Döviz hesabı olanlar için korkulan oldu: Doları altüst edecek uyarı geldi

Döviz hesabı olanlar için korkulan oldu: Doları altüst edecek uyarı geldi

AKP'nin "büyük bir ekonomik buluş" olarak kamuoyuna tanıttığı KKM, içinden çıkılamaz bir sorun haline gelmeye devam ediyor. 25 Eylül'de alınan ve KKM'deki taban faiz uygulamasını kaldıran adıma rağmen hesaplardaki toplam parada yaşanan erime durma noktasına geldi. Hazine'ye ağır bir ekonomik yük getiren uygulamanın aniden kaldırılması ise KKM hesaplarındaki paranın dolara dönmesiyle bambaşka riskler ortaya çıkarabilir.

AKP iktidarının talimatları sonucu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), ekonomide piyasalarıyla inatlaşarak aldığı ısrarlı faiz indirimi kararları, Türkiye ekonomisinde benzeri görülmemiş bir döviz krizinin yaşanmasına neden olurken, bu krizle mücadele edemeyeceğinin farkına varan hükümet, 21 Aralık 2021 tarihinde Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması ile günü kurtaracak bir dizi adımlar atma kararı almıştı.

Aradan geçen 2 yıla yakın sürede Türkiye'de enflasyon son yılların zirvesini yaşarken, çalışan, emekli ve memur maaşları ise hayat pahalılığı karşısında eriyerek sefalet ücreti seviyelerine kadar geriledi. Atılan hatalı adımlardan çok geç dönüş yapan hükümet, 28 Mayıs seçimlerinin ardından ekonomi yönetimini liyakat sahibi isimlerden oluşan yeni bir kadroya teslim etse de, Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunların çözümü kısa vadede pek de mümkün görünmüyor.

İlk 4 PPK toplantısında da faiz artırım kararı alan ve piyasalara "parasal sıkılaşma süreci devam edecek" mesajı veren Hafize Gaye Erkan yönetimindeki Merkez Bankası, aynı zamanda KKM'den çıkışları hızlandıracak yeni uygulamaları devreye sokuyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile koordineli olarak yürütülen tasfiye planı, ilk haftalarda beklenildiği etkiyi yaratarak haftada KKM havuzunda ortalama 25 milyar liralık azalma yaşanmasına neden olsa da, son iki haftada BDDK tarafından açıklanan veriler Kur Korumalı Mevduat uygulamasından çıkışların neredeyse durma noktasına geldiğini gözler önüne serdi.

Ekonomim.com'da yazdığı köşe yazıları ile piyasalar tarafından ilgiyle takip edilen Alaattin Aktaş, söz konusu durum için "Asgari faizi kaldırmak da işe yaramadı, KKM azalmıyor" başlıklı bir yazı kaleme alırken, 25 Eylül'de bankalara gönderilen ve TL dönüşümlü KKM hesaplarına verilen en az yüzde 30'luk asgari faiz sınırına son veren kararın da kur korumalıdan çıkışlarda bir etki yaratmadığını belirterek, şu uyarılarda bulundu...

"KKM'NİN NASIL BİR BELA OLDUĞU ANLAŞILMAYA BAŞLANDI"

Mevcut iktidarın eski ekonomi yönetimi tarafından “büyük bir ekonomik buluş” olarak lanse edilen ve yaygınlaşması için yoğun çaba gösterilen, bu amaca hizmet etmeleri için bankalara destek verilen, yeterli artışı sağlayamayan bankalara ise bir şekilde adeta ceza uygulanan KKM’nin nasıl bir bela olduğu anlaşıldı anlaşılmaya da artık biraz iş işten geçti.

Mevcut iktidarın yeni ekonomi yönetimi ise, KKM’nin, değil öyle "büyük” bir buluş olmasını, bir “buluş” olarak bile görülemeyeceğinin farkında ve ülkeyi bu yükten kurtarabilmek için yoğun çaba harcıyor ama; nafile!

Artık işimiz çok zor. Nitekim KKM’yi azaltmaya dönük bir dizi adım atıldı; bu adımlar işe yarıyormuş sanıldı ama son iki haftanın verileri gösterdi ki, KKM adeta yerinde sayıyor.

KKM zirveye 18 Ağustos’ta çıktı. O tarihte 3.4 trilyon liraya ulaşıldı. Bankaları KKM’yi azaltmaya zorlayan önlemlerin etkisiyle 18 Ağustos’u izleyen dört hafta boyunca 102 milyar liralık bir azalış kaydedildi. KKM 15 Eylül’de 3.3 trilyona geriledi.

Ancak azalma 15 Eylül’den sonra adeta durdu. 15-22 Eylül arasındaki hafta 2.2 milyar, 22-29 Eylül arasındaki hafta ise 1.2 milyar liralık azalma kaydedilebildi. Önceki dört haftadaki azalma temposundan eser yoktu.

ÖNCE BANKALAR ÖZENDİRİLMEK İSTENDİ

KKM’nin azalmasını sağlamak için önce bankalara karşı bir dizi yaptırım uygulanması kararı alındı. Bakıldı ki bu pek işe yaramayacak, sonuçta kararı veren tasarruf sahibi, bu kez de tasarruf sahibini KKM’den “soğutma” amaçlı bir adım atıldı.

