Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında "AK Parti iktidarı kendi başlattığı projeleri bile sürdürmüyor. İthalat bir politika dahilinde yapılmıyor. Tarımda her şey günü kurtarmak üzerine." ifadelerini kullandı.
"Bugün Türkiye’de tarımda bir planlama yok." diyen Altaylı "Bilgi olmadan hiçbir sağlıklı iş yapılamayacağı açıktır. Bugün Türkiye’nin tarımdaki en önemli açığı bilgi eksiğidir" yorumunda bulundu.
İŞTE FATİH ALTAYLI'NIN YAZISI
Türkiye’nin tarımla ilgili sorunlarının başlıcalarını yazdım dün.
Buna bir de her konuda olduğu gibi “liyakat” meselesini eklemek gerek.
AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde Tarım Bakanlığı’nda Bakanlık bürokrasisinden gelme, konunun uzmanı bir bakanı göreve getirmişti.
Ancak sonrasında bu durum ortadan kalktı.
Mehdi Eker sonrası bakanlıkta ehil insan kalmadığı gibi, Mehdi Eker’in getirdiği bürokratlar da sanki bir başka partinin geride bıraktığı elemanlarmış gibi sürüldü, dağıtıldı.
Bu konuya daha sonra daha geniş biçimde değineceğim.
Yılmaz Özdil, iktidarı böyle ti'ye aldı: Doğrusunu isterseniz, ben de kınıyorum kendisini
BAKANLIKTA TARIMCI YOK
Ama bugünkü tabloya bakarsanız Bakan Bekir Pakdemirli hayatı boyunca tarım alanında ne çalışmış ne böyle bir eğitimi var.
Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu, AK Partili bir siyasetçi. İş adamı, inşaatçı. Ama tarımcı değil.
Bakan Yardımcısı Fatih Metin avukat.
Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı inşaat mühendisi ve DSİ kökenli. Sorumluluk alanı da su işleri olduğu için belki de en makul görev onunki.
Diğer Bakan Yardımcısı Kadir Tunç ziraat mühendisi ve bu düzeyde tarım eğitimi olan tek kişi.
Gelelim meselelerin özüne.
Emin Çölaşan'dan Feyzioğlu'na çok sert sözler: "İktidar Metin'i kullanıyor"
DEVLETİN ELİNDE BİLGİ YOK
Dün yazdığım gibi devletin düzenleyici müdahalesi yok, daha vahimi devletin bu müdahaleyi yapacak bilgisi de yok.
Devletin düzenleyici rolü dediğim zaman dün itiraz edenler oldu. “Aman devlet karışmasın” dendi ama kazın ayağı öyle değil.
Bugün Türkiye’de tarımda bir planlama yok.
Üretim yönlendirmesi yok.
Çiftçi ne ekeceğine, ne yetiştireceğine kendi karar veriyor.
Serbest piyasa koşullarında bu kararın doğru ve geçerli olacağı varsayılıyor.
Ancak durum bu değil.
NE ARZ BELLİ NE TALEP
Çiftçi örneğin “Bu sene patates para etti” diye karar veriyor ve patates ekiyor. Tüm çiftçiler böyle yapınca aşırı arzdan ötürü ertesi yıl patates para etmiyor, ürün tarlada kalıyor, çiftçi zarar ediyor, borcunu ödeyemiyor ama ertesi yıl yine aynı yöntemle ürün tercihi yapıyor.
Burada devletin yapması gereken bölge koşulları, bölgesel hava durumu tahminleri ve ülke ihtiyacına göre çiftçinin ne ekeceğine ilişkin destek vermek ve yönlendirici olmak.
Ozan Güven’in darp ettiği Deniz Bulutsuz’un yeni fotoğrafları ortaya çıktı
TARBİL PROJESİ ÇÖPE
Ancak devletin bu konuda elinde veri yok ki, köylü ile paylaşsın.
Devletin elinde ne doğru düzgün bir arazi envanteri var ne de ekim bilgisi.
Bunu sağlamak için yine AK Parti döneminde başlatılan ve Türk tarımı açısından çok çok önemli olan TARBİL projesi yine AK Partili bakanlar tarafından durduruldu ve yok edildi.
