Bilal Yakut isimli bir çiğköfte ustası Bilal Yakut, çikolata ile bir araya getirdiği çiğköftesini dünyaya tanıtmak istiyor.
20 yıldır çiğköfte hazırlayan 43 yaşındaki Yakut, 6 yıl önce gittiği İsviçre gezisinde arkadaşlarının ısrarlarını kıramayıp çiğköfte yaptı. Çevredeki marketlerde nar eskisi bulamayan Yakut rengini, kıvamını ve aromasını tutturabilmek için çikolata kullanmaya karar verdi.
İlk denemesinde güzel bir lezzet elde edemeyen Yakut, Türkiye'ye döndükten sonra İsviçre ve Hollanda'dan temin ettiği çikolata ile birçok kez deneme yaptı.
Son denemesinde güzel bir lezzet yakalayan Yakut, çevresindekilerin de beğenmesi üzerine Türk Patent ve Marka Kurumuna bu lezzetin "Çiğkoftelatta" ismi ile tescili için başvuru yaptı.
Yakut, çikolata ile çiğ köfte yoğurduğunu duyan kimilerinin bunu ön yargı ile karşıladığını, lezzetini beğenmeyeceklerini düşündüklerini belirtti.
Hazırladığı çikolatalı çiğ köfteyi sipariş üzerine birçok ile gönderdiğini anlatan Yakut, Hollanda, İsveç, Suriye ve Irak'a da ürün gönderdiğini belirtti.
YUNANİSTAN MUTFAĞINA BİR LEZZET DAHA EKLENDİ
Öte yandan sosyal medyada gündem yaratan "Çiğkoftelatta" isimli lezzetin, Yunanlılar tarafından taklit edilip edilmeyeceği merak konusu oldu.
Öte yandan TasteAtlas'ın yeni değerlendirmesiyle, sokak lezzetlerinden biri olan kokoreç, "Kokoretsi" olarak listede kendine yer buldu. Türkiye'nin tanınmış lezzetleri arasında olan kokoreç, bu kez TasteAtlas'ın sıralamasında farklı bir yere konumlandı.
Listede, Yunanistan'a ait olan ve 4.6 puan alan "kokoretsi", dünyanın en iyi sakatat yemeği olarak seçildi. Türkiye'nin ünlü lezzeti kokoreç ise listede 4. sırada yer alırken, diğer Türk tatlarından kelle paça çorbası 11. sırada, işkembe çorbası ise 42. sırada bulundu.
Bu yeni sıralama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve tartışmaları beraberinde getirdi. Türkiye'nin lezzet haritasında önemli bir yere sahip olan kokoreçin "Kokoretsi" olarak adlandırılması, lezzet tutkunları arasında farklı görüşlere yol açtı. Her iki lezzetin de benzer özelliklere sahip olması ve farklı kültürel yaklaşımlardan kaynaklı bu sıralama, lezzet algısının ve değerlendirmenin subjektif olduğunu bir kez daha gösterdi.
Yunan mutfağının bir parçası olarak sunulan "kokoretsi", aslında köken olarak Arnavut olan bir yemek olarak biliniyor. Kokoreç ile arasındaki fark, kokoreçte yalnızca bağırsakların kullanılması, kokoretsi'de ise böbrek ve ciğerin de yer almasıyla öne çıkıyor.
Sosyal medyada, "Kokoreç bizim kültürümüzün bir parçası", "Bu lezzeti kimseye vermeyiz, Türk mutfağının simgesi" gibi paylaşımlar, geçmişte baklava, cacık ve Türk kahvesi gibi lezzetlerin Yunan kültürü olarak sunulmasına benzer bir tepki oluşturdu.
Yemeklerin kökenlerinin, kültürel bağlamda hassas bir konu olmasıyla birlikte, benzer tartışmalar daha önce de gündeme gelmişti. Kokoreç gibi özgün bir lezzetin kültürel miras bağlamında tanımlanması ve bu lezzetin kimlikleşmesi, toplumsal tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu tip mutfak tartışmaları, lezzetlerin sınırlarının belirsizliğini ve kültürel paylaşımın karmaşıklığını ortaya koyuyor.
