Biyolojik kökenleri üzerine yapılan kalıtım, genetik ve beyin görüntüleme araştırmaları bu hastalığı anlayabilmemiz yönünde önemli faydalar sağlamıştır. DEHB''si olan bir birey; beyin gelişimini, dikkati, hareketsiz oturma yeteneğini ve kendini kontrol edebilmeyi etkileyen beyin aktivitelerinde farklılıklara sahiptir ve dikkatini toplamada, dürtüsel davranışlarını kontrol etmede zorluklar yaşayabilir. Genellikle ilk olarak çocuklukta teşhis edilir ve sıklıkla da yetişkinlik süresince de devam eder.
DEHB; akademik ve mesleki başarılar, kişilerarası ilişkiler ve günlük işlevsellik gibi birçok yönden bireyin hayatını etkileyebilmektedir. Uygun bir şekilde tedavi edilmediği müddetçe çocuklarda zayıf benlik algı sına, yetişkin likte ise düşük özdeğer ve eleştirilere karşı hassasiyete sebep olmaktadır. Çocuklarda görülme sıklığı %8,4''ken yetişkin lerde bu sıklık %2,5''tur. DEHB, çoğunlukla ilkokul çağındaki çocuklarda okulda aksamaya ve ev ödevlerinin tamamlanmasında sorunlar ortaya çıkarttığında tanı mlanır. Semptomların nasıl ortaya çıktığı konusundaki farklılıklar nedeniyle erkeklerde kadınlara göre daha yaygın olarak teşhis edilir. Erkekler hiperaktivite ve diğer dışsallaştırma semptomlarını gösterme eğilimindeyken kızlar genelde hareketsizlik semptomu gösterme eğilimindedir.
Üç ana DEHB türü vardır:
- Dikkatsiz DEHB,
- Hiperaktif-dürtüsel DEHB,
- Kombine DEHB.
Dikkatsiz DEHB; hiperaktivite-dürtü bozukluğu bulundurmayan yalnızca dikkat eksikliği barındıran DEHB türüdür. Hiperaktif-dürtücü DEHB''de ise hiperaktivite bozukluğu ve dürtüsellik sorunu bulunmaktadır. Kombine DEHB, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tüm belirtilerine sahip olan en yaygın DEHB türüdür.
Taramalar ve diğer nöro-görüntüleme araştırmaları; DEHB''si olan çocukların beyinlerinin, bozukluğu olmayan çocuklara göre daha yavaş olgunlaştığını göstermiştir. Ek olarak, fMRI görüntüleme ile yapılan son araştırmalar, beynin birçok DEHB semptomunu kontrol eden alanlarında farklılıklar olduğunu göstermektedir. DEHB hastası olan bireylerde, çeşitli beyin bölge ve yapıları (prefrontal korteks, striatum, bazal gangliyonlar ve beyincik) yaklaşık %5 oranında daha küçük olma eğilimindedir. Bu ortalama fark tutarlı bir şekilde gözlenmesine rağmen DEHB tanısı koymada yararlı olamayacak kadar küçük bir farktır. Ayrıca, DEHB''nin beynin dört fonksiyonel bölgesindeki nörotransmitter aktivitesini bozduğu da gözlemlenmektedir. DEHB''ye sahip bireylerde vücudun etkilenen bölgeleri şöyle sıralanabilir:
Ön Korteks (Prefrontal Korteks): Ön kortekste uygun işlevin sergilenebilmesi için doğru nörokimyasal ortamın bulunması gerekmektedir. Postsinaptik alfa-2A adrenoseptörlerinin noradrenerjik uyarımı ve D1 reseptörlerinin dopaminerjik uyarımı, optimal prefrontal işlev için gereklidir. DEHB, katekolamin sinyalini zayıflatan genetik değişikliklerle ve bazı hastalarda yavaşlamış ön korteks olgunlaşmasıyla ilişkilidir. DEHB için etkili farmakolojik tedaviler, ön korteksteki katekolamin sinyalini arttırır, dikkat ve davranış düzenlemesini güçlendirir.
Limbik Sistem: Beynin bu bölgesi duygularımızı düzenler. Bu bölgedeki dopamin eksikliği; huzursuzluk, dikkatsizlik veya duygusal dalgalanma ile sonuçlanabilir.
Bazal Gangliyon: Bu nöral devreler beyin içerisindeki iletişimi düzenler. Beynin tüm bölgelerinden gelen bilgiler bazal gangliyonlara girer ve ardından beyindeki doğru bölgelere iletilir. Bazal gangliyonlardaki dopamin eksikliği, bilgi iletiminde "kısa devreye" neden olabilir ve bu da dikkatsizlik veya dürtüsellik ile sonuçlanır.
