TELE 1 televizyonunda program yapan Korkusuz yazarı Can Ataklı hakkında, deprem vergileri üzerine kullandığı ifadeleri nedeniyle "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, Ataklı hakkında 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açtı.
Can Ataklı bugünkü yazısında Erdoğan'ın eski davalardan savunmasını hatırlatarak kendisinin de aynı ifadeleri kullanacağını yazdı.
Erdoğan, kendisi açılan davada “Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temel ilkesidir. AİHM’e göre ifade özgürlüğü, devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır." savunmasını yapmıştı.
İŞTE CAN ATAKLI'NIN YAZISINDAN O BÖLÜM
Can Ataklı için 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istendi
Tele1’deki sabah programını bitirdikten sonra eve dönüyordum ki ilk telefon çaldı.
“Abi geçmiş olsun, nedir bu?” dedi arkadaşlarımdan biri.
Şaşırdım, “Ne oldu, niye geçmiş olsun diyorsun ki?” diye karşı soruyu sordum doğal olarak.
“Dava açmışlar ya, Erdoğan’a hakaretten, 4 yıl istiyorlarmış” dedi.
Çektim sağa, telefondan açtım interneti, önce bizim Tele1’in sitesine baktım.
Şu haber vardı manşetlerden birinde;
“Kanalımızın Gün Başlıyor adlı programının sunuculuğunu yapan Can Ataklı hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.”
Haber benim aylar önce verdiğim ifadede söylediğim “Hakaret etmedim, ayrıca konuşmamda hiçbir kişiyi hedef almadığım gibi imada bile bulunmadım” dediğim de belirtiliyor.
Ardından telefonların arkası kesilmedi.
Mesajlar cabası.
Baktım bütün haber sitelerinde de haber olmuşum.
Şubat ayının sonunda Elazığ depreminden sonraydı galiba, yaptığım bir konuşmada deprem vergilerinin nereye harcandığını sormuştum.
Benim gibi birçok kişi zaten bunu soruyordu, televizyon tartışmalarında da bu konu olmuştu.
Tabii ifade vermeye gittim.
Savcıya gereken ifademi verdikten sonra benimle birlikte olan Tele1’in avukatına “Vallahi çok merak ediyorum, neresinden tutturup da dava açacaklar acaba?” demiştim.
Gerçekten içinde tek hakaret kelimesi bile geçmeyen bir cümleden nasıl hakaret çıkardıklarını hâlâ merak ediyorum.
Mahkeme tarihi henüz belli değil ama duruşmaya giderek savunmamı aynen şöyle yapmayı planlıyorum;
“Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temel ilkesidir. AİHM’e göre ifade özgürlüğü, devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır.
Bunlar çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir.
Bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz.”
Nasıl, beğendiniz mi?
Ben pek beğendim.
Bu savunma ile davayı kaybetmem mümkün değil.
Çünkü bu cümleler bizzat hakkımda “hakaret davası” açtıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında açılan bir hakaret davasındaki savunmasından alınma.
Erdoğan ortak mektup yayınlayan 170 kişiye “Vicdansız, hain, ahlaksız, adi, terör yardakçısı” demiş, bunun üzerine imzacılar da Erdoğan’a “1 liralık manevi tazminat davası” açmışlardı.
Avukatları Erdoğan’ın konuşmasının “ifade özgürlüğü kapsamında” değerlendirilmesi gerektiğini söylemişler ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararlarını göstermişlerdi.
Savunmanın bir diğer ilginç bölümü ise Erdoğan’ın davacıları hiç tanımadığını belirtmesi.
Avukatları “Erdoğan’ın hiç isim vermemiştir. Açıklamayı da şehitler verdiğimiz günlerde milletin hislerine tercüman olmak için bu açıklamayı yapmıştı” diyerek ortada hakaret kastı olmadığı gibi bir hakaret de olmadığını söylemişlerdi.
“Vicdansız, hain, ahlaksız, adi, terör yardakçısı” gibi herkesin hakaret olarak algıladığı kelimelerin bile bu şekilde savunulmasını görünce benim de içim biraz rahatladı açıkçası.
İşte Erdoğan'ın yeni başdanışmanı!
İşte korona virüsün uğramadığı 10 ülke
Bakan Koca, 6 ilin sağlık müdürü ile görüştü
Melek Mosso'dan Sabah'a sert tepki! "Gelip izleyenler yalanları okusun"
Korona virüs tedbirlerine uymayan 4 işletme kapatıldı