Erdoğan'ın 50+1 çıkışının perde arkası: Neden birden rahatsızlık duyduğu belli oldu

Erdoğan'ın 50+1 çıkışının perde arkası: Neden birden rahatsızlık duyduğu belli oldu

Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzde 50+1 sisteminin değiştirilmesine ilişkin yaptığı açıklamaya tepki gösterdi.

Almanya ziyaretinin dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 50+1 sisteminin değiştirilmesine yönelik açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, “yüzde 50+1 sisteminin değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde cumhurbaşkanı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa. Ama oy sayısı itibarıyla ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ dendiği zaman seçim hızlıca tamamlanır” ifadelerine yer verdi.

Gazeteci Fatih Altaylı, bu açıklamalara ilişkin kaleme aldığı köşe yazısında Erdoğan’ın neden böyle bir karar aldığını yazdı.

Altaylı’nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

“DEĞİŞİKLİĞİN TEK BİR NEDENİ VAR”

Ömer diyecekleri ağızlarını büzüşlerinden belli idi. Sonunda bakla ağızdan çıktı. Ak Parti “Anayasa değişikliği” dediği gün, hem söyledim hem de yazdım, “Anayasa değişikliğinin tek nedeni var. Yüzde 50 artı 1’den kurtulmak” diye. Parlamenter sistemdeki avantajlarını, Cumhurbaşkanlığı sisteminde de korumak istiyorlar. Ak Parti’nin kurulduğu günden beri hedefi “İki Partili bir sistem” oluşturmaktı. Hayalleri AK Parti ve CHP’den oluşan bir Türkiye idi. 2002 seçimleri sonrası oluşan tablo çok hoşlarına gitmiş, tadı damaklarında kalmıştı. Hayallerini süslüyordu. Ama olmadı. MHP geldi, HDP geldi. Sağdaki diğer rakipleri yuttular.

HDP’yi kendilerine çekmek için açılımlar yaptılar. Bu sefer milliyetçi muhafazakarları kaybetmeye başladılar. Açılımı kapatıp, MHP’yi kendi saflarına çektiler ama bu kez de laiklik yanlısı Atatürkçü milliyetçiler başka adresler ürettiler. Ne yapsalar ikili siyaseti kuramadılar. Ama olmadı. Olduramadılar. Baktılar olmuyor Başkanlık sistemi dediler. Garabet bir sistem oluşturdular. Evrensel hukukla alakası olmayan bir sistem. Bize bu sistemin ne kadar mükemmel, ne kadar kusursuz, Türkiye’ye ne kadar uygun olduğunu anlattılar.

“KARŞI ÇIKANLARA AĞIZ DOLUSU HAKARET ETTİLER”

50 artı 1’in Türkiye’ye bir uzlaşma kültürü getireceğinden söz ettiler. Dünya’nın en iyi Başkanlık sistemini kurduklarını iddia ettiler. Bizim gibi karşı çıkanlara ağız dolusu hakaret ettiler. Ve 5 sene geçmeden “Ya bu sistem pek de iyi değil” demeye başladılar ve sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan “50 artı 1 partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil” diyerek baklayı çıkardı, ne zamandır beklediğimiz gibi “Ömer” dedi.

“ASIL ONU RAHATSIZ EDEN…”

“Kimin eli kimin cebinde belli değil” derken altılı masayı kast ediyormuş gibi yapıyor ama onu asıl rahatsız eden MHP’nin elinin AKP’nin cebinde olması, Yeniden Refah’ın, HÜDAPAR’ın, BBP’nin küçük ellerini AK Parti’nin büyük cebine sokması. Üstelik de yakın bir gelecekte bu “Cep cebe” duruma rağmen 50 artı 1’i bulamamaktan çekinmesi. O yüzden de 5 yıl önce şahane dedikleri sistemi değiştirmek istiyorlar.

“HER YAPTIKLARI YASA İLE ÜLKEYİ FARKLI BİR BUNALIMA SOKUYORLAR”

Bunların ruhunu bildiğim, daha bunlar ağızlarını büzmeye başladığı sarada ben Ömer’in yedi sülalesinin isimlerini sayabildiğim için seçimlerden üç gün önce, 11 Mayıs’ta “Bu garabet sistemin garabet olmayan tek yönü 50 artı 1 kuralını değiştirmek isteyecekler” diye yazmışım.

Her yaptıkları yasa ile ülkeyi farklı bir bunalıma sokan ve her yaptığından kısa bir süre sonra pişman olan bu iktidara, bir süre sonra yine pişman olacakları bir değişikliği gerçekten yaptıracak mı bu millet merak ederdim doğrusu. Oysa bana göre bunu tartışmak bile abesle iştigal. Tartışmamız gereken çarşı pazardaki etiketler. Ve bunun büyük ölçüde sebebi olan göçmen politikaları. Kaçan yerli ve yabancı sermaye ve bunun sebebi olan hukuksuzluk."

İlgili Haberler