İlber Ortaylı'dan iktidara zehir zemberek sözler

İlber Ortaylı'dan iktidara zehir zemberek sözler

Prof. İlber Ortaylı, 20 yıl önce köşe yazmaya başladığı günler ile bugünler arasında beyin göçü açısından bir fark olmadığını söyledi. Ortaylı, "Devlet yönetimi nepotist dediğimiz akrabacı, hemşerici, kulüpçü ve tarikatçı bir anlayışın elindedir" eleştirisinde bulundu.

Ortaylı, Hürriyet’te kaleme aldığı köşe yazısında 20 yıl önce Milliyet’te beyin göçü ile ilgili kaleme aldığı yazısını hatırlattı.

İlber Ortaylı'nın yazısı şöyle:

2000 yılında yazı hayatıma bu problemi tartışarak başladım. 20 sene sonra hiçbir şey değişmedi, son zamanlardaki şartlar dolayısıyla durum daha da ağırlaştı. Nedenler muhtelif. En iyi okullarda okuyup şirketlere ve devlet hayatına girenler, hatta bunu dış ülkelerde yapıp diplomasını alanlar dahi bir müddet sonra sükût-u hayale uğruyorlar.

"DEVLET YÖNETİMİ TARİKATÇI BİR ANLAYIŞIN ELİNDE"

Devlet yönetimi nepotist dediğimiz akrabacı, hemşerici, kulüpçü ve tarikatçı bir anlayışın elindedir. Bizzat sağ ve soldaki siyasi partilerde bile bu yapılanma görülmektedir. Yetenekli genç insan enerjisini ve mesleki aşkını dökeceği bir kanal bulamamaktadır. Özel sektörde bile bu özellikler işletmecilik mantığına aykırı şekilde görülmektedir. Orada daha tehlikeli bir durum vardır, şirket sahiplerinin içinde megaloman yapıdakiler bizzat istihdam ettikleri gençlerin hiçbir fikrini ve projesini ciddiye almazlar. Büyük şirketlerde bile kabuklaşmış kurmaylar, yenilikçi bilgilerle gelen genç menajerlere fırsat tanımazlar. Bu nedenle memleket gençliğinin yönü Atlantik ötesine uzanır.

"ÇOK GENÇ YAŞTA YURDU SEVDİİRMEMİZ LAZIM"

Gidenlerin geri çağırılması işinde başarılı örnek profesör İhsan Doğramacı’ydı. Hacettepe’yi kurarken ön planda Amerika’ya giden değerleri celbetmeyi başardı. Onları bordro mahkûmu yapmadı, çalışma şartlarını hazırladı. Şu ana kadar ne yazık ki ilk ve sonuncu örnek. Dostu kadar sevmeyeni de olabilir ama tarih olmuş şahsiyetlerin yaptıklarını iyi değerlendirmek lazımdır. Gençliğimizi yetiştirmeye başladık. Bunların içinde yerkürenin coğrafyasına ve geçmiş zamanlara hükmetmeye başlayanlar var. Herkes Celal Şengör kadar sağlam bir şekilde buraya tutunacak durumda olmayabilir. Şartları yaratmamız lazım ve çok genç yaşlarda yurdu daha iyi tanıtıp sevdirmemiz gerekiyor. Bu memleket belirli grupların, mensupların ve yoldaşların değildir sadece. Bunu unutmayalım, hiçbir ülke bu gibi kalıplarla yaşayamaz ve var olamaz. Olamayacağının örneği çok ve ortada.