25 Eylül’den itibaren TL cinsi KKM’de asgari faiz uygulaması kaldırıldı ve bankalara daha düşük faiz uygulama olanağı tanındı. Asgari faiz Merkez Bankası’nın politika faizinden az olamıyordu, o oran da şu an için yüzde 30’du. Merkez Bankası’nın asgari faiz koşulunu kaldırmasından sonra faiz ağırlıklı olarak yüzde 20’ye çekildi. Bazı bankaların yıllık yüzde 5.25 gibi çok daha düşük faiz uyguladıkları biliniyor ama ağırlıklı oran yüzde 20 dolayında.

Asgari faizin kaldırılması yönündeki kararın tüm KKM hesaplarını kapsamadığını bir kez daha belirtelim. Bu karar yalnızca “TL cinsi KKM hesaplarını” kapsıyor. Döviz dönüşümlü açılan hesaplarda hala asgari faiz uygulaması geçerli ve asgari faiz de politika faizi olan yüzde 30. Politika faizi yükseltildiği takdirde, ki yeni artışlar beklendiği malum, asgari faiz de otomatik olarak artacak. Tabii ki DTH dönüşümlü KKM için de asgari faizin ne olacağına ilişkin yeni bir düzenleme yapılmazsa... O kaydı da düşelim.

TCMB KENDİSİNİ DE GARANTİYE ALDI

Asgari faiz koşulu kaldırıldı ve bankalar TL cinsi KKM hesapları için uyguladıkları faizi düşürdü ama Merkez Bankası kur artışı karşısında fazla yüke maruz kalmayacağı mekanizmayı da oluşturdu.

Bir banka TL cinsi KKM’ye yüzde 20 faiz verdiğinde, bu faiz ile politika faizi arasındaki kur farkını da karşılayacak. Politika faizinin üstündeki kur artışı ise Merkez Bankası tarafından karşılanacak.

KKM’de kalmayı tercih eden tasarruf sahibi açısından ise değişen bir şey yok. Kurun çok az artması durumunda alacağı faiz düşük olacak; yok kur çok artarsa zaten kurun getirisini elde edecek.

tablo1.jpg

VATANDAŞ KKM'DEN NİYE ÇIKSIN Kİ!

TL cinsi KKM’de asgari faizin yüzde 30’dan yüzde 20’lere, hatta daha aşağıya çekilmesi yönündeki uygulamanın 25 Eylül’de başladığını belirttim. O hafta bu uygulamanın hiçbir etkide bulunmadığı görüldü. Elbette bir hafta ölçü sayılmaz, o hafta vadesi dolan hesap çok olmayabilir; ama yine de bir haftada 1 milyar 254 milyon liralık bir azalma yaşanmış olması herhalde bu karardan çok umutlu olanlar için tam bir hayal kırıklığına yol açmıştır.

Vatandaş faiz düşmüş olsa da KKM’den çıkmaya hiç niyetli değil.

Bir kere DTH dönüşümlü KKM için faiz tabanının hala yüzde 30 olduğunu bir kez daha hatırlatalım. DTH dönüşümlü KKM hesabı olanlar niye bu uygulamadan vazgeçsinler ki? Zaten DTH dönüşümlü KKM yaptıranlar, KKM yokken de döviz cinsinden tasarruf edenler. Bu tasarruf sahiplerini dövizden TL’ye döndürebilmek öyle yüzde 40, hadi bilemediniz yüzde 50 faizle mümkün mü? Faizin yüksek olduğu dönemlerde bile dövizi tercih etmiş bir kesimden söz ediyoruz. Dolayısıyla DTH dönüşümlü KKM’den herhangi bir çözülme olmaz. Zaten ekonomi yönetiminin önceliği de bu hesaplar değil.

Öncelik, TL cinsi hesapları KKM'den çıkarabilmek. Ama iyi de yıllar yılı düşük faize rağmen TL tutmayı tercih eden tasarruf sahibinin dövizin getirisine alıştırılması, onların adeta "kanına girilmesi” kimin suçu?

TL'DE UYUMAKTA OLAN DEVİ KKM'Yİ İCAT EDENLER UYANDIRDI!

Yeni ekonomi yönetimi ise bu devi yeniden uyutmak istiyor!

KKM’de kalınca ortalama yüzde 20 faiz var, stopajı olmayan faiz, kur artarsa onun getirisi var...

KKM’den çıkılırsa yüzde 40 dolayında bir TL mevduat faizi, üstelik onda stopaj kesintisi de var.

Aslında stopaj pek önemsenmez, önemli olan yıllar yılı TL’de duran kesimin dövizin getirisine alıştırılmış olması. Onlar da dövizdeki tatlı getiriyi gördü artık. Vazgeçirmek çok zor.

Zor olduğu da işte sayılarla ortada. Faizin indirildiği bir haftada KKM’den neredeyse hiç çıkılmamış. Tasarruf sahibi adeta “Ben artık faizle ilgili değilim, kur nasıl olsa artar, ben ona bakıyorum” diyor.

Enflasyonun çok altında bir mevduat faizi varken, kurun her an artacağı beklentisi kırılamıyorken KKM’nin kayda değer biçimde azalmasını ve hesap sahiplerinin TL mevduata geçmesini beklemek zaten hiç gerçekçi değil.

YENİ BİR DOLAR KRİZİNE NEDEN OLABİLİR!

Uygulamada erimenin parçalı şekilde gerçekleşmemesi, ani çıkışlar anında paranın bir bölümünün dolar tevdiat hesaplarına yönelmesine neden olabilir. Uzmanlar, KKM havuzunda 120 milyar dolarlık mevduat olduğuna dikkat çekerken, bu paranın küçük bir bölümünün bile hızlıca döviz hesaplarına yönelmesinin Türkiye'de yeni bir kur krizinin fitilini ateşleyebilecek oluşuna dikkat çekildi.

İlgili Haberler