Bir kökte iki zıtlık g(k)ördüğüm
Rüyayı da aşkı da ıstırabı da ömür çamaşırhanesinin çöpüne attığım doğrudur. Harflerden medet uman Hurufiliği de rüyadan amel devşiren irfancılığı da acı gerçeklerin tokadını yiyerek merhametli hakikatlerin nasihatlerini akıl ederek öğrendim. Ancak dolup taştığımda atılan bir safrasınız şimdi hepiniz. Sen diye söze girmediğime şaşma aklıma selam veren bir psikanalitk malzemeden öte değilsiniz sen ve sana benzer muadillerin.
Evet, bugün bir rüya gördüm. Ama dün gibi değil. Dün, inanarak görürdüm, hayra yorardım, dua ederdim. Ben ölürken evlatlarıma gördükleri rüyaları hayra yormamayı miras bırakıyorum. Siz, yani dün rüyalarımı işgal eden gölgeler nasıl ki birer aktarılacak tecrübe malzemesi, bir gazete yazısında köşeyi dolduracak dolgu harcı iseniz benim için; gördüğüm her rüya ya da bana anlatılan her rüya da psikanalitik bir vakıadan başka bir şey değil.
Bugün sizi gördüm rüyam da. Çocukluğum kadar küçük ve masum memleketimin (içindekiler değil mekan kast olunmuştur), hayat kadar tecrübemin tohumu ilk okulumun binasının oradan geçmeden kaybettiklerimin sofrasına uğradım. Teselli ettim anaları. Ve "ilk" okulumun muhitinde "ilkim" olan senin evinizin (Yazım hatası ifadenin gereği olarak kasten kullanılmıştır. Çokbilmişler mal bulmuş mağribi pozisyonu almasın.) önünden geçip bir zaman "sonum" sandığım çağın baş haşhaşisinin "adanmış" rahibesinin kucağına kusarken ikinizin adında saklı "zyn" harflerini ve Arap dili kökenli kökteşliklerini gördüğümde, bir ergen salaklığında yahut bir Hurufi huşusu makamında titremedim inanın, bu harfler bugün hem benim için hem de sizin için bir karakter analizi idi.
Şimdi bakıyorum da köküme kibrit suyu dökecek olan birinizin üç hecelik birinizin iki hecelik ismi ikinizin de üç kuruşluk aklından saklayan kader beni döve döve aklın durağına getirmiş. Akla hitap eden vahye severken bile hesap (menfaat bağlamı dışında) ve muhakeme ile sevenlere selam olsun….