CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan iktidara dikkat çeken 'erken seçim' şartı

CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan iktidara dikkat çeken 'erken seçim' şartı

Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak, "Bir memleket ya ilimle ya da zulümle yönetilir. Sarayın kibirlisinde de bekçisinde de ilim maalesef yok. Bu nedenle, 83 milyonluk koca bir ülkeyi, zulümle yönetmeye çalışıyorlar" dedi.

ANKA'da yer alan habere göre; Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak, "Bir memleket ya ilimle ya da zulümle yönetilir. Sarayın kibirlisinde de bekçisinde de ilim maalesef yok. Bu nedenle, 83 milyonluk koca bir ülkeyi, zulümle yönetmeye çalışıyorlar. İçişleri Bakanı, Saray’ın bekçisi ve kibirli başı, ne hak tanıyorlar ne de hukuk. Yüksek Mahkeme’yi ve Başkanı’nı açık açık tehdit ediyorlar. Anayasa Mahkemesi’ne ayar vermeye çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Anayasa Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu kararının ardından TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a "Anayasa’ya aykırı olduğu baştan belli olan kararı, Meclis’te okutarak hak gaspına göz yuman, Anayasa Profesörü Meclis Başkanı ne yapacaktır? Saray’ın mı milletin mi iradesine uyacaklar, göreceğiz" şeklinde konuştu.

Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı. Öztrak’ın açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:

MİLLİ İRADEYE KAYYIM

Bir memleket ya ilimle ya da zulümle yönetilir. Sarayın kibirlisinde de bekçisinde de ilim maalesef yok. Bu nedenle, 83 milyonluk koca bir ülkeyi, zulümle yönetmeye çalışıyorlar. Beğenmedikleri basın-yayın organlarına cezalar yağdırıyorlar. TELE 1, Halk TV gibi milletin izlediği ekranlara karartma uyguluyorlar. Oda TV’yi kapatıyorlar. Haberlerinden rahatsız oldukları gazetecileri, sözleri hoşlarına gitmeyen aydınları içeri atıyorlar. Müyesser Yıldız aylardır içeride. Osman Kavala yıllardır içeride. Saray hükümeti, milletin seçtiğini mahkeme kararı olmadan görevden alıyor. Milli iradeye kayyım atıyorlar.

Arkadaşımız Enis Berberoğlu, yıllarca, haksız hukuksuz yere içeride yattı. Çıktı. Yeniden milletvekili seçildi. Dokunulmazlık kazandı. Sarayın talimatıyla mahkeme yine milli iradeyi tanımadı. Yürütmenin vesayeti altındaki yargı, Anayasa’ya aykırı olarak, TBMM’nin yetki ve haklarına tecavüz etti. Milletin verdiği milletvekilliğini gasp ettiler.  Anayasa Mahkemesi dün gerekçeli kararını yayımladı. Yüksek mahkeme, arkadaşımıza milletimiz tarafından verilen, ‘siyasi faaliyette bulunma görevinin engellediğini’, ‘hakkının gasp edildiğini’ teyit etti. Anayasaya Mahkemesi’nin ‘oy birliğiyle’ verdiği bu karar karşısında, yargı ne yapacaktır? Anayasa’ya aykırı olduğu baştan belli olan bu kararı, Meclis’te okutarak hak gaspına göz yuman, Anayasa Profesörü Meclis Başkanı ne yapacaktır? Saray’ın mı milletin mi iradesine uyacaklar, göreceğiz.

ZULÜM EDİYORLAR

Bu arada Sarayın atama İçişleri Bakanı, Saray’ın bekçisi ve kibirli başı, ne hak tanıyorlar ne de hukuk. Yüksek Mahkeme’yi ve Başkanı’nı açık açık tehdit ediyorlar. Anayasa Mahkemesi’ne ayar vermeye çalışıyorlar. Neden? Çünkü ehliyetleri, ilimleri yok. Yasalara uymayı, millete hesap vermeyi sevmiyorlar, korkuyorlar.  Zulümle, baskıyla, kırarak, dökerek, millet iradesini tanımayarak ülkeyi yönetiriz sanıyorlar. Milletimize de zulüm ediyorlar.

