CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Haber Global'de Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum programına konuk oldu.
Kılıçdaroğlu, erken seçim konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Azerbaycan-Ermenistan geriliminin yeniden tırmanmasına yönelik açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gündemini değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
AZERBAYCAN - ERMENİSTAN GERİLİMİ
Azerbaycan'ın toprakları işgal altında. Ermenistan işgal ettiği topraklarla ilgili hakimiyet kurmak istiyor haksız bir şekilde. Böyle bir ortamda hangi devlet olursa olsun Azerbaycan'a destek vermesi lazım. Azerbaycan'ın her koşulda yanındayız.
"AZERBAYCAN VE FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ"
Biz milli kurtuluş savaşını veren bir ülkenin insanları olarak Filistin ve Azerbaycan halkının yanlarında olacağız. Kendi ülkelerinin haklarını savunuyorlar. Azerbaycan'ın haklı olduğunu bugün Ermenistan'ın yanında olanlar bile biliyor.
TTB ZİYARETİNDE KAHVEHANE AÇIKLAMASI
Her elde değil, her oyunda. Her elde diyenler kumarı sevenler. TTB'yi ziyaret ettik. Kendi düşüncelerini aktardılar, ben de aktardım. Sonra başkan soru alalım diye sorduğunda alalım dediler. Ne olursa olsun bu ülkede 700 bin üzerinde kahvehane var. 1,5-2 milyon kişi gelirlerini buradan sağlıyor. Siz bu insanların dükkanlarını kapattınız. Pandemi var diye. Sonra açıldı. Dükkanı kapatırken iktidar şu soruyu sordu mu? Dükkanını kapat kiranı 3 ay ben ödeyeceğim. Anayasada açık bir madde var devlet esnaf ve sanatkarların yanındadır. Siz anayasayı çiğniyorsunuz. Ben kahvehanecilerin sesi oldum. Bütün garibanların sözcülüğünü yaparım.
Gidin kırtasiyecilere sorun ne durumdalar? Saray'da oturanlar bunları bilemez. Ben bu süreç içerisinde şoförler, kahvehaneciler, servisçiler, apartman görevlileri ile konuştum. Bunların bir sorunu var mı diye düşündüler mi?
"KAHVEHANECİLERİ ÇAĞIRIN VE DİNLEYİN"
Biz düşündük. Toplumun en sahipsiz kesimlerinin sözcülüğünü yapmak zorundayız. Beni dinlemeyebilirsiniz. 30 tane kahvehaneciyi çağır. Bunların hangi sorununu çözdünüz.
BERBERLER VE TAKSİCİLER
178 milyar dolar faiz ödendi. Borç alan emir alır diyorlar ya. Bütün emirleri oradan alıyorlar. Berberler için şöyle; Dükkanları kapandı uzun süre. Bunlar nasıl geçindi? Bunların kirasını ödeyelim diyen oldu mu? 3-6 ay kira almayalım dediler mi?
Taksiciler. Bir taksici 3 aileyi geçindirir normal koşullarda. 24 saat çalışır sıra ile görev yaparlar. 3 ay, 6 ay çalışamadılar. Dediler mi? Senin kredin ne oldu, ne yapıyorsun?
Vatandaşa dükkanını kapat diyorsun. Bu 5'li çetenin garanti ücretten aldığı para ne kadar biliyor musunuz? 7 milyar TL! 7 milyar TL'ye yaklaşan parayı alma, ben bunu vatandaşa dağıtacağım de. Berbere, taksiciye fedakarlık yap diyorsun! O beylere gelince hayır diyorsun.
Bir sürü fon var. Evrensel Hizmet Fonu var. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontrolünde ne kadar para var bu fonda? Biliyor musunuz?
18 yılda bu ülke ekonomik buhranla karşı karşıyadır. Kütahya Havalimanı'na 2044 yılına kadar yolcu garantisi vermişiz. Euro cinsinden. Bu ülkenin milli parası Türk Lirası mı, dolar mı euro mu? Devlet borçlanırken dolar üzerinden borçlanıyor. Neden? Kime hizmet ediyor bu devlet. Para var, bütçeyi doğru düzgün yaparsanız yapılır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bankalarında mevduatın yüzde 50'si dolar. Hani bunlar yerli ve milliydi. Bunlar ve bunları destekleyenler gayri millidir. Söylediklerinde şurası yanlıştı desinler. Ben de bakarım. Ey Kılıçdaroğlu şu kullandığın rakam yanlış desinler, söylesinler. Söylediklerimin yüzde 100 hepsi doğru. Son günlerde dolar tırmandı değil mi? Hazineye 1 aylık maliyeti 86 milyar TL. Peki hazine bu açığı nereden giderecek? Çiftçiden, emekliden çalışandan!
