İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Konrgesi’nin son günü “Çokluğa ve Birliğe Davet” temalı oturumlarda paydaş temsilcilerinin konuşmalarının ardından Oxford Üniversitesi’nden küreselleşme ve kalkınma uzmanı, iktisatçı Prof. Dr. Ian Goldin konuşma yaptı.
Ian Goldin, “Küreselleşme artık tartışmalı bir konu. Artık bir yerde olan şey hepimizi etkiyor. Türkiye''deki berbat deprem hepimizi etkiledi. Ukrayna''da olan şey hepimizi etkiledi” dedi.
Konuşmasında iklim değişikliğinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ian Goldin, “İklim değişikli çok önemli. Türkiye''nin geleceği dünyanın geleceğinden ayrılamaz. Seçeneklerimizin Türkiye''nin geleceği açısından neler olduğunu anlamak, dünyanın ne yönde gittiğini anlamayı gerektiriyor. Türkiye için tarihi bir fırsat var. İki ay içerisinde hükümetin değişmesi mümkün. Yeni bir döneme geçilir ama aynı zamanda dünyada değişim zamanı" belirtti.
"Türkiye, dünyanın geleceğinin şekillenmesinde rol oynadığını belirten Goldin sözlerine şöyle devam etti:
‘Gelecek kendiliğinden gerçekleşmiyor. Biz onu aktif olarak gerçekleştiriyoruz. Nasıl bir gelecek istediğimize karar vermek bize kalmış. Demokratik bir gelecek. Toplumsal cinsiyet, insan haklarına saygı gösteren küresel olarak kalkınmayı işaret eden bir gelecek’ dedi.
Ayrıca, küreselleşmenin işleyiş şeklinin değiştiğini söyleyen Ian Goldin, sözlerine şunları ekledi:
“Covid salgınının küreselleşme açısında büyük bir kırılmaya neden olduğunu söyleyebiliriz. Bu da milliyetçilik akımları ile güçleniyor. Bu durumun çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Türkiye açısından da çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünya daha korumacı, daha milliyetçi bir yapıya bürünürse, bu durum ihracat imkanlarını keser. Türkiye’ye yatırım imkanlarının da önünü keser. Ve bu ülkeyi doğu ile batı arasında seçim yapmaya zorlar. Türkiye''nin faydasına olmayan şeylerin yapılmasını zorlar."
AVRUPA''NIN BİRÇOK AÇIDAN DOĞAL PARTNER OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Türkiye''nin yeterince zengin bir ülke olmadığını kaydeden Goldin, buna karşın Türkiye''nin önünde bir fırsat olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle bitirdi:
"Dünyaya bakıp çıkaracağı dersler var. Türkiye''nin stratejik olarak nasıl hareket edebileceğini görebilir. Burada karşı karşıya olduğumuz en büyük tehlike ABD''nin yerli tedarik konusunda ısrarcı olması. Amerikan ürünlerini tercih etme konusunda ısrarcı olması. Çünkü Türkiye gibi küçük ekonomiler, dünya ile ticaret yapabilmeli. THY gibi dünyanın her yerinde olabilmeli. Coğrafi olarak stratejik bir konumu var. Gelişmiş, yetenekli iş gücü var. Dünyada batı ve doğu arasında, kuzey ile güney arasında bir köprü olabilmesi, geçiş noktası olabilmesi, bir çekim merkezi olabilmesi mümkün. Atlantik doğuya doğru Türkiye''nin üzerine doğru kaydı. Bu bir fırsat. Asya giderek büyüyor. Atlantik bölgesinden iki üç kat daha hızlı büyüyor. En büyük pazar aynı zamanda satış ve yatırım kaynağı oluyor. Fırsatların kaynağı oluyor. Türkiye''nin geleceğinin aynı zamanda Avrupa''da olduğuna inanıyorum. Avrupa''nın birçok açıdan doğal partner olduğunu düşünüyorum. Türkiye''nin stratejik konumu, küreselleşmenin nasıl evrimselleşeceğine bağlı. Eğer yeniden bir soğuk savaşa doğru gidersek, bu gerçekten çok kötü olur. Biz bu doğrultuda ilerlemek istemiyoruz.”