PARAMIZ DİBE VURDU

Milletimizin alım gücü günden güne azalıyor. Paramızın değeri güneş görmüş kar gibi eriyor. Bu ucube rejim iki yıl önce millete ‘24 Haziran’da bu kardeşinize yetkiyi verin. Ondan sonra faizle, dolarla, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz’ dedi mi? Dedi. İş başına geldiklerinde, dolar 4 lira 53 kuruş, euro 5 lira 33 kuruştu. Bugün dolar 8 liraya, euro ise 10 liraya dayandı. Dolar ve euro milli paramıza karşı her gün rekor üstüne rekor kırıyor. Orta Vadeli Program daha 10 gün önce yayımlandı. Programda dolar;  2021’de 7 lira 68 kuruş, 2022‘de 7 lira 88 kuruş, 2023’de 8 lira 2 kuruş olacak deniyor.  Ama dolar daha bugünden 8 liraya dayandı. Saray’ın 3 yıl sonrası için verdiği dolar değerine, 10 günde ulaşıldı. Şimdi bu müflis bezirganlar,‘3 yılda ulaşacağımız hedefi 10 günde yakaladık’ diyerek, havai fişek bile patlatırlar. Programın hedeflerinin, tahminlerinin ömrü 10 gün bile sürmedi. Ucube rejimin iş başı yaptığı son iki yılda, paramızın reel değeri iki kez dibe vurdu.  Böyle bir beceriksizlikle daha önce hiç karşılaşmadık. Ama bunun sorumlusu olan Saray’ın sosyete damadı ‘döviz kuru beni ilgilendirmiyor’ diyerek, olan biteni seyrediyor. Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder. Emanet ehline verilmezse, döner dolaşır, bu da millete zulüm olur.

HARACA DÖNÜŞEN VERGİLERİ İNDİRECEĞİZ

Damat dövize bakmasa da; iğneden ipliğe her şeyin fiyatı dövize bakıyor. Damadın kabindeki arkadaşı Ticaret Bakanı bile, bebek maması fiyatlarındaki artışı, döviz kuruna bağlıyor.Arabanın fiyatı dövize endekslenmiş, her gün artıyor. Üstüne son yaptıkları fahiş ÖTV zamlarıyla, millet şimdi bir arabayı kendine alacaksa, en az bir arabayı da devlete alıyor. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: İktidara geldiğimizde, haraca dönüşen bu haksız vergilerin hepsini indireceğiz.

MİLLETİ SOYUYORLAR

Daha iki gün önce benzine 16 kuruş; mazota ise 23 kuruş zam geldi. Araban mı var; derdin var. Araç muayenesi bile milletten haraç kesmeye döndü. Bir araç muayenesi için vatandaştan 342 lira alınır mı? Alıyorlar. Bir de egzoz gazı ölçümü için 80 lira veriyorsun. Ediyor 422 lira. Milleti alenen soyuyorlar.  Anlaşılan Ulaştırma Bakanı da,‘Maliye Bakanı dövize bakmazsa, ben de bu işlere bakmam’ diyor.

NASIL BİR MASKARALIK

TBMM’ye getirdikleri yeni bir düzenlemeyle, Saray 2020 için aldığı borçlanma yetkisini, iki katına çıkarmaya hazırlanıyor. Bu yılın bütçe kanunuyla; Saray, Meclis’ten toplam 154 milyar liralık borçlanma yetkisi aldı. Daha 2020’nin ilk sekiz ayında, bu sınırı aşıp, 249 milyar liralık net borçlanma yaptı. Anlaşılan bu da yetmedi. Borçlanma limitini iki kat artırarak 309 milyar liraya çıkarmak istiyorlar. Ek bütçe getirmeden borçlanma limitini artırmak nasıl bir maskaralıktır?

