Burak Oğraş'ın babası: "Oğlumun katilleri belli ama yakalamıyorlar"

Burak Oğraş'ın babası: "Oğlumun katilleri belli ama yakalamıyorlar"

2011 yılında staj yaptığı otelde şüpheli şekilde ölü bulunan Burak Oğraş'ın babası Murat Oğraş, oğlunun yaşamını yitirmesinin ardındaki gerçeklerin ortaya çıkması için çağrı yapıyor.

Cumhuriyet'ten Arda Özarda'nın haberine göre; Antalya'da bir otelde staj yapan 16 yaşındaki Burak Oğraş, 2011 yılında otelin tesis ettiği pansiyonda hayatını kaybetti. 16 yaşındaki çocuğun cansız bedeni, pansiyonun önünde yer alan ve içinde su olmayan havuzda bulundu. Olay yeri inceleme raporuna göre, binanın yüksekliğinin 11 metre, havuzun genişliğinin 6.5 metre, boyunun 10 metre, derinliğinin 1,5 metre, havuzla bina arasındaki mesafenin ise 395 santimetre olarak ölçüldüğü belirtildi.

Havuzun kenarındaki plastik ızgaranın kırık olduğu ve Burak'ın cesedinin içinde su olmayan havuzun 1,5 metre kadar içinde bulunduğu ifade edildi. Yani Burak, binadan yaklaşık 5 buçuk metre ileri düşmüştü. Olaydan yaklaşık 4 buçuk ay sonra  hazırlanan otopsi raporuna göre ise, Burak'ın kanında, idrarında, iç organ parçalarında ve mide içeriğinde herhangi bir alkol ya da uyuşturucu örneğine rastlanmadığı, iki elinin tırnakları ve anal sürüntü örneklerinde başkasına ait DNA profili elde edilmediği ve  ölüm nedeninin yüksekten düşmeye bağlı vücut travması, kafatası ve etraf kemikleri kırığı ile birlikte iç organ yaralanması olduğu belirtildi. 9 Eylül 2011 yılında yaşanan olayla ilgili sır perdesi ise aralanamadı. 

Oğlu Burak Oğraş’ın şüpheli şekilde ölümünün aydınlatılması için çabalayan acılı baba Murat Oğraş Cumhuriyet.com.tr’ye özel açıklamalarda bulundu.

“OĞLUMUN KATİLİ BELLİ”

Oğlunun ölümünün cinayet olduğunu ve katillerinde açıkça belli olduğunu fakat olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını söyleyen Oğraş, “2011 yılında stajının bitimine 15 gün kala oğlumun ölüm haberini aldık. Oğlumun ölümü kayıtlara şüpheli ölüm olarak geçmiş. Oğlum öldürülmüş bu çok açık. Oğlumun hala cep telefonu bulunamadı. Cinayet masasının yapması gereken şeyi ben kendim yaptım. 6 şüphelinin 4’ünü ben kendim buldum. Oğlumun katilleri belli fakat üst kademelerden müdahale edildiği ve otel sahibinin bilinen Fettah Tamince olmasından dolayı adalet 10 senedir sağlanamıyor. Ben tüm hukuki yollara başvurdum. Olay ile ilgili görgü tanığı var fakat dönemin Emniyet Müdürü Ali Yılmaz müdahale etti. Şu an bu isim FETÖ’den yargılanıyor. Bu adam ile birlikte 15 Temmuz gecesi yakalanan Antalya Asayiş Şube Müdürü Nurullah Güler bu cinayeti kapamaya çalıştılar. Ama benim çabalarımla bu cinayet kapatılamadı. Benim canıma tak etti. Ben adalet istiyorum. Geçen gün attığım bir tweet yüzünden gözaltına alındım. Böyle acılı ve adaletsiz bir süreç

“OLAY BASINDA YER ALINCA SAVCI ÜRKTÜ”

Olaya bakan savcının başta sorgulama dahi yapmadan takipsizlik kararı verdiğini aktaran Oğraş, “Davada 6 tane şüpheli var 2014 yılında 9 yıldır davaya bakan savcı Haki Çeliker bu şüpheli isimleri mevcutlu getirtip hiçbir şey sormadan takipsizlik kararı verdi. Fakat ben olayın üstüne gittiğim ve olay basında yer bulduğu için savcı ürktü. Ağustos ayının 5.’nde SEBGİS ile ifadesini alıp katillerden biri bu diyerek nöbetçi sulh mahkemesine tutuklansın diye yolladı. Nöbetçi sulh mahkemesi bu katili adli kontrol ile serbest bıraktı. Şuan savcı kendi yaptığı takipsizlik kararını bozmaya çalışıyor. 

Oğlunun katillerinin yakalanması için sonuna kadar çalışacağını söyleyen Oğraş şu ifadeleri kullandı:

“Benim çabam ve kamuoyu baskısı olmasa oğlumun cinayetini kapayacaklardı. Bakanlığa takipsizlik kararının bozulması için görüş bildirdi ama bakanlık kaldırmadı. Artık çok yoruldum ama oğlum için sonuna kadar devam edeceğim. Otel ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında sözleşme olmasına rağmen olayla ilgili hiçbir girişim yapılmadı. İktidarın hiçbir şekilde ilgilenmediği olaya muhalefette ilgili olmadı. Bir tek HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu bize destek oldu.”

DÖNEMİN EMNİYET MÜDÜRÜ SONRADAN YÖNETİCİSİ OLDU

Burak Oğraş'ın babası Murat Oğraş, olayın yaşandığı zaman Antalya İl Emniyet Müdürü olan Ali Yılmaz'ın, olaydan yaklaşık 1 yıl sonra emekli olarak Rixos Otelleri'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını hatırlattı. Oğraş, olayla ilgili Yılmaz'a ulaşmaya çalışmasını engelleyen ismin ise dönemin Asayiş Şube Müdürü Nurullah Güler olduğunu ifade etti.