Çok ama çok önemli bir iş olan ve tarımda müthiş detaylı veri toplayarak bunu yapay zeka ile işleyebilmeye kadar uzanacak müthiş bir bilgi zinciri kuracak olan TARBİL sanki CHP tarafından başlatılmış gibi bir kenara atıldı.
İlerde detaylı anlatacağım bu projeyi iptal eden kimse bu ülkeye büyük zarar vermiştir, bilinsin.
SÜREKLİ GERİLEME
Tarımda AK Parti’nin son dönemlerinde nasıl gerilediğimizin somut göstergesi olarak bir veri paylaşmak isterim.
The Economist tüm dünyada Gıda Güvenliği Endeksi diye bir endeks oluşturma kararı aldı.
Endeks üç unsurdan oluşacaktı.
- Ekonomik olarak sürdürülebilirlik
- Ulaşılabilirlik
- Kalite
Türkiye 2013 yılında bu endekste 36. sırada yer aldı, bir yıl sonra 38. takip eden yıl 35. oldu.
2017’de 49’unculuğa, 2018’de ise 48’inciliğe kadar geriledi.
Yani 5 yıl içinde 12 sıra geriledi.
Bilgi olmadan hiçbir sağlıklı iş yapılamayacağı açıktır.
Bugün Türkiye’nin tarımdaki en önemli açığı bilgi eksiğidir.
Devlet bilgisizdir.
Bu açığı giderecek unsurlardan biri TARBİL projesiydi. Milyonlar harcandı. Çöpe atıldı. Bunu ayrıca yazacağım.
CHP'li Açıkel hazırladı: Türkiye'de son 2 yılda neler değişti?
TARGEL DE UNUTULDU
Ancak TARGEL projesi de ayrı bir mevzu
Bugün Türkiye’de 35 bin köy var. Bunlardan 30 bini tarımsal üretim açısından önemli potansiyeli olan köyler olarak belirlendi.
2007 yılında bu proje kapsamında Tarım Bakanlığı’na 10.001 personel alındı.
Bunların tamamı ziraat mühendisi veya veteriner hekimdi.
Bakanlık bu personelin her birine üç köy zimmetledi.
Her biri üç köyden sorumlu olacak, bu köylerin tarımsal üretimini hem organize edecek hem denetleyecek hem de tüm bilgilerini kayıt altına alacak ve bakanlıkta bir veri bankası oluşmasını sağlayacaklardı.
Bakanlık merkez teşkilatı bu köyde ne ekildiğini, ne biçildiğini, hasadı, hayvan sayısını, hayvanların sağlık durumunu, kilosunu, yaşını her türlü bilgisini görebilecekti.
Bu nitelikli personele çalışacakları köyleri seçmeleri yetkisi de verildi.
Oldukça iyi maaşlar ödenecekti ama tek şart vardı.
Bu personel sorumlu olduğu köylerden birinde yaşayacaktı.
AK PARTİ YAPAR AK PARTİ BOZAR
Proje başlatıldı.
Birkaç yıl içinde gerekli personel işe başlatıldı.
Ancak bakan değişikliği ile birlikte bu proje de durduruldu.
Köylerde çalışması gereken personel bürolara kaydırıldı ve tapu kadastro memuruna dönüştürüldü, tapu bilgileri işlemeye başladı.
Sözün kısası şu.
Devlet tarımda gözleri kör, kulakları sağır bir durumda.
AK Parti iktidarı kendi başlattığı projeleri bile sürdürmüyor.
İthalat bir politika dahilinde yapılmıyor.
Tarımda her şey günü kurtarmak üzerine.
Tabii arada yolsuzluk iddiaları, ithalatın kimlerce yapıldığı da bir rezalet olarak karşımıza çıkıyor.
Yarın da kaldığımız yerden devam ederiz.
İşsizlik rakamları açıklandı: İstihdamda büyük düşüş
Bakanlık duyurdu: İşte berber, kuaför ve marketlerle ilgili alınan tedbirler
THY Genel Müdürü duyurdu: Yasak kalkıyor
Helenistik dönemden bugüne kadar yerleşimin devam ettiği mahalleye ilgi büyüyor