Bankalar havlu atacak: Dolar için yürekleri ağıza getiren senaryo

Bankalar havlu atacak: Dolar için yürekleri ağıza getiren senaryo

Hükümetin ekonomik gerçeklerden bağımsız olarak gittiği faiz indirimi Türk halkına yüksek enflasyon ve döviz kuru olarak dönerken, dünyaca ünlü Reuters ajansından dolar için endişe verici bir tahmin geldi. Erdoğan yönetiminin bankalardan çok sayıda isteği olduğu vurgulanan haberlerde, bankaların bunu karşılamasının mümkün olmadığı ve bunun da dolar kurunda yeni kırılmalarına neden olacağı iddia edildi.

Tüm piyasa beklentilerinin aksine faiz indirimine giden AKP hükümetinin yanlış adımları Türk halkına pahalıya patladı. Dolar kuru 8 ayın ardından yeniden 18 lira seviyesini aşarken, alınan faiz kararları ise tartışılmaya devam ediyor.

Merkez Bankası’nın kredi düzenlemesinin ardından Türkiye’nin 5 yıllık CDS (risk primi) haftanın ilk işlem gününde 800 baz puanın üzerine çıktı. Türkiye’nin kredi risk primi de Temmuz ortasında 900 baz puan ile en yüksek seviyesine ulaşırken, Rusya kaynaklı döviz girişleri ve ABD’de enflasyon verilerinin beklenenden iyi gelmesinin yarattığı küresel olumlu hava eşliğinde 11 Ağustos’ta 650 baz puana gerilemişti.

Geçen haftaki faiz indirimi kararının ardından 18,15’i gören Dolar/TL, haftaya 18 üzerinde başladı; 18,12 civarında işlem görüyor. Euro/TL ise 18,13’ten işlem görmekte.

Mevcut seviyede TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı Nisan ayından bu yana yüzde 18, yılbaşından bu yana yüzde 27, geçen yıla göre ise yüzde 40’ı aştı.

TCMB faiz indirimi ile birlikte sinyalini verdiği kredi aktarım mekanizmasına yönelik makroihtiyati tedbirleri (bazı ticari kredi faizlerini düşürmeyi aynı zamanda ise bu kredilerin büyümesini sınırlandıracak adımları) Cuma günü piyasa kapanışı ardından açıkladı. Getirilen disponibilite kararlarını ardından tahvil getirilerinde hızlı gerileme yaşanmakta.

2 yıllık tahvil getirisi, Cuma günü son işlemdeki yüzde 17,62’den yüzde 14,02’ye kadar geriledi.

10 yıllık tahvil getirisi de yüzde 16,93’ten yüzde 14,19’a kadar geriledi.

Tahvil faizleri ile enflasyon arasındaki oluşan fark, faiz düşüşün enflasyondaki düşüşle değil, yapay müdahaleler yoluyla kaynaklanması, CDS’in yeniden 800 üzerine çıkması finansal piyasalarda tansiyonun iyice yükseldiğini gösteriyor. 

Bazı ticari kredilerde ise yüzde 40 olan faiz oranı ya belirgin düşürecek, ya da düşürülmemesi halinde ise bunun karşılığında tahvil tutma zorunluluğu devreye girecek. Bankacıların yorumlarına göre, kredi büyümesi Temmuz sonundan yılsonuna kadar yüzde 10 ile sınırlanması yüzde 80’e yaklaşan enflasyon ortamında “kolay aşılacağı” için aslında belirgin bir “sınırlama” da yapıldı. Yüzde 50 civarında seyreden bireysel krediler için ise anlamlı bir hareket yok.

Reuters’a konuşan üst düzey bir bankacı, “Kredilerde hükümetin istediği alanlar dışındaki ticari kredi faizlerini düşürecek aynı zamanda bu kredilerin büyümesini de sınırlayacak adımlar geldi. Bankalar TCMB’nin istediği her şeyi yapsa bile, ki tamamını yapamazlar, yine de tahvil tutmak zorunda kalacaklar. TCMB, krediler ve tahvil piyasası üzerindeki kontrolünü daha da artırdı” dedi.

Piyasalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından vereceği mesajları takip edecek.

İlgili Haberler