ENAG kurucusundan asgari ücret çıkışı! Net rakam verdi

ENAG kurucusundan asgari ücret çıkışı! Net rakam verdi

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) kurucusu Prof. Dr. Veysel Ulusoy asgari ücret ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ulusoy, asgari ücrette yüzde 40’lık artışın "müjde" olmadığını, bu oranın enflasyonun yarattığı erimeyi gideremeyeceğini söyledi.

ENAG KURUCUSUNDAN ASGARİ ÜCRET ÇIKIŞI! NET RAKAM VERDİ

Türkiye’de enflasyon verileri, çokça tartışılan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yüzde 73,5. Hükümetin veri açıklamasından rahatsız olduğu Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise Mayıs ayı itibariyle enflasyon yüzde 160. Yılda bir kez o da Aralık ayında açıklanan asgari ücret ise geçtiğimiz yıl sonunda yüzde 50 oranında artırıldı. Ücretliler enflasyon nedeniyle asgari ücrette yaşanan erimenin yıl sonu beklenmeden giderilmesini istiyor. Ancak bugün Hürriyet gazetesinden Hande Fırat’a konuşan Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın aktardığı kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücret zammı konusunda henüz bir karara varmış değil.

Atalay, asgari ücret zammı konusunda en yetkili hatta tek yetkili olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasında geçen konuşmayı şöyle özetledi: "Cumhurbaşkanı, ‘Ben olanların farkındayım, çalışmalarımız var’ dedi. Zam için ‘var’ da demedi, ‘yok’ da’’ ama dikkatle dinledi."
Asgari ücrete ilişkin atılması gereken adımlar ve yaşanan ‘oran’ tartışması iktisatçıların da gündeminde.

"MEMUR VE EMEKLİYE VERİLECEK ARTIŞ, MÜJDE DEĞİL"

Gerçek Gündem’in Youtube sayfasında yayınlanan ‘‘Ekonomi Notları’’ programında değerlendirmelerde bulunan Profesör Veysel Ulusoy, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yalnız asgari ücretlilerin değil tüm ücretlilerin zam almaya ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Profesör Ulusoy, ‘‘Geçtiğimiz günlerde Numan (Kurtulmuş) hocanın dile getirdiği yüzde 40’lık zam bir müjde zammı değil. O kanunen bizim maliyetini yüklenip de altı ay beklediğimiz enflasyon farkının bize verilme hakkı. O hükümetin bir hediyesi ya da müjdesi olmayacak. O hakkı aldıktan sonra üzerine verdiği -eğer verirse- o müjde olabilecek. Ben asgari ücretin yüzde 40’larda ya da yüksek seviyede arttırılacağını zannetmiyorum’’ dedi.

"ASGARİ ÜCRETİN EN AZ 10-12 BİN LİRA OLARAK TANIMLANMASI LAZIM"

ENAG kurucusu Ulusoy, asgari ücretin bugünkü ekonomik konjonktürde en az 10 bin liraya yükseltilmesi gerektiğini, bu artışın da iddia edildiği gibi enflasyona neden olmayacağını dile getirdi.

Profesör Ulusoy, ‘‘Gönlümden geçen yüzde 100 arttırılması. Çünkü ENAG’ın hesaplamalarına göre asgari ücretlinin daha alacağı yüzde 110’luk enflasyon farkı var. Gerçek enflasyon Türkiye’de yüzde 160. Geçtiğimiz Aralık ayında yüzde 50 zam aldıkları için geriye 110 puan kalıyor. Bu 100 puan farkı almaları lazım. Asgari ücretin en az 10-12 bin lira olarak tanımlanması lazım. Ortalama bir memurun 25 bin liradan başlaması, bir doçentin 40-45 bin lira, bir profesörün 50 bin lira ücret alması lazım. Türkiye’nin yapması gereken şey bu. Bunu söyleyince enflasyon artmamız mı hocam? Hayır. Biz o hakkımızı alalım. Tasarruflarla enflasyonu dizginleyecek seviyede tutarız, hiç kimse merak etmesin’’ ifadelerini kullandı.

Ücretlerin Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olduğunu söyleyen Profesör Ulusoy, bir başka temel sorunun da yoksullaştıran büyüme olduğunu söyledi.

ENAG Kurucusu şöyle devam etti:

"Türkiye, üretim kapasitesinin 100’de 78’ini, 80’ini mükemmel bir şekilde kullanıyor. İnanılmaz güzel bir şey. Harika bir istatistik, çok da güvenirim ben. Güvenemediğim bir şey var: Fakirleştiren büyüme ile bunu tarttığınızda “eyvah” diyesiniz geliyor. Çin’deki lojistik maliyetlerden dolayı Avrupa’nın bazı ülkelerine ihracatımız çok arttı. Arttı ama nasıl arttı biliyor musunuz? İhracat birim fiyatının ithalat birim fiyatına oranı düşerek arttı. Ve biz ele çalışıyoruz. Başkasına çalışarak büyüyoruz. Çok üretiyoruz, çok satıyoruz. Fakirleştiren büyüme bu demektir. Halk fakirleşiyor. İhracatımız artıyor. Firma da ‘kazanıyorum’ zannediyor fakat döviz kurundan aldığı kazançla borcunu ödemeye çabalıyor. Bu sarmala biz ‘fakirleştiren büyüme’ diyoruz maalesef. Fakirleştiren büyümeyi değiştirmedikçe hiçbir zaman dış ticaret açığını kapatamazsınız.’"

İlgili Haberler