayacaksın. Kılıçdaroğlu’nun pusulası bozuktur. Bildiride görülmeyen imza Kılıçdaoğlu'na aittir.