Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, bu tarihi yerin tanıtımı için modern teknik ve teknolojilerle donatılmış bir merkezi. Merkezin sorumlu arkeologu Gülsün Ergen, "Merkezdeki sergi salonları interaktif ekranlarla destekleniyor ve Türkçe ile İngilizce dillerinde bilgi sunuluyor.
Ziyaretçilere o dönemin bitki örtüsü, hayvan türleri, yaşam tarzları ve mimarisi hakkında detaylı bilgiler veriliyor. İkinci sergi salonumuzda bir animasyon mevcut ve bu sayede ziyaretçileri 9 bin yıl öncesine götürüyoruz" şeklinde bilgi verdi.
Çatalhöyük, Çumra ilçesinde yer alan ve tarımın başlangıcı ile avcılığın sosyal değişimlere nasıl etki ettiğini gösteren önemli bir arkeolojik alan olarak biliniyor. 14 hektarlık alanda iki höyüğün bulunduğu bu bölgede, Doğu Höyüğü M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasında yerleşim katmanlarıyla dikkat çekiyor. Bu katmanlarda, dönemin yaşamını ve sosyal yapısını gösteren duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer objeler bulunuyor. Batı Höyüğü ise M.Ö. 6200 ve 5200 yıllarına tarihlenen Kalkolitik dönem kalıntılarına ev sahipliği yapıyor.
Çatalhöyük, 1958'de arkeolog James Mellaart tarafından keşfedildikten sonra, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazılar yapılmıştı. Kazılar 1993'te yeniden başlamış ve 2018'e kadar Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ian Hodder'in başkanlığında sürdürülmüştür. 2020 yılından itibaren Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Umut Türkcan'ın liderliğinde devam eden kazılar, Çatalhöyük'ten çıkan tarihi eserlerin orijinalleri Ankara'daki Anadolu Medeniyetler Müzesi'nde sergilenmektedir. Her yıl birçok ziyaretçi çeken Çatalhöyük, 2012'de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil edilmiş.
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK AHŞAP KAMU BİNASI
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa edilen Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, tamamen ahşap bir yapıya sahip olup, Türkiye'nin en büyük ahşap konstrüksiyonlu kamu binası olarak öne çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan ortak protokolle, Çatalhöyük'ün uluslararası alandaki önemi vurgulanmıştır. Merkezdeki sergi salonları, interaktif ekranlarla donatılmış ve bu ekranlar Türkçe ile İngilizce dil seçenekleri sunmaktadır. Ziyaretçilere, dönemin bitki örtüsü, hayvan türleri, yaşam tarzları ve mimarisi hakkında bilgiler verilmektedir. 4 bin 500 metrekarelik bir alana sahip merkezde, ikinci sergi salonunda bulunan animasyon, ziyaretçileri günümüzden 9 bin yıl öncesine götürmektedir. Ayrıca, duvar resimleri, Anadolu parsı, su kuşları gibi dünyanın en eski şehir planı örnekleri sergilenmektedir. Leoparlarla oturan kadın figürleri, yaşam ve ölüm figürleri, insan yüzlü çanaklar, kemikten kolyeler, yüzükler, çakmak taşından kama ve obsidiyenden yapılmış eski aynalar gibi etkileyici buluntular ayrı ayrı sergileniyor.
