Fatih Altaylı "bunlar teker teker ortaya çıkacak" dedi! Sezgin Baran Korkmaz işin kolayını bulmuş

Fatih Altaylı "bunlar teker teker ortaya çıkacak" dedi! Sezgin Baran Korkmaz işin kolayını bulmuş

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, kara para aklamak suçundan tutuklama talebiyle aranan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili bir yazı kaleme aldı.

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Sedat Peker'in iddiaları sonrasında Veyis Ateş’in kendisinden 10 milyon Euro rüşvet istediği iddiası ve medyadaki ilişkileri ile gündeme gelen ve geçtiğimiz günlerde Avusturya’da ABD’nin talebi ile yakalanan Sezgin Baran Korkmaz hakkında bir yazı kaleme aldı.

Sezgin Baran Korkmaz'ın medya sahibi olmadan "medya sahibi" olmanın "güzel bir yolunu bulduğunu" söyleyen Altaylı, "Bir tarafa yanaşsan karşı tarafın şimşeklerini üzerine çekeceksin. İktidara yanaşsan hem muhalif kesimlerden tepki göreceksin hem de iktidarın tam ne istediğini bilemediğin anlarda iktidardan" ifadelerini kullandı.

Sezgin Baran Korkmaz için "Gazete sahibi olacağına gazeteci sahibi olmayı yeğlemiş" ifadelerini kullanan Altaylı, "İktidarla ilişkileri zaten malum da, hangi sahte muhalifler, hangi gazeteciler, hangi siyasetçiler, belediye başkanları Sezgin Baran Korkmaz’ın yatında keyif çattı?" diye sordu.

Altaylı'nın yazısı şöyle:

"BU GAZETECİLER PANİKTE"

Sezgin Baran Korkmaz, medya sahibi olmanın dezavantajlarına maruz kalmadan medya sahibi olmanın güzel bir yolunu bulmuş anlaşılan.

Medya sahibi olmak zor iş, riskli iş.

Bir tarafa yanaşsan karşı tarafın şimşeklerini üzerine çekeceksin.

İktidara yanaşsan hem muhalif kesimlerden tepki göreceksin hem de iktidarın tam ne istediğini bilemediğin anlarda iktidardan.

Üstelik iktidar değiştiği anda hedef haline geleceksin.

Muhalefete yanaşsan iktidar tarafı üzerine bütün gücüyle gelecek. Muhalefet ise destek vermeyecek hatta muhalefetin iç çatışmalarının arasında kalacaksın.

Tarafsız olayım desen, ki doğrusu da bu, hem iktidar hem muhalefet yüklenecek. Kimseye yaranamayacaksın. Herkes saldıracak.

Dahası bizzat çalışanlarınla sorun yaşayacaksın.

Ne halt karıştırdığını bilemediğin bir grup kişiye maaş vereceksin.

Ve dönem gereği de bu işten para falan da kazanamayacaksın.

Zor iş medya sahibi olmak.

Sezgin Baran Korkmaz ise işin kolayını bulmuş belli ki!

Gazete sahibi olacağına gazeteci sahibi olmayı yeğlemiş.

Onca yatırım yapıp televizyon kanalı, stüdyo, teknik malzeme, naklen yayın arabası, gazete, matbaa, IT ekipmanı satın alacağına sık sık yenilenmesi gereken tüm bu malzemeler yerine gazeteci satın almış.

Kimi muhalif, kimi iktidar yanlısı güzel bir buket oluşturmuş.

Kendine bir imaj oluşturtmuş.

Bedeli ile.

Sonrasında belki bazıları da bu havanın etkisinde kalıp, hiç çıkarsız övmüşler Korkmaz'ı ama bu işi bir bedel mukabilinde yapan, kimi ortaya çıkmış, kimi ise hala bilinmeyen bir kısım medyacı için çok ciddi iddialar var.

Şimdi bu gazeteciler muhtemelen panikte.

