Seçimlerden önce her türlü dolar talebini baskılamak amacıyla döviz işlemlerine yönelik kısıtlamalar getiren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bu süre zarfında kur krizini engellemek için yatırımcıları Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine yönlendirecek cazip adımlar atmıştı.
KKM'ye yönelik teşvikler beklenenden büyük bir etki yaratırken, uygulamaya adeta oluk oluk para yağdı ve KKM'de biriken mevduat 125 milyar doların üzerine çıkarak Türkiye'de serbest kur rejimine geçilen 2002 yılından bu yana görülmüş en büyük dolar varlığı olarak rekor kırdı.
BANKALARA MALİYETİ 702 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI
14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından göreve başlayan yeni ekonomi yönetimi, ekonomide rasyonel politikalara dönüş mesajı verirken, atılacak adımların başında 'geçici süre' ile hayata geçirilmesi planlanan ancak Türkiye ekonomisinin ayağına dolanan bir hale dönüşen KKM'yi tasfiye etmek yer aldı.
21 Aralık 2021 tarihinden itibaren KKM hesapları için bankalara zorunlu karşılılık şartı getirilmezken, Hafize Gaye Erkan'ın başkanlığındaki yeni Merkez Bankası ilk olarak 21 Temmuz'da yüzde 15'lik zorunlu karşılık kararı aldı.
Bu karar sonrası piyasalardan 472 milyar liralık likidite çekilmesi yaşanırken, atılan adım sonucu KKM'deki erimenin beklenen hıza ulaşmaması üzerine TCMB, ikinci kurşununu kullandı ve 14 Eylül itibarıyla bankaların zorunlu karşılık oranı yüzde 25'e yükseltildi.
Yapılan 10 puanlık artışla birlikte bankalar, Merkez Bankası'na 230 milyar liralık bir kaynak aktarımı daha gerçekleştirirken, toplam likidite 702 milyar liraya ulaştı.
ALINAN KARARLAR KREDİ FAİZLERİNİ YUKARI ÇEKECEK
Atılan adımlar sonrası bankalar, kasalarında bulunan toplam 702 milyar liralık parayı TCMB'ye gönderirken, bu paradan herhangi bir faiz getirisi elde edemeyecek.
Ellerinde likidite fazlası olmayan bankalar, TCMB'den yeniden para almak durumunda kalırken, 4 PPK toplantısında üst üste faiz artırımı yaparak politika faizini yüzde 30'a çıkaran Merkez Bankası, aylar öncesinde bankalara verdiği yüzde 8.5 faiz oranı yerine artık yüzde 30 orandan kaynak aktarımı gerçekleştirecek.
Bir başka deyişle alınan karar, bankaları neredeyse üç katı daha pahalı borçlanmaya mecbur bırakırken, bu karar nedeniyle kar oranlarında büyük düşüş yaşayacak bankaların, yaşayacağı gelir kaybını kullanıcıya yansıtmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Türkiye'de son 1 yılda bankaların ortalama net kar tutarı 43 milyar lira olarak kayıtlara geçmiş durumda. Piyasadan çekilen 702 milyar liralık likiditenin ise bankalara maliyeti ortalama 17.5 milyar lira olacak. Bankaların, atılan adımlar sonrasında gelirlerinin yüzde 40'ına yakın zarar ederken, bu zararın dengelenmesi amacıyla kredi faizlerinde artış yoluna gidilmesi bekleniyor.
DOLAR SAHİPLERİNE ETKİSİ NE OLACAK?
Kararın doğrudan dolar kuruna yönelik bir etkisi olmasa da, KKM'den çıkacak paranın bir bölümünün yeniden döviz tevdiat hesaplarına gidileceği düşünüldüğünde, atılan adımların KKM'deki erimeyi hızlandırması ve dolar kurunda yukarı yönlü hareketlere neden olması bekleniyor.
Merkez Bankası, bankalara gönderdiği örtülü talimatlar ile mevduat faizlerinin artırılmasını isterken, şu anda birçok banka yüzde 45 oranında TL mevduat faizi sunmaya devam ediyor. Bu oran, son 22 yılın en yüksek seviyesi olarak dikkatleri çekerken, ilerleyen günlerde borsada yaşanabilecek muhtemel düşüşlerin ardından Borsa İstanbul'dan çıkacak paranın TL mevduata yönelebileceği bekleniyor.