Dr. Çağhan Kızıl, Columbia Üniversitesi'nden, bulguların beyindeki damar sistemini etkileyen değişiklikleri ortaya koyduğunu belirtti. Bu keşif, hastalığı önlemek veya tedavi etmek için bu genin koruyucu etkisini taklit eden yeni tedavilere kapı aralayabilecek.
Alzheimer hastalığının temelinde, beyinde tau ve amiloid adlı proteinlerin birikmesi yatıyor. Şu ana kadar hastalığın kesin bir tedavisi bulunmasa da, ilerlemesini yavaşlatabilecek umut verici ilaçlar geliştirme çabaları sürüyor.
Acta Neuropathologica dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Alzheimer riski taşıyan ancak henüz semptom geliştirmemiş kişilerin genlerinin incelenerek koruyucu etkilerin araştırıldığı belirtildi. Araştırmacılar, APOE geninin e4 formunu miras alan 11 bin kişinin verilerini inceledi. Bu genetik varyantın Alzheimer riskini artırdığı biliniyor.
Dr. Badri Vardajan, Columbia Üniversitesi'nden, hastalığa dirençli olan kişilerin APOEe4'ten koruyan genetik varyantlara sahip olabileceklerini öne sürdü.
Araştırmacılar, kan-beyin bariyerinde bulunan ve beyne neyin geçip çıkacağını kontrol eden fibronektin adlı bir maddeyi etkileyen bir genetik varyant keşfetti. Bu varyant, amiloid proteinlerinin kaçmasına izin vererek Alzheimer riskini azaltıyor.
Dr. Kızıl, Alzheimer hastalığının başlangıcının beyindeki amiloid birikintileriyle olabileceğini belirtti ve bu birikintilerin temizlenmesinin kan dolaşımı yoluyla yapılması gerektiğini öne sürdü. Bu nedenle, fibronektindeki bu genetik varyantın ilaç geliştirme için umut verici bir hedef olduğunu vurguladı.