Fatih Altaylı, kaleme aldığı yazısında tepkisini şöyle dile getirdi: Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 günü testere ile kesilerek, Bahçeşehir'de bir villada öldürüldü, cesedi Etiler'de bir çöp tenekesine atıldı. Katili Cem Garipoğlu kaçmıştı ve bir türlü bulunamıyordu. Kimsenin de önemsediği yoktu. Zengin çocuk, gariban bir kızı öldürmüştü. Zengin uzun süre saklanacak, sonunda konu unutulacaktı. Ama öyle olmadı. Habertürk gazetesi katil zanlısı Garipoğlu'nun yakalanması için ciddi bir kampanya yürüttü. Cem Garipoğlu da 197 gün sonra yakalandı. Mahkum oldu. Birkaç yıl sonra da cezaevinde intihar etti. En azından biz öyle biliyoruz.
AİLE CEM GARİPOĞLU'NU ÜRETMİŞ
Bu cinayetin aydınlatılması ve katilin cezalandırılması için büyük çaba sarfeden biri olarak bu cinayet üzerine çok düşündüm. Bir çocuğun, bir aileyi nasıl mahvettiğini, cani bir evladın bir soyadını nasıl lekelediğini anlamaya çalıştım. Garipoğlu Ailesinin fertlerinin, Cem Garipoğlu yüzünden mağdur olduğunu zannettim yıllar boyunca. Meğer durum tam tersi imiş. Bu aile yapısı bir cani çıkarmış, onu anlıyorum şimdi. Çünkü hiçbir normal aile oğullarının bir genç kızı üzerinde doğradığı, üzerinde hala kan lekeleri duran koltuğu değil 12 yıl 1 gün bile evinde saklamaz. Hiçbir normal aile 12 yıl sonra kan lekeleri hala görülebilen o koltuğun üzerinde ailece mutluluk pozu vermez. Hiçbir normal aile o koltuk üzerindeki bu pozu sosyal medyadan marifetmiş gibi paylaşmaz. Aradan 12 yıl geçtikten sonra anlıyorum ki, Cem Garipoğlu ailesini mağdur etmemiş. Cem Garipoğlu bu ailenin bir sonucu imiş. Aile Cem Garipoğlu'nu üretmiş.
BEBEKTEN KATİL YARATAN KARANLIK
Hilal kaplan da, "Tüm detayları hafızama kazınmış bir cinayetti" diyerek şöyle yazdı: Münevver Karabulut'un bedeninden ayrılmış kafası bir gitar kutusuna, naaşın kalanı ise bir bavula konarak çöpe atılmıştı. Katil Cem Garipoğlu, bazı aile üyelerinin ve çalışanların yardımıyla 159 gün kayıplara karışmayı başarsa da nihayet teslim olmak zorunda kalmıştı. Annesi ve çalışanlarına delil karatma ve suçluyu saklama suçundan hapis cezası verildi. Katil ise 24 yıl hapse çarptırıldı ama hapishanedeyken intihar ettiği söylendi.
12 yıl önceki bu menfur olayı neden hatırlattım? Çünkü katilin kız kardeşi, Instagram hesabından bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta üç kişiyle birlikte mutluluk pozu verdikleri koltuk ise Münevver'in öldürüldüğü odada bulunan, üzerine kan sıçramış olan o koltuktu. Düşünsenize oğlunuz 17 yaşındaki gencecik bir kızı öldürüyor. Parçalarına ayırıyor. Ve maddi imkânları herkesten fazla olan siz o evden taşınmayı bırakın, o koltuğu 12 yıl sonra bile kullanıp üzerinde de "mutlu aile" pozu verebiliyorsunuz! Bir bebekten katil yaratan karanlık, o evin tam içindeymiş anlaşılan. Yazıklar olsun.
İsrail Cumhurbaşkanı'nı aramasını bu manşetle duyurdular: Milli Gazete'den Erdoğan'a tepki
MHP seçmeni Bahçeli gibi düşünmüyor
Serok Erdoğan sloganları MHP’yi rahatsız etti mi?