Şahin Yıldız / Günboyu
Merkez Bankası, Türkiye''de dolar alımını fiilen yasaklamamış olsa da, yaptığı kısıtlamalar ile döviz satışında yetkili olan kurumlara adeta nefes aldırmamaya devam ediyor. Haziran ile şubat ayları arasında sakinliğini koruyan dolar kuru, deprem felaketinin ardından yeniden yükselişe geçerken, piyasaya yönelik arka kapı müdahaleleri de artık dolar/TL paritesini baskılamakta bir sonuç vermemekte. Dolar kurunun 19.31''i geçmesiyle birlikte TCMB''de tedirginlik artarken, 14 Mayıs''ta yapılacak seçimler öncesinde yaşanabilecek bir ''kur krizinin'' önüne geçebilmek adına adeta seferberlik ilan edilmiş durumda.
Son aylarda döviz alımını kısıtlamaya yönelik onlarca karar alan Merkez Bankası, bugün bankalara gönderdiği yazı ile döviz talebi yaratabilecek her adımdan ısrarla kaçınılması gerektiğini vurgularken, bankalara yönelik yeni getirilen mevzuat çerçevesinde her ay yüzde 5 oranında dövizden TL''ye dönüşüm hedefinin yakalanılmasına dikkat edilmesi tavsiye edildi.
"BİZ ENGELLEMEDEN SİZ YAPMAYIN"
Geçmiş dönemde TL mevduat oranını yakalamak isteyen bankalar, getirilen sınırlamaların etrafında dolanırken, özellikle Döviz Dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına yapılan yönlendirme ile hem TL mevduat işlemlerinde yükseliş elde edilirken, hem de temelde döviz işlemi yapılmaya devam ediliyordu. Bu uygulamaya yönelik uyarılara karşın bankaların aldırıl etmemesi, TCMB''nin şubat ayında Döviz Dönüşümlü KKM hesaplarına yönelik prim uygulamasına son verilmesine yol açmıştı.
EKONOMİ''de yer alan habere göre, özel sektörden bir bankacılık sektörü yetkilisi, "Son mesajlarında TCMB bankalardan döviz talebi yaratacak herhangi bir adım atmasını istemediğini, 31 Mart öncesi bilançoda yer alan dövizden düzenli TL mevduata dönüşüm istediğini net şekilde ifade etti" dedi. Aynı kaynak bankaların tüm dönüşümü gerçekleştirmeleri halinde TCMB''ye önümüzdeki altı ay için bu kanallardan her ay 5 milyar dolarlık net rezerv katkısı gelebileceğini fakat pratikte bu tutarın daha az olacağını hesapladı.
14 MAYIS''A DOLAR İÇİN HER YOL MÜBAH!
Sektör kaynakları, söz konusu kısıtlamaların uzun vadeli sürdürülebilmesinin imkansızlığına dikkat çekerken, birçok ekonomist alınan yeni kararların arkasında "Seçime kadar doları tutalım da, gerisine sonra bakarız" zihniyetinin yattığını belirtti.
AKP hükümetinin piyasalara yönelik maşası olmakla suçlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, hazineye ve dolayısıyla vergi mükelleflerine ağır bir yük getirmesine karşın, gelecek bir ay boyunca herhangi bir radikal kur artışı yaşanmaması nedeniyle yatırımcıların KKM''ye yönelmesi konusunda cazibe artıracak kararlara imza atmaya devam ediyor. 26 Ocak''ta Döviz Dönüşümlü KKM''lerin üst faiz sınırı kaldırılırken, geçtiğimiz hafta ise TL mevduatlı KKM hesaplarında bankaların müşterilerine sunabileceği politika faizi + maksimum yüzde 3''lük faiz uygulamasına son verilerek, bankalar istedikleri faizi sunma noktasında serbest bırakılmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti''nde yaşayan vatandaşlara milyarlarca dolara mal olan kararlar sonrasında Kur Korumalı Mevduat hesaplarına akın edilirken, havuzda biriken toplam para ise 1.7 trilyon lirayı geçmiş durumda.
İktisatçıların tamamına yakını ise; mevcut politikaların ve özellikle yaz aylarından bu yana kurda artış yaşanmamasının nedenini yapılan ''seçim ekonomisi'' uygulamalarına başlarken, bu nedenle Türk lirasının mevcut değerinin gerçekte olması gerektiğinden daha yukarıda olduğu ve seçim nedeniyle uygulanan ekonomik planlamaların 15 Mayıs itibariyle son bulmasının ardından dövizin hızlı bir yükselişe geçeceği düşünülüyor.
Bu düşünce, yatırımcıyı erkenden pozisyon almaya ve şimdiden dövize yönelmeye iterken, TCMB, dolar alımına yönelik her türlü kanalın önüne baraj koyma konusunda geri adım atmıyor.
İlgili Haberler