CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP kurucularından Fatma Bostan Ünsal, Prof. Dr. İhsan Karaman, Prof. Dr. Harun Cansız, Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şahin, Osman Bostan, Mehmet Yılmaz, Altay Ünaltay, Göktürk İnan, İzzet Akyol ve İlyas Buzgan gibi isimlerin aralarında olduğu bir grupla online toplantı gerçekleştirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Halkla İlişkiler Koordinatörü Ümit Kaya'nın organize ettiği toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin etnik kimlik, inanç ve toplumsal yaşam açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu söyleyerek, herkesin yaşam tarzına, inancına ve kimliğine saygı duyulduğu sürece çatışma alanı olmaktan çıkacağını ifade etti.
'İNANDIRICILIK SORUNUMUZU BÜYÜK ÖLÇÜDE KIRDIK'
Independent Türkçe'den Cihat Arpacık'ın haberine göre, muhafazakarlar ve Kürtler nezdinde CHP'nin inandırıcılık sorunu olup olmadığına yönelik soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kendilerini muhafazakar olarak nitelendiren kesimlerle bir araya gelip konuştuğunu ifade ederek, "Onlara, 'Siz kendinize muhafazakar diyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Asıl muhafazakar olan CHP, çünkü değişime direniyor' diyorum. Bir eleştiri varsa o eleştiriye kaynak olan bir uygulama veya bir söz vardır. Bu eleştiriye karşılık önce CHP'nin oturup kendine bakması lazım. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Bunu partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Değişimin temel felsefesi de toplumun her kesimini kucaklamaktır. Eğer siyaset yapıyorsanız toplumun bir kesimini dışlayarak, ötekileştirerek siyaset yapamazsınız" dedi.
"Bu konuda epey mesafe aldığımızı düşünüyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "İnandırıcılık sorunumuz var ama büyük ölçüde kırdık" ifadelerini kullandı.
'YÖK BAŞKANINI ARADIM, 'MADEM CHP'DE BÖYLE DÜŞÜNÜYOR YASAĞI KALDIRALIM' DEDİ'
Yusuf Ziya Özcan'ın YÖK Başkanı olduğu dönemde kendisini aradığını ve üniversitelere türbanlı öğrencilerin alınmamasının doğru olmadığını söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunun üzerine Özcan'ın "Madem CHP de böyle düşünüyor o zaman biz bu yasağı kaldırırız" dediğini belirtti.
'NECİP FAZIL, CHP PM ÜYESİYDİ'
CHP'ye yönelik 'devlet partisi'' nitelendirmesine yönelik, ''Hepimizin dedesi, babası bir şekliyle CHP'liydi. Mesela önemli şairlerden Necip Fazıl Kısakürek CHP'nin Parti Meclisi üyesidir bir dönem. Yapmıştır. Adnan Menderes CHP'lidir. Tek parti var zaten o tek parti aslında çok değişik görüşlerden, kimliklerden insanlar o tek parti döneminden parlamentoda ya da parlamento dışında partiyi temsil etmişlerdir. Ayrışma çok partili hayata geçtikten sonra başlamıştır'' şeklinde konuştu.
'SAĞ-SOL KAVRAMLARINA KARŞIYIM'
Kılıçdaroğlu, sağ-sol kavramlarına karşı olduğunu belirterek, "21. Yüzyılın sorunlarını 18. yüzyıl kavramlarıyla mı çözeceğiz. Nedir sağcılığın, solculuğun kriterleri? Solcular kamu adına çalışır. Sağcılar kamu adına çalışmıyor mu? Solcular fakire yardım eder… Sağcılar fakire yardım etmiyor mu? Dolayısıyla bizim 18. yüzyıl kavramlarına hapsedilmiş bir siyasetle Türkiye'yi aydınlığa çıkarmamız mümkün değil. Yeni kavramlar üretmeliyiz" dedi.
HDP İLE İTTİFAK YANITI
HDP'nin Millet İttifakı içinde yer alıp almayacağı sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Buna tek başıma ben karar veririm dersem haksızlık yapmış olurum. Bu kararı ittifakı oluşturan siyasi partilerin vermesi lazım. Bugünden bir yorum yapmanın çok doğru olduğuna inanmıyorum. Seçim sürecinde ittifakı oluşturan partiler bir araya geleceklerdir, oturup konuşacaklardır. Yeni stratejiler belirleyeceklerdir. İttifakı oluşturan partiler kendi içlerinde oturup konuşuyorlar, akademik kadrolardan yararlanıyorlar. Yaptığımız çalışmaları birbirimize aktaracağız, ortak noktalar üzerinden ortak metin oluşabilir."
Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu, eğitim, demokrasi, dış politika gibi meseleler gibi Türkiye'nin temel bir sorunu olduğunu ve çözülmesi gerektiğini söyleyerek, bu sorununu çözüm merkezinin TBMM olduğunu belirtti.
'SURİYELİLERE HİÇBİR ZAMAN KARŞI OLMADIM'
Toplantıda, Suriye'den Türkiye'ye gelmek zorunda kalan mültecilerle ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle eleştirilen Kılıçdaroğlu, "Suriyelilere hiçbir zaman karşı olmadım. Türkiye'ye gelebilirler. Ne yapacaksınız zaten, alıp onları savaşın ortasına sokamazsınız" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'Suriye'yi yeniden inşa edeceğiz ve Suriyelileri Suriye'ye göndereceğiz' dedim. Burada 'Suriyelileri Suriye'ye göndereceğiz' kullanılıyor ama 'Suriye'yi inşa edeceğiz' yok. Suriyelilere vatandaşlık verilmesini doğru bulmuyorum ama Suriyelileri ezelim, öldürelim anlamında değil. Bizim görevimiz yaşanan dramı sonlandırmak üzerine inşa edilmek zorundadır. Türkiye'deki Suriyeliler gidince mevcut hükümetten o insanlar için güvence almak zorundasınız. Esad'ın zulmü varsa zulme teslim edemezsiniz. Onlara belli yerler, belli mekanlar, belli hukuksal güvenceler sağlanmalı. Yoksa insanlar belli bir ateşin ortasına atılırsa bu doğru değil."
Mallarına haciz gelen Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül'e bir şok daha!
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık "Bu Kuyruk Yokluk Kuyruğu"