CEMİLE BALCI-GÜNBOYU
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Baki, Premier Lig ekiplerinden Manchester United’a transfer olan milli kalecimiz Altay Bayındır’ı İngiltere’ye uğurladı.
Atatürk Havalimanına giderek Altay Bayındır’a veda eden Ali Koç transfer sürecine ve Fenerbahçe anılarına ilişkin samimi açıklamalarda bulundular.
Vedasında duygulu anlar yaşayan Altay Bayındır gözyaşlarını tutamayarak “Burada olmasam da kalbim de aklım da fikrim de daima burada olacak” dedi.
Altay'ın gözyaşlarını tutamadığı anlar:
Ali Koç’un Altay’ın ayrılık süreciyle ilgili açıklamaları:
“Altay, her zaman kariyer planlaması olan ve kendine yatırım yapan bir futbolcu. Birkaç röportajımda da herkesin kulübünde istediği bir profil olarak anlatmıştım. Gencecik yaşında Fenerbahçe kalesini teslim ettik. O zaman da şaşırmışlardı, tabii Fenerbahçe’nin Türk kaleci geleneği doğrultusunda zaten Ankaragücü’nden de kaptan gelmişti. Kısa bir sürede de Fenerbahçe’de kaptan oldu. Her kulübün, her başkanın, her hocanın isteyeceği bir sporcu diyelim. Kaleci demiyorum, sporcu diyorum özellikle. Allah’ın verdiği yetenekler var. Bir kere şükretmeyi biliyor. Bulunduğu pozisyonu hafife almıyor. Hafife almamak ne demek? Profesyonel bilinçle ve disiplinle hayattan yeri geldiği zaman fedakârlık yapıp, kendine yatırım yapmak. Yemesi, içmesi, uykusu, takım idmanları dışında yaptığı idmanlar ve kendine bakma bilincinde olması. Sonuçta 15-17 senelik bir kariyer bu. Son dönemlerde çok futbolcu görüyoruz sadece Türkiye’de değil, futbolun getirdiği nimetlerden faydalanıp ama futbolun beklentilerini yeterince karşılamayan, karşılama sorumluluğunda olmayan kısacası futbolun keyfine varan ama cefasını yeterince çekmeyen futbolcu dolu etrafta.
‘HER TAKIM BÖYLE FUTBOLCUSU OLSUN İSTER’
Altay’ı çok çok iyi bildiğimiz için Selahattin Bey daha da iyi biliyor. Dolayısıyla profesyonellik açısından, ciddiyet açısından, taşıdığı formayı armayı temsiliyet açısından, zekası açısından, Fenerbahçe’ye duyduğu aidiyet açısından her takım böyle bir futbolcusu değil birçok futbolcusu olsun ister. Söylemek kolay, elde etmek zor. Dolayısıyla o açıdan baktığın zaman Altay komple birinci sınıf, ‘on numara beş yıldız’ derler ya öyle bir futbolcu, sporcu, kaptan, insan. İnsanlık çok çok önemli.
Başkanımız Ali Y. Koç: Her zaman kariyerini Avrupa’da sürdürmek istiyordu
Tabii buruk bir veda. O her zaman kariyerini Avrupa’da sürdürmek istiyordu ama herkese nasip olmaz. Dünya’nın en iyi liginde dünyanın en iyi takımlarından birine transfer olmak. Şimdi ne düşüyor Altay’a. Önce Türk bayrağını sonra Fenerbahçe’sini orada en iyi şekilde temsil etmek. Daha da ilerlesin diyeceğim de Manchester United’tan daha ilerisi çok fazla yok. Şu an Manchester United’ın tarihine, takipçisine, marka değerine ve başarılarına baktığınız zaman zaten böyle elle sayılır üç beş tane kulüp var. Altay’a şey de diyemiyorum, ‘Gözün zirvelerde olsun’ çünkü en zirveye geldi. Önemli olan bu zirvede bu saatten sonra tutunmak. Şahsım, kulübüm, yönetim kurulum ama daha önemlisi Fenerbahçe taraftarlarına teşekkür ediyorum. Geldi, bize büyük hizmetleri oldu, hem de giderken bize kazandırıyor.
