Fibromiyalji iseniz, hasta olmasanız veya yaralanmasanız bile her yeriniz ağrır. Ve bu ağrılar, zamanla iyileşmeyen sürekli ağrılardır.
Fibromiyaljinin kesin tedavisi yoktur. Ancak iyi bir haber şudur ki; FM semptomlarını azaltılabilir, zaman içinde de bu semptomlardan kurtulabiirsiniz. Bu tedavi süreçlerinden en etkili olanlarını sizlerle paylaşacağız.
Gün geçtikçe yeni bitkiler ya da bilinen bitkilerin yeni kullanım yolları ortaya çıkıyor. Kenevir bitkisinin yag olarak kullanılması, yani CBD yağı da, aslında kökü çok eskiye dayanan yeniliklerden biridir diyebiliriz.
Kenevir bitkisinde TCH (tetrhydrocannabinol) ve CBD (kannabidiol ) adında iki temel madde bulunmaktadır. TCH psikoaktif bir maddedir. Yani uyuşturucu olarak kullanılır. Buna karşın CBD psikoaktif olmayan ve tıbbi özellikleri bulunan bir maddedir. Yani uyuşturucu amaçlı kullanılamazlar.
Sağlığa yararları söz konusu olduğunda CBD, TCH ile birçok benzerliğe sahiptir, fakat aralarındaki temel fark psikoaktif olmayan bir madde olmasıdır. CBD uyuşturucu özelliği göstermediği gibi yapılan araştırmalara göre, özellikle günümüzde tedavisi olmayan bir çok hastalığa umut olmuştur.
Kenevirden elde edilen CBD yağının faydaları saymakla bitmez. Günümüzde kenevirden Çok farklı yöntemlerle yağ çıkarılmakta olup birleşimlerine göre tüketime sunulmaktadır.
Çalışmalar, tedavi amaçlı üretilen kenevir yağının, vücudumuzun bağışıklık sistemini artırdığını, kanser hücrelerinin üretimini ortadan kaldırdığını, ağrıyı yok eden maddeleri aktif hale getirdiğini göstermektedir. Ayrıca hücreye zarar veren ve pek Çok hastalığa sebep olan serbest radikalleri yok eden antioksidan özelliğe sahip olduğu düşüncesini doğrulayan pek çok çalışma bulunmaktadır.
Kenevir yağının, kronik ağrıda ve özellikle sinirlerin işleyişinin bozulması ile oluşan nöropatik ağrının şiddetini azaltmada etkin etkin olduğu gösterilmiştir. Güçlü anti inflamatuar etkisi nedeniyle MS ve agrı dışında nörolojik hastalıklar ve omurilik yaralanmalarında da olumlu sonuçlar verebileceği kanıtlanmıştır. Fakat tam etkilerinin olup olmayacağını anlamamız için daha cok bilimsel çalışmaya, tecrübeye ve zamana ihtiyaç vardır. Kenevir yagı da umut veren bu maddelerden biridir.
Glutatyon yapımında yediğimiz sağlıklı besinler son derce etkilidir. Bu besinleri şöyle sıralayabiliriz.
• Kükürtten zengin besinler: sarımsak ve soğan
• Brassica grubu besinler : brokoli, lahanagiller, su teresi, karnabahar, şalgam
Glutatyon oluşumuna destek vitaminler de şöyledir:
Folat, B12, B6, biotin gibi metilasyon nutrientleri içeren karaciğer, avokado, mercimek, ıspanak, kuşkonmaz, maydonoz, pancar, börülce.
Glutatyon oluşumuna destek mineraller:
• Mg: balık, kabak, balkabağı , ay çekirdeği, ceviz, badem, yer fıstığı
• Zn: kırmızı et, beyaz et, kabuklu deniz ürünleri.
• Se: karaciğer, tavuk eti, yumurta, ıspanak, milkthistle.
• Lipoik asit: fiziksel aktivite ( haftada en az 30 dakikalık egzersiz)
• Cvitamini: turunçgiller, kırmızı ve yeşil biber, kivi, çilek.
• E vitamini: badem. Tatlı patates, avokado, ıspanak, ayçiçeği, balkabağı, zeytinyağı.
• Baharatlar: kakule, zerdeçal, çörekotu, tarçın.
