El ayak ağız hastalığının, özellikle küçük çocuklarda sıkça görülen virütik bir enfeksiyon olduğunu belirten Doç. Dr. Kara, bu hastalığın havuzlar gibi ortak kullanım alanlarında daha sık görüldüğünü vurguluyor. Büyük çocuklar ve hatta erişkinlerin bile bu virüsle enfekte olabileceğini belirten uzman, korunma yöntemlerinin önemini vurguluyor.
Enfeksiyonun bulaşma yolları üzerine konuşan Doç. Dr. Kara, hastalığın burun akıntısı, tükürük, dışkı veya vücut sıvılarıyla temas veya enfekte kişinin öksürmesi veya hapşırması yoluyla havada yayılan virüs parçacıklarının solunmasıyla bulaşabileceğini belirtiyor. Ayrıca, virüsle kontamine olmuş yüzeylere dokunduktan sonra ağız, burun veya gözlere temas etmenin de hastalığın bulaşmasına neden olabileceğini ekliyor.
Doç. Dr. Kara, hastalığın belirtilerinin genellikle virüs bulaşmasından sonra 3-7 gün içinde ortaya çıktığını ve hafif ateş, boğaz ağrısı, baş ve kas ağrıları gibi bulgularla kendini gösterebileceğini açıklıyor. Özellikle ağız içinde, el-ayak tabanlarında ve bez bölgesinde içi sıvı dolu döküntülerin gözlenebildiğini belirten uzman, bu belirtilerin erken dönemde bulaşıcılığın yüksek olduğunu da vurguluyor.
Hastalıktan korunmanın en etkili yolu olarak el hijyeninin sağlanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Kara, ellerin sık sık ve doğru şekilde yıkanmasının, hastalığın yayılmasını önlemede temel önlemlerden biri olduğunu söylüyor. Ayrıca, öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burnun mendille veya dirsekle kapatılması gerektiğini ve kullanılan mendillerin hemen atılması gerektiğini ekliyor. Hastalarla temasın sınırlanması ve virüsle kontamine olabilecek yüzeylerin düzenli olarak temizlenip dezenfekte edilmesinin de önemli olduğunu belirtiyor.
Son olarak, bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasının enfeksiyon riskini azaltabileceğini vurgulayan uzman, yeterli ve dengeli beslenmenin önemine de dikkat çekiyor.