MİLLET DUYMASIN DİYE

Sorunlara çözüm bulacaklarına üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Sayıştay denetçileri kurumlar hakkında denetim raporlarını yazıyor. Bu raporların haber olmasına kim karşı çıkıyor? RTÜK ve tabi onun çift maaşlı başkanı. Sayıştay raporlarını haber yapan medya kuruluşlarına, kendince gözdağı veriyor. RTÜK’teki yurtdışı gezilerini, alınan harcırahları millet görmesin diye. Bu memlekette yaklaşık 3 milyon çalışan, ayda bin 168 lirayla hayatta kalmaya çalışırken, Ticaret Bakanlığı’nda, ayda 140 bin lira maaş alanların olduğunu millet duymasın diye. RTÜK ve RTÜK’ün başındakiler; bir kendinize gelin. Sayıştay TBMM adına, yani millet adına sizleri denetliyor. Milletin kör kuruşu, yetimin hakkı zayi olmasın diye o raporları yazıyor.  Sayıştay denetçilerinin raporlara yazdığı her usulsüzlük, elbette haber değeri taşır. Medyayı tehdit ederek, haberleri karartarak, milletin gerçekleri öğrenme hakkını gasp edemezsiniz.

GERÇEKLERİ ENGELLEMEK ZULÜMDÜR

Bu hafta, milletin gerçekleri görmesini engellemek için bir başka düzenleme daha TBMM’ye geldi. Saray, ‘program bütçeye geçiyoruz’ diyerek, bütçede fonksiyonel sınıflandırmayı ortadan kaldırıyor. Böylece, proje bazında izlenebilen pek çok harcama kalemi, artık izlenemez hale gelecek. Mesela kamu-özel İşbirliği diyerek yollara, köprülere, şehir hastanelerine ne kadar ödeme yapacaklar?  Artık bunları bütçe kanununda ve bunlara bağlı tablolarda göremeyeceğiz. Bu mali saydamlığın bitmesi, TBMM’nin bütçe yapma hakkının gaspı demektir.  Unutmayın, milletin gerçekleri öğrenmesini engellemek de zulümdür.

Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Enis Berberoğlu için nasıl adım atılması gerektiği sorusuna, “AYM’nin kararının gerekçesi yayınlandı. Bir an önce yapılması gereken alt mahkemenin gereğinin yapılması ve TBMM Başkanı’nın da gerekli adımları atması gerekiyor. Bunda yaşanan her gecikme zulüm etmektir” dedi.

ERKEN SEÇİMİ SARAYIN İSTEMESİ GEREKİYOR 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “seçime gidiş konuşulmalı” ifadesini kullanması hakkında gelen soruya, “Bizim bir iddiamız var. Biz siyasi parti olarak bu ülkeyi çok daha iyi yönetiriz. Ama şu anki sisteme baktığımızda bu erken seçimi, ‘ben yönetemiyorum’ diyerek Saray’ın ve partisinin istemesi gerekiyor. Erken seçim isteyecekler, gerekçesi de ‘siz düzeltin’ olacak” ifadelerini kullandı.

SARAY İKTİDARI KREDİ TOPLAMAYA ÇALIŞIYOR

Maraş’ın açılmasıyla ilgili KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın seçime müdahale tepkisi üzerine gelen soruya, “Seçim öncesi beklenerek açılması oldukça ilginç. Bize göre Maraş’ın açılmasında geç kalınmıştır. BM kararları da dikkate alınarak çok daha önce açılabilirdi. Bunun bu zamanda açılmasının seçimlerle ilgili olduğu kesindir zaten. Saray iktidarı, bu işin kredisini toplamaya çalışıyor. KKTC’nin tanınması meselesinde geç kalınmıştır. KKTC’nin bir an önce ülkelerce tanınması için gezmeleri gerekiyordu” diye yanıtladı.