Bu borç yükünün altına ülkeyi kim soktu? Öngörüsüz bir politika.
'ASLINDA TÜRKİYE YÖNETİLMİYOR'
Türkiye'nin her alanda üretmesi lazım. Ve üretime destek verilmesi lazım. Üretmezseniz, borçlanırsanız bu yürümez. Ne diyordu borçlanmayla ilgili olarak, "Elimiz çok güçlü, bütçemiz çok güçlü her türlü imkana sahibiz" diyorlardı. Neresi güçlü?
Üretirken neyi ürettiğini bilecek. İleri teknolojiyi destekleyeceksin. Şubat ayında 900 bin abonenin elektriği kesildi. Şimdi daha da felaket bir tablo ile karşı karşıyayız. Olay sadece pandemi olayı değil, Türkiye'nin yönetilmemesi olayı. Siz ne yapıyorsunuz? Gündemi değiştirmek için başka şeyler yapıyorsunuz. Aslında Türkiye yönetilmiyor.
Yapmanız gereken, demokrasiyi getireceksiniz, üreticiyi destekleyeceksiniz, kendi doğal kaynaklarınızı destekleyeceğiz, dünya ile barışık olacaksınız, hukukunuzu geliştirdiğiniz andan itibaren ürettiğiniz her şeyi dünyaya rahatlıkla satabilirsiniz. Siz hangi planı yaptınız?
Bugüne kadar 15 istihdam, 6 ekonomi paketi açıkladılar. Yani 18 yılda 21 paketi açıklıyorsunuz. Ekonomiye bakalım. Büyüme negatif, enflasyon kontrol edilemiyor. Borçlanma devletin her kurumu borç batağı içinde. 18 yılda gelinen nokta hangimizi memnun ediyor. Nereye gitti bu paralar, nereye harcandı? Bütün bunlar akılla, mantıkla, var olan kaynaklar kullanılarak çözülür. Biz gelecek kuşakları da borç altına çözdük. Hepsi demokrasi içerisinde çözülür. Vatandaştan toplanan verginin hesabı verilirse, bu ülke çok çabuk toparlanır.
ERKEN SEÇİM
Zaten yönetemiyorlar. Onların şartlar daha da ağırlaşmasın diye erken seçime gitmesi gerekiyor. Fatura kime çıkıyor garibana çıkıyor.
PARTİLERİN OY ORANLARI
Gelen güvendiğimiz birden fazla kuruluşun anketi var. Anketler içinde AKP ve MHP'nin oylarında ciddi bir düşüş var. Kararsızlarda ciddi bir yükseliş var. Bizim oylarda da artış var ama... Doğruları söylemek gerekirse çok yüksek bir artış yok. Vatandaş şu anda gözlüyor.
Kim doğru söylüyor, kimin programı nedir? Ülkeyi bu bataklıktan, bu bunalımdan kim çıkartır. Ülke bunalım süreci yaşıyor, bir ekonomik bunalım var. Bu bunalımdan ülke nasıl kurtulur? Nasıl aydınlığa kavuşur diye. Önümüzdeki süreçlerde çok güzel projelerimiz olacak. Türkiye nasıl ayağa kaldırılır?
Ve Türkiye nasıl büyür? Türkiye bu sorunları nasıl aşar? Bunların hepsini yapacağız. Türkiye dünya ile barışık hale nasıl gelir? Türkiye kendi çıkarlarını hem komşularıyla hem dünya da nasıl savunabilir? Türkiye demokrasisini nasıl geliştirebilir? Eğer bir ülkeyi 3. sınıf bir demokrasiye mahkum ediyorsanız, o ülkenin kalkınma şansı yoktur.
Bir ülkeyi demokrasiden kesip atıyorsanız, tek adam rejimi içine sokuyorsanız, o ülkenin büyüme şansı yoktur. Bir avuç insan büyür, milyonlar kazanabilir. Bir avuç insana, 13 uçak, 15 uçak, 25 uçak alabilirsiniz.
O bir kişi kendi vatandaşlarını kendi tebaası, köleleri olarak görüyor. Demokrasiyi içine sindiremez, eleştiriyi içine sindiremez. Oysa demokrasinin olmadığı yerde büyüme olmaz, insanlar kendi ülkelerinde huzurla yaşayamaz.