Serbest radikaller, toplumda ördüğünüz A dan Z ye bütün hastalıkların ve rahatsızlıkların temel sebebidir. Bilimsel araştırmalar, vitamin, mineral ve antioksidan tüketiminin serbest radikal denen vücuda zararlı maddeleri azaltarak yaşlanmayı yavaşlattığını ispatlamıştır. Buradaki altın anahtar ‘’ nitrik oksit’’ gelecekte çok konuşulacak önemli bir moleküldür. Diyabet, kalp hastalıkları, göğüs kanseri veya herhangi bir kanser türü, Parkinson, MS, hafıza kaybı insülin direnci, iltihaplanmalar, romatizma hastalıkları, sindirim sistemi problemlerinden korunmayı sağlarken bağışıklığı, fiziksel, zihinsel ve cinsel performansı arttırmaya yardımcı olur .
Nitrik oksit, çok basit fakat önemli bir moleküldür; hatta ne kadar yaşayacağımızı belirlemeye bile yardımcı olabilir. Kan damarlarının cidarının temizlenmesinde önemli bir rol oynayan nitrik oksit kan damarlarını genişletir, kan akışını artırır ve plak büyümesini ve kanın pıhtılaşmasını azaltır.
Nitrik oksit besinlerde, yeşil yapraklı sebzeler: roka, pancar yaprağı, ıspanak ve marulda, kavrulmamış kuruyemişler; badem, Antep fıstığı, meyvelerden; nar, muz, erik, avokado, yaban mersini, böğürtlen, yani Berry diye anılan ağaç meyvelerinin çoğu ve ayrıca bakliyatlar vücuttaki nitrik oksit miktarını yükseltir. Keten tohumu , deniz balıkları, narenciye ürünlerinden greyfurt gibi besinler ‘’nitrik oksit ‘’ miktarını artırır.
• Romatizmal hastalıklarda iltihabı ve ağrıyı azaltır
• Bağışıklık sistamini güçlendirir.
• Dolasımı düzenler
• Kalp ve damar sağlığını destekler.
• Fiziksel, zihinsel ve cinsel performans artışı sağlar
• Besinlerin bağırsaklardan emilmesini artırır.
• Metabolizmayı hızlandırır.
Mevsim geçişlerinde, özellikle baharda ortaya çıkan halsizlik için bu müthiş ağacın mucizevi etkilerini deneyimleyebilirsiniz. Uzak doğu kökenli ginkgo biloba, Hiroşima ya atılan atom bombasından etkilenmemeyi başarabilmiş tek bitki türüdür diyebiliriz.
Ginkgo, beyinin. Gözlerin, kulakların ve bacakaların daha iyi çalışmasına yardımcı olur, dokuları oksijenliyerek kan dolaşımını artırır. Zihinsel aktiviteleri güçlendiren, konsatrasyonu, hafızayı, başarıyı olumlu etkileyen ginkgo biloba desteği, bu yönüyle Alzheimer hastalığında da kullanılmaktadır. sınav döneminde ve okul başarısında da göz önünde tutulması gereken doğal destekler arasındadır. Dikkatsizlik, yorgunluk, halsizlik gibi şikayetleriniz varsa, düşüncelerinizi bir türlü toparlayamamaktan yakınıyorsanız ginkgo biloba takviyelerini kullanabilirsiniz.
Panax Gingseng, düşünme, konsantrasyon, hafıza, Alzheimer hastalığı, iş verimliliği, fiziksel dayanıklılık, egzersizde kas hasarını önleme ve atletik dayanıklılığı geliştirmek için agız yoluyla alınır.
Panax gingseng ayrıca depresyon, anksiyete, genel yorgunluk ve kronik yorgunluk sendromu, multipl skleroz, bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılır.
Fibromiyalji sendromlarından cinsel isteksizlik ve erektil fonksiyon bozukluklarına iyi geldiği bilinmektedir. İlk araştırmalar, beş gün boyunca günde dört kez 5 gr ve 16 hafta boyunca günde 5 gr kreatin alımının takip esilmesinin fibromiyaljili kadınlarda gücü artırdığı göstermektedir. Ancak kreatin fibromiyaljili kişilerde aerobik egzersiz kapasitesini, ağrıyı, uykuyu, yaşam kalitesini veya zihinsel işlevi iyileştirmiyor gibi görünmektedir.
Kaynak:drmehmetportakal