'FENERBAHÇE’YE DE KAZANDIRMADAN GİTMEM' DÜŞÜNCESİYLE SÖZLEŞMESİNİ UZATMIŞTI'
Bir konuya parantez açmak istiyorum. Demin profili tarif ettim ya, biz Altay ile vaktinde anlaşamadık. Anlaşamadık, pazarlıklar uzun sürdü falan diye değil, bizim çocuğumuz bizim evladımız nasıl olsa zamanı geldiğinde orta yolda buluşuruz diye. Tabii ocak ayını geçmişti. Ocağı geçince ne demek, Altay serbest transfer yani bonservisi olmayan bir oyuncu konumuna geldi. Doğal olarak da teklifler geldi. Tekliflere de açıktı. Kulüpten hiçbir şekilde müsaade alması gereken bir durum da yoktu. Dolayısıyla elini kolunu sallayarak başka bir kulübe gitmesi için yolu tamamen açıktı. Sağ olsun kendisi de Sefa da gelen teklifleri, adım adım her şeyi anlattılar. Manchester United’tan çok büyük bir teklif geldi. Bu teklifte serbest oyuncu olduğu için aslında Fenerbahçe’yi de ilgilendiren bir durum yoktu ama Altay hiçbir mecburiyeti yokken, hiçbir zorunluluğu yokken, Fenerbahçe ile sözleşme uzattı. Fenerbahçe’ye de kazandırmadan gitmem düşüncesiyle işte aidiyet duygusunun, bağlılığın parçası, kaptanlığın getirdiği, insanlığının parçası. Bizle hiçbir mecburiyeti yokken bu sözleşmeyi uzattı. Böyle olduğu zaman bir oyuncu serbest transfer ise kulüplerin ilgisi, konsantrasyonu, arzusu başka oluyor. İşin içinde bonservis bedeli var iken başka oluyor. O gelen teklifleri kaybetme riskini de alarak Fenerbahçe’si ile sözleşmesini uzattı. Allah’a çok şükür ki buna rağmen yine de Manchester United, oldu. Selahattin Bey, Altay, Sefa biliyor. Kulüpte biraz insan biliyor. Ama hiçbir mecburiyeti yokken Altay Fenerbahçe ile sözleşmesini uzattı ve bu sayede ilgililerin gelen tekliflerin bozulma riskini de alarak yaptı. Çok şükür ki arzu ettiği yere gidiyor. Çok şükür ki Fenerbahçe’de Altay üzerinden hem bugün hem de yarın olası bir transferinde bir ekonomik fayda, gelir elde edecektir. Dolayısıyla çok az oyuncu bunu yapar. Çok çok az oyuncu yapar. Başkanlığım bitince inşallah bir gün son 5-6 yılımı anlattığım zaman bu tip konularda da testiyi taşıyanla kıranın ne kadar farklı olduğunu ne kadar faydalı ve zararlı olduğunu da anlatırım ama o günler geldiği zaman da vereceğimiz en büyük örnekte bu arkadaşımız olacak. Bunun için ona teşekkür ediyorum.
‘ONU İZLEMEYE GİDECEĞİZ’
Bu küçük bir veda. Manchester United’a onu izlemeye gideceğiz. İnşallah yakın zamanda orada kalıcı bir şekilde de olur ama unutmayın ki, tekrar söylüyorum. Dünyanın en büyük kulüplerinden birinin kalecisi olarak Fenerbahçemizden Premier Lig’e transfer oluyor. Bu sene Bundesliga’ya, La Liga’ya, Premier Lig’e, Portekiz Ligi’ne ve bir sürü başka lige transferlerimiz oldu. Bu açıdan da doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Bir kaleci için hala yaşı çok çok genç. Dolayısıyla önü çok çok açık. Allah kazadan, beladan, sakatlıktan korusun. Hem ülkemizi hem Fenerbahçemizi inşallah en iyi şekilde temsil edecek. Allah yar ve yardımcısı olsun. Şansı bol, yolu açık olsun."
Altay Bayındır’ın Fenerbahçe’deki ayrılık süreci hakkında söylediklerinden satır başları:
“Her zaman duygularımı çok iyi bastırırım ama şu an çok buruk bir his var. Başkanıma söylediği her şey için çok teşekkür ederim. İlk defa hayatımda bir hissiyat geldi Başkanımın söylediği güzel sözlerden dolayı. Başkanımın söyledikleri benim için çok değerli. Çok fazla anım var. 4 yıl dilden kolay çıkıyor da içinde çok fazla anılar, güzel şeyler, sıkıntılı şeyler var. Sakatlıklar var, rahatsızlıklar var, şanssızlıklar var, ağrılı oynadığım bir dönem var, 4 ay boyunca ağrılı geçen bir süreç var. Burası gerçekten çok farklı bir atmosfer. Duygularımı her zaman çok iyi kontrol ederim her zaman, böyle bir duyguyu bayağıdır yaşamıyordum. Şu an kontrolü kaybettiğim yerdeyiz, hala bir savaş var içeride. Çok anım var her karışta… Birçok hoca, kaleci hocası, herkesle çok anım var. Benim için çok büyük ve güzel bir deneyim. Çok güzel şeyler yaşadığım bir yer. En basit cümle bu oluyor ama kelimelerle anlatılabilecek bir durum değil. 4 senenin içinde gerçekten de çok fazla şey yaşadım. Yeri geldi çok sevindik, mutlu olduk, yeri geldi hüzünlü olduk, yeri geldi sinirlendik, yeri geldi kızdık ama hiçbir zaman savaşmayı bırakmadık, savaştan vazgeçmedik. Her zaman düşüncemiz, ‘formayı sırtımıza giyip daha fazla ne kadar ter akıtabiliriz’ oldu. Her zaman şans, görev geldiğinde Fenerbahçemizin kazanması, başarılı olması, stattan taraftarların mutlu ayrılması için mücadele verdik. Kaptan oldum...