Retiküler Aktivasyon Sistemi: Bu sistem, beyne giren ve çıkan birçok yol arasındaki ana geçiş sistemidir. RAS''taki dopamin eksikliği dikkatsizlik, dürtüsellik veya hiperaktiviteye neden olabilir. Bu dört bölge birbirleriyle etkileşim halindedir ve bir bölgedeki eksiklik diğerlerinin birinde veya birkaçında soruna neden olabilir. DEHB, bu bölgelerden bir veya daha fazlasındaki sorunlardan kaynaklanır.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU BELİRTİ VE SEMPTOMLARI
Dikkatsiz DEHB''ye sahip bireyler aşağıdaki belirti ve semptomları bulundurabilir:
- Okulda, işte ya da diğer etkinliklerde ayrıntılara çok dikkat etmez veya dikkatsizlikten dolayı hatalar yapar;
- Çoğu zaman görevlerde veya oyun etkinliklerinde dikkatini toparlamakta güçlük çeker;
- Doğrudan kendisiyle konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi gözükür;
- Yönergeleri takip etmekte güçlük çeker ve okul ödevlerini, ev işlerini veya iş yerindeki görevlerini bitiremez;
- Genellikle görevleri ve etkinlikleri organize etmede sorun yaşar;
- Uzun bir süre zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez veya yapmakta isteksizdir;
- Eşyalarının yerlerini hatırlamakta güçlük çeker ve sıklıkla kaybeder;
- Dikkatleri kolayca dağılır.
- Hiperaktif-dürtüsel DEHB''ye sahip bireyler aşağıdaki belirti ve semptomları bulundurabilir:
- Sık sık kıpırdanır, ellerini ve ayaklarını yere vurur, oturduğu yerde kıvranır;
- Genellikle oturması gereken durumlarda beklenmedik bir şekilde ayağa kalkar;
- Uygun olmayan koşullarda koşmaya başlayabilirler veya bir yerlere tırmanmak isteyebilirler;
- Çocuklukta sessizce oyun oynamakta sıkıntı yaşarlar;
- Sürekli bir hareketlilik halindedirler;
- Çoğu zaman sıra beklemekte zorlanırlar;
- Başkalarının sözünü kesip araya girebilirler;
- Sınıf ortamında sorulan soru tamamlanmadan ağızlarından cevabı kaçırabilirler ve genellikle gereğinden fazla konuşurlar.
- Kombine DEHB''ye sahip hastalar hem dikkatsiz DEHB hem de hiperaktif-dürtücü DEHB semptomlarını eşit bir ağırlık ta sergilerler.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU HASTALIKLA İLİŞKİLİ GENLER, FAKTÖRLER, RİSKLER
DEHB''si olan çocukların birinci dereceden kan bağı olan akrabalarında hastalığın daha sık görüldüğü keşfedilmiştir. Monozigot ikizlerde dizigot ikizlere göre daha fazla eş hastalanma olması genetik kanıtlara bir diğer örnektir. İkiz çalışmaları incelendiğinde genetik geçiş oranı %80 olarak belirtilmektedir ve bu veriler genetik geçişin yanında çevresel faktörlerin de DEHB etiyolojisinde önemli olduğunu göstermektedir.
DEHB hastası olan babaların en az üçte birinin DEHB hastası çocukları olduğu görülmüştür. Bilim insanları özellikle bir nörotransmitter olan dopaminle ilişkili genler olmak üzere DEHB gelişiminde rol oynayabilecek birçok farklı geni araştırmaktadırlar. Bilim insanları aynı zamanda aşağıdakiler de dahil olmak üzere diğer olası nedenleri ve risk faktörlerini de incelemektedir:
- Beyin hasarı,
- Anne karnında veya genç yaşta çevresel risklere maruz kalma,
- Hamilelikte alkol ve tütün kullanımı,
- Erken doğum,
- Düşük doğum ağırlığı.
Arnold ve Jessen''e göre DEHB belirtileri genellikle stres altında, bireyin alışık olmadığı durumlarda, yapılandırılmamış ortamlarda ve yapılması gereken işlerin karmaşık olduğu durumlarda şiddetlenir. Çocuğuna destekleyici ve tutarlı bir ortam hazırlayabilen ebeveyn, çocuğunun bazı belirtilerle başa çıkmasında yardımcı olabilir. Destekleyici ve yapılandırılmış bir ortama gereksinimi olan çocuklarda evdeki karmaşık ortam, var olan DEHB semptomlarını şiddetlendirebilir ya da komorbid durumların gelişmesine yol açabilir.