Sezgin Baran Korkmaz ile olan ilişkilerinin ne kadarının bilinip, ne kadarının bilenmediğini anlamaya çalışıyorlar.

Arkalarında ne kadar delil bıraktılar onu hatırlamaya, bulabildikleri izleri yok etmeye, yok edemediklerini de küçültmeye çalışıyorlar.

Gördüğüm o ki, Sezgin Baran Korkmaz’ın bu ilişkiler ağı biliniyor ve yavaş yavaş ortaya çıkacak.

Korkmaz’ın otelinde hangi gazeteciler ve hangi siyasetçiler ağırlandı?

İktidarla ilişkileri zaten malum da, hangi sahte muhalifler, hangi gazeteciler, hangi siyasetçiler, belediye başkanları Sezgin Baran Korkmaz’ın yatında keyif çattı?

Kimler Korkmaz'ın telefonunda hızlı arama tuşuna kayıtlı idi!

Zannederim bunlar teker teker ortaya çıkacak.

Kokuşan Türkiye’de bunların henüz ortaya çıkmamış olması sadece ve sadece tarafların bu bilgileri birbirleri aleyhine kullanabilmek için hazırda tutuyor olmasından.

Oradaki lağım da bir yerde patlar.

Ne mutlu o pisliğin bulaşmayacağı bir yerde durmuş olanlara.

"BU İŞTEN KARLI ÇIKAN GAZETECİ OLMUŞ"

Ortaya dökülenlerle anlaşılan o ki, siyasetçiler bazı gazetecileri kullandıklarını zannederken, aslında gazeteciler onları kullanmış.

Siyasetçi gazeteciye yakın olup, gazeteci üzerinden kendi PR’ını yaparak sesini duyurduğu ve kendini bir tür zırha bürüdüğünü düşünürken, bu işten asıl kârlı çıkan gazeteci olmuş. 

Siyasetçi ile yakınlığını kullanarak para kazanmış, güç sahibi olmuş ve bu gücü siyasetçinin bilgisi dahilinde veya haricinde ekonomik güce tahvil etmiş. Ya da bu iş ortaklaşa yapılmış. 

Şu anda ortaya çıkan birkaç isim bence buzdağının sadece görünen kısmı.

Siyasete olan yakınlığını kullanarak kendine güç devşiren sözde gazetecileri artık daha fazla görüp tanıyacağız.

Ezan, bayrak, Kuran, yeni Türkiye, darbeciler söylemleri arkasına saklanmış klavyeli menfaat çeteleri yavaş yavaş dökülecek ortaya.

Ve biliyorsunuz tüm bu olanların nedeni hukuksuzluk ve liyakat eksikliği.

Siyasi güç hukuka uygun kullanılmayınca, devlet yönetiminde keyfilik alıp başını gidince böyle olur.

İnsanlar yasalara değil, insanlara güvenmeye başlayınca, hukuk değil ilişkiler egemen hale gelince bu tür kokuşmalar başlar.

Güç sahibi ile bir fotoğraf mesleki yeterlilikten daha önemli olduğu zaman, o yakınlık yasaların sağladığı haklardan fazlasını sağladığı zaman sistem buna dönüşür.

Liyakatle bir yere gelmesi mümkün olmayanlar da bu yöntemle bir yere gelir ve bu bir kısır döngüye dönüşür.

Bizde olan da budur.

Ama merak etmeyin sürdürülebilir değildir.

Çünkü ya önce bu sistem çöker.

Ya da sonunda devlet çöker.

Bir şekilde biter.

Umarım bizde ikinci seçenek olmaz. 

VEYİS ATEŞ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU MU?

Veyis Ateş, İsmail Saymaz’ın programında pazartesi günü savcılığa kendisi ile ilgili suç duyurusunda bulunacağını açıklamıştı.

Dün bütün gün bu suç duyurusunun haberini bekledim.

Böyle bir suç duyurusu haberi medyaya yansımadı.

Acaba bulundu da medyanın mı haberi olmadı, yoksa bulunmadı mı?