'İNŞALLAH SONU GÜZEL OLSUN'
Benim camiama karşı hiçbir zaman kırgınlığım olmaz, zaten olmadı da. Ne yaşarsam yaşayayım her zaman çalışmaya, mücadele etmeye profesyonel bir şekilde devam ettim. Bazen verdiğim röportajlarda da bunu söyledim. Sonuçta işimiz gereği eleştiriler alıyoruz ya da televizyonlarda yorumcuların eleştirilerine maruz kalıyoruz. Bizim işimiz profesyonelce işimize odaklanmak. Yaptığın iş hiçbir zaman düz gitmiyor, dalgalanmalar oluyor. Darbeler alıyorsun etraftan. Önemli olan sağlam bir şekilde durup yola devam etmek. O zaman daha güçlü ve kendinden emin, özgüvenli oluyorsun. Bugüne kadar bunu yaptım. Bundan sonra da yaptığım şeye devam edeceğim. Her şeyin sonu güzel olsun, mutlu olsun. Camiama karşı hiçbir zaman kırgınlığım olmadı. Ne yaşarsam yaşayayım her zaman kalkıp çalışmaya devam ettim. Büyük taraftarlarımıza, Başkanımıza bugüne kadar bana yaşattığı her şey için, arkamda durdukları, destek oldukları her an için teşekkür ediyorum. Kaybettiğimiz ya da kazandığımız maçların akşamı Başkanımla telefon konuşmalarımız oldu. Sağ olsun her zaman arayıp destek oldu. Bu, oyuncular için çok önemlidir. Başkanımız her zaman bize elinden gelen desteği sağladı. Bu da bizler için çok önemli bir hissiyattı. Burada baş başayken teşekkür etmek isterim. Başta Başkanımız olmak üzere bugüne kadar çalıştığım tüm hocalarıma, kulüp personellerimize, kulüp bünyesindeki, camiamızdaki herkese çok teşekkür ederim. Taraftarlarımız bugüne kadar bana destek oldular, sahip çıktılar. Bazı dönemlerde ben biliyorum ki çok sevdiklerinden dolayı ufak tefek şeyler oldu. O da aşırı sevgiden ve beklentiden. Ben de bundan sonrası için bu beklentiye, sevgiye her zaman layık olup insanların bana olan güvenini boşa çıkarmamak için her zaman yükseğe çıkmaya devam edeceğim. Dalgalanmalar bazen olsa da darbeler gelse de ayakta dimdik sağlam bir şekilde yürümeye devam edeceğim. İnşallah sonu güzel olsun.
'SONU GÜZEL OLACAK'
Bu sene herkes için önemli olduğu gibi benim için de çok önemli. Burada olmasam da kalbim de aklım da fikrim de daima burada olacak. Her zaman takipte olacağım. İnşallah sonu güzel olur, kupa ellerimizde kalkar biz de kutlarız, güzel bir nefes alır, mutlu oluruz. Camiamızın en çok ihtiyacı olan şey şu anda bu. Bunu elde etmek için de en önemli pay sahibi büyük Fenerbahçe taraftarımız. Biraz önce bahsettiğim gibi hayatta her şey her zaman düz gitmiyor. Her zaman her maçı kazanacak durumda olmuyorsun. Biz ne kadar birlikte olursak, takıma destek olursak, başında geriye düştüğümüz bir maç da olsa takıma destek olmaya devam edersek oyuncuların özgüvenini ve kazanma hırsını daha da yükseltmiş oluruz. En ufak şeyde bazı şeyleri kaosa sürüklemektense ne olursa olsun hep destek olmak. Fenerbahçe kupalar kazandığında başarılı olan ya da sadece kupalarla değeri ölçülecek bir takım değil. Herkes bunun farkında. En önemli şey farkında olduğumuz şeyleri icraata dökebilmek. Tabii ki bazen anlık sinirler, öfkeler olabiliyor ama bunu kontrol edebilmek çok önemli. Kulüp içinde herkes çok emek veriyor. O yüzden kimsenin art niyeti yok. Dalgalanmalar olsa da herkesin hedefi, isteği, inancı bir. Hep birlikte olduğumuz sürece sonu güzel olacak. İnşallah öyle olur. Her daim birlikte kalalım.”