Çevresel isteklerin karmaşıklığı da DEHB''yi tetikleyebilir. Çevrenin bireyden beklentileri arttıkça belirtileri gösteren ve tanı ölçeklerini karşılayan kişi sayısı artmaktadır. Bunun sonucunda önümüzdeki yıllarda daha çok çocuğa DEHB tanısı konması olası gibi görünmektedir.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU TEŞHİS YÖNTEMLERİ
Sağlık hizmeti sağlayıcıları, DEHB''yi teşhis etmek için Amerikan Psikiyatri Birliği''nin (APA) Teşhis ve İstatik El Kitabı''nın beşinci baskısındaki ( DSM-5 ) yönergeleri uygularlar. Bu teşhis standardı, hastalara uygun şekilde DEHB teşhisi konmasını ve tedavi edilmesini sağlamaya yardımcı olur. Topluluklar arasında aynı standardın uygulanması, kaç çocuğun DEHB''den mustarip olduğunu ve halk sağlığının bu durumdan nasıl etkilendiğini belirlemeye de yardımcı olur.
DEHB teşhisi yapılabilmesi için aşağıdaki koşulların karşılanması gerekmektedir:
- Çeşitli dikkatsizlik ve hiperaktif-dürtüsel belirtiler 12 yaşından önce mevcuttur.
- Birkaç semptom iki veya daha fazla alanda (evde, okulda veya işte) mevcuttur.
- Semptomların bireyin sosyal işlevselliğine, işteki veya okuldaki verimliliğine etki ettiğine veya bunların kalitesini azalttığına dair açık kanıtlar vardır.
- Semptomlar başka bir ruhsal bozuklukla (duygu-durum bozukluğu, anksiyete bozukluğu, dissosiyatif bozukluklar) daha iyi açıklanamaz.
- Semptomlar sadece şizofreni veya başka psikotik bozuklukların atakları sırasında ortaya çıkmaz.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNDA TEDAVİLER VE YÖNTEMLER
DEHB, ilaç veya terapi kullanılarak tedavi edilebilir ancak ikisinin birlikte sürdürülmesi daha etkili olmaktadır. DEHB için kullanılan 5 ilaçtürü vardır:
- Metilfenidat,
- Lisdexamfetamin,
- Deksamfetamin,
- Atomoksetin,
- Guanfasin.
Bu ilaçlar DEHB için kalıcı bir çözüm değildir ancak bireylerin daha kolay konsantre olmasına, daha az düşünmeden hareket etmesine, daha sakin hissetmesine ve gününü daha verimli geçirmesine olanak sağlar. Bazı ilaçların her gün alınması önerilirken bazıları sadece okul günlerinde alınabilir. İlacın kullanımının hala gerekli olup olmadığının anlaşılabilmesi için ara sıra tedaviye ara verilmesi önerilir.
Metilfenidat
Metilfenidat, DEHB için en sık kullanılan ilaçtır. Beyinde, özellikle dikkat ve davranış kontrolünde rol oynayan alanlardaki aktiviteyi arttırarak çalışan, uyarıcı adı verilen bir ilaç grubuna aittir.
Metilfenidat; DEHB''si olan yetişkinlere, gençlere ve 5 yaşın üzerindeki çocuklara önerilebilir. İlaç hızlı salımlı tabletler veya modifiye salımlı tabletler olarak alınabilir. Metilfenidatın yaygın yan etkileri şunlardır:
- Kan basıncında ve kalp atış hızında küçük bir artış,
- Kilo kaybına neden olabilecek bir iştahsızlık,
- Uyku problemi,
- Baş ağrısı,
- Karın ağrıları,
- Agresif, sinirli, depresif, endişeli veya gergin hissetmek.
Lisdexamfetamin
Lisdexamfetamin, beynin belirli kısımlarını uyaran bir ilaçtır. Konsantrasyon u geliştirir, odaklanılmasına yardımcı olur ve dürtüsel davranışları azaltır. En az 6 haftalık metilfenidat tedavisi yardımcı olmadıysa, DEHB''si olan 5 yaşın üzerindeki gençlere ve çocuklara verilebilir. Yetişkinlere metilfenidat yerine ilk tercih edilen ilaç olarak lisdexamfetamin uygulanabilir. Lisdexamfetaminin yaygın yan etkileri şunlardır:
- Kilo kaybına neden olabilecek düzeyde iştah azalması,
- Saldırganlık,
- Uyuşukluk,
- Baş dönmesi,
- Baş ağrısı,
- İshal,
- Mide bulantısı ve kusma.
Deksamfetamin
Deksamfetamin, lisdexamfetamine benzer şekilde çalışır. DEHB''si olan yetişkinlere, gençlere ve 5 yaşın üzerindeki çocuklara reçete edilebilir. Deksamfetamin genellikle günde 2 ila 4 kez tablet olarak alınır ancak oral solüsyon formu da mevcuttur. Deksamfetaminin yaygın yan etkileri şunlardır:
- İştah azalması,
- Saldırganlık,
- Baş dönmesi,
- Baş ağrısı,
- İshal,
- Mide bulantısı ve kusma.
Atomoksetin
Atomoksetin diğer DEHB ilaçlarından farklı çalışır. Seçici bir noradrenalin geri alım inhibitörüdür (SNRI), bu da beyindeki noradrenalin adı verilen bir kimyasalı arttırdığı anlamına gelir. Bu kimyasal, mesajları beyin hücreleri arasında iletir ve miktarının arttırılması konsantrasyonun arttırılmasına ve dürtüleri kontrol etmeye yardımcı olabilir.
Atomoksetin; metilfenidat veya lisdexamfetamin kullanılmasının mümkün olmadığı durumlarda yetişkinlere, gençlere ve 5 yaşının üzerindeki çocuklara önerilebilir. Atomoksetin, günde bir veya iki kez alınan kapsül formunda üretilir. Atomoksetinin yaygın yan etkileri şunlardır:
- Kan basıncında ve kalp atış hızında küçük bir artış,
- Mide bulantısı ve kusma,
- Karın ağrıları,
- Uyku problemi,
- Baş dönmesi,
- Baş ağrısı,
- Sinirlilik.
- Atomoksetin ayrıca intihar düşünceleri ve karaciğer hasarı gibi dikkat edilmesi gereken bazı yan etkilerle ilişkilendirilmiştir. Bu ilacı kullanırken siz veya çocuğunuz depresif veya intihara meyilli hissetmeye başlarsanız derhal doktorunuza başvurunuz.
Guanfasin
Guanfasin, dikkati arttırmak için beynin bir kısmına etki eder ve ayrıca kan basıncını düşürür. Metilfenidat veya lisdexamfetamin kullanılması mümkün değilse 5 yaşın üzerindeki çocuklara ve gençlere önerilebilir. Guanfasin, DEHB''si olan yetişkinlere sunulmamalıdır. Guanfasin genellikle sabah veya akşam günde bir kez tablet olarak alınır. Yaygın yan etkileri şunlardır:
- Yorgunluk,
- Baş ağrısı,
- Karın ağrısı,
- Ağızda kuruluk.
Çocuklarda, gençlerde ve yetişkinlerde DEHB tedavisinde ilaç almanın yanı sıra farklı terapiler de yararlı olabilir. Terapi, DEHB ile ortaya çıkabilecek davranış veya kaygı bozuklukları gibi ek sorunların tedavisinde de etkilidir.
Müddet Tahminleri (Prognoz)
Eskiden çocukların yetişkin olunca DEHB semptomlarının ortadan kaybolacağı düşünülüyordu ama artık DEHB semptomlarının hayat boyu devam edebileceğini biliyoruz. Araştırmalar, insanlar yaşlandıkça semptomlar değişse bile çocuk yaşta DEHB tanısı konulan bir bireyin yetişkinlikte de bu durumdan etkilendiğini ortaya koydu. DEHB teşhisi konan çocukları yetişkinliğe kadar takip eden bir çalışmada araştırmacılar, çocuklukta teşhis konulan bireylerin %29''unun yetişkin olunca da DEHB belirtileri gösterdiğini tespit etti. Yine aynı araştırmaya göre yetişkinlikte DEHB belirtileri gösterenlerin %81''nde en az bir adet başka psikiyatrik rahatsızlık bulunuyor.
The Journal of Child Psychology and Psychiatry'' de yayınlanan bir başka çalışma, DEHB''si olan çocukların %60''ının yetişkinlikte de semptomlara sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ulusal İnsan Genomu Araştırma Projesi (NHGRI) tarafından yürütülen araştırma, yetişkinlerin yaklaşık yarısının yetişkinlikte daha az sıklıkta veya daha az şiddetli semptomlar yaşadığını ortaya koymuştur.
Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)
Asya, Avrupa, Amerika ve Orta Doğu''daki çeşitli ülkelerden 18-44 yaş arası yetişkinler ile yapılan araştırma sonucu ulaşılan verilere göre DEHB yaygınlığı genel olarak %2,8''dir. En az yaygın olan ülkeler %0,6 ile Irak ve Romanya iken en yaygın DEHB görülen ülkenin %7,3 ile Fransa olduğu görülmüştür. Sıralamanın devamında İngiltere %6 ile ikinci sıradayken Brezilya %5,9 ile üçüncü sırada yer almıştır.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU ÖNLEM YÖNTEMLERİ
Çocuğunuzun DEHB riskini azaltmak için hamilelik sırasında bebeğin gelişimine zarar verebilecek alışkanlıklardan kaçınmak ve çocuğunuzu kirleticilere ve toksinlere maruz kalmaktan korumak önerilebilir.