İMAMOĞLU: BU BİR HAYSİYET DAVASI! RAPORDA AKP DÖNEMİ VAR MI?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB''ye yönelik terör soruşturmasına dair önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, bu davanın bir haysiyet davası olduğunu belirtti.
İmamoğlu’nun açