CHP Sözcüsü Faik Öztrak bu fotoğrafla basın toplantısına çıktı

CHP Sözcüsü Faik Öztrak bu fotoğrafla basın toplantısına çıktı

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK gündemine ilişkin Genel Merkez'de haftalık basın açıklamasını gerçekleştirdi. Açıklama sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Lübnan'lı Hariri ile fotoğrafını gösteren Öztrak, "Tüm yurttaşlarımızın, bu fotoğrafa dikkatlice bakmalarını rica ediyorum. Bu sıradan bir fotoğraf değildir" ifadesini kullandı.

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK gündemine ilişkin Genel Merkez'de haftalık basın açıklamasını gerçekleştirdi. Açıklama sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Lübnan'lı Hariri ile fotoğrafını gösteren Öztrak, "Tüm yurttaşlarımızın, bu fotoğrafa dikkatlice bakmalarını rica ediyorum. Bu sıradan bir fotoğraf değildir" ifadesini kullandı.

Öztrak, "Bu fotoğrafta; Tek kuruş borcu olmayan, kasasında milyarlarca lirası olan Türk Telekom’u soyan, Lübnanlı Hariri ailesinin bir ferdi var. Bu aile Hazine’ye, Telekom’un özelleştirme bedelini, Türk bankalarından borç alıp ödedi" diye konuştu.

Öztrak'ın açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

"Demokrasilerde en temel haklardan biri, Halkın doğru haber alma hakkıdır. Millet yasama, yürütme ve yargı organlarını, “Haber alma hakkını” kullanarak denetler. Basın özgürlüğünün olmadığı bir yerde, İfade özgürlüğü de olmaz. Bu nedenle özgür basın, Vatandaşların gözü, kulağı ve sesidir.

Çağdaş demokrasilerde medya, Kuvvetler arasında, En önemli denge ve fren sistemlerinden biridir.  Bu nedenle de “dördüncü güç” olarak tanımlanır. Dün, Çalışan Gazeteciler Günü’ydü. Ucube tek adam vesayet rejimine geçildikten sonra, özgür basın üzerindeki baskılar hızla arttı. Türkiye, 180 ülkenin değerlendirildiği Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, 2020 itibariyle 154. sırada. Kongo bu ligde bizim dört sıra üstümüzde. Rakiplerimiz Brunei, Ruanda gibi ülkeler.

2020’de de gazetecilerimiz, ciddi baskılarla, karşı karşıya kaldı. 68 gazeteci 2021’e cezaevinde girdi. Geçtiğimiz yıl gazeteciler 479 kez hâkim karşısına çıktı. 78 gazeteci gözaltına alındı, 25’i tutuklandı. Basın ve yayın organları da sarayın istibdat rejiminden paylarını aldı.

Televizyon ekranları RTÜK tarafından karartıldı. Saray’ın istediği gibi yayın yapmayan gazetelerin resmi ilanları Basın İlan Kurumu tarafından hiçbir hukuki dayanak olmaksızın kesildi. Yeni bir televizyon kanalı, Saray, yayın politikasını beğenmediği için, 26 günde yayın hayatını bitirdi.

Hazine ve Maliye Bakanı damat, sosyal medya üzerinden istifa etti. baskılara direnebilen birkaçı hariç, yazılı ve görsel basının büyük kısmı, Saraydan icazet çıkmadığı için bu haberi veremedi. Millet 27 saat boyunca, buhran içindeki ekonominin başında kimse var mı, yok mu öğrenemedi. Basına baskı, Darbe dönemlerini bile mumla aratacak düzeye ulaştı. Ama tüm bunların müsebbibi olan Saray, dün çıkmış; “Basın özgürlüğünden vazgeçmeyiz” mesajları veriyor… Tam bir “kara mizah!”

Genel Başkanımız dün, sadece bu konuya yönelik, bir basın toplantısı yaptı. Gazetelerin sahiplik yapısından, Gazete dağıtım şirketlerine, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun yapısından, gazetecilerin yargılanma usulüne kadar pek çok alanda, basın özgürlüğünü, haber alma hakkını korumak için yapılacakları içeren; “Medya Özgürlüğü İçin Asgari 10 Koşulu” açıkladı. 

Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, bu ilkelerin tamamını hayata geçirmeye kararlıyız.

Demokrasiyi hiçbir zaman içine sindiremeyen, Demokrasiyi amaca giden yolda, “Vakti gelindiğinde inilecek bir tramvay” olarak gören, yalanı doğru gibi anlatıp, oplumu kutuplaştıran popülist siyasetçiler, tüm dünyada demokrasiye ciddi zararlar veriyor. Demokrasinin imkân ve araçlarını kullanarak demokrasiye büyük darbeler vuruyorlar.

En son ABD’de yaşanan olaylar, seçimi kaybeden popülist bir siyasetçinin, koltuğunu bırakmamak için neler yapabileceğini, ne kadar ileri gidebileceğini tüm dünyaya gösterdi.

Son 10 yılda, sorunları çözmek yerine, kaşıyıp, istismar eden, Yalanı doğruymuş gibi anlatarak oy devşiren popülist siyaset tarzı, dünyanın her yerinde kutuplaşmayı, ayrışmayı derinleştirdi.

Popülist siyasetin kutuplaştıran zehirli diline en aşina ülkelerden biri de biziz. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan, AK Parti Genel Başkanının,irine ya da birilerine hakaret etmediği tek bir gün yok. Saray gibi düşünmeyen herkes terörist…

ERDOĞAN VE HARİRİ FOTOĞRAFI

Tüm yurttaşlarımızın, bu fotoğrafa dikkatlice bakmalarını rica ediyorum. Bu sıradan bir fotoğraf değildir.

Bu fotoğrafta; Tek kuruş borcu olmayan, kasasında milyarlarca lirası olan Türk Telekom’u soyan, Lübnanlı Hariri ailesinin bir ferdi var. Bu aile Hazine’ye, Telekom’un özelleştirme bedelini, Türk bankalarından borç alıp ödedi. Sonra milyarlarca dolarlık temettü gelirini, Türkiye’den Lübnan’a kaçırdı. Bizim bankalara 3,5 milyar dolarlık kredi borcu taktı. Bu borcu, Türk Telekom’un üzerine yıkıp, kaçıp gitti. Yani Hariri ailesi; Tek bir kuruş ödemeden “Tarlanın taşıyla, Tarlanın kuşunu vurdu.” Ve tarlayı korumakla görevli Yönetim Kurulu üyelerinin hepsi, Bugün Beştepe Sarayında. (Fuat Oktay, Yiğit Bulut). Bugün milyonlarca öğrencimiz internete ulaşamıyorsa, Avrupa’nın en düşük internet hızına sahip ülkelerinden biriysek, Sebebi işte bu vurgundur. Bir sorumlusu da bu vurguna göz yuman Saray’dır. Şimdi acaba Hariri Bey, Ödemediği borcunu ödemek için mi Türkiye’ye gelmiştir?

Saray, Hariri ile “Ekonomik ve ticari ilişkilerin” ele alındığını söylüyor da, Bu ticari ilişkiler konuşulurken, Türk Telekom’daki milyarlarca dolarlık vurgunun hesabı da Acaba sorulmuş mudur? Tüyü bitmedik yetim hakkı istenmiş midir? Hiç zannetmiyoruz.

Peki Beyefendi, Bir kuruş ödemeden Telekom üzerinden milyarlarca dolar vurgun yapan bu adamla, aynı masaya nasıl oturdunuz? Hiç içiniz sıkılmadı mı? Onu da hiç sanmıyoruz. Ne de olsa bu fukara milletin sırtından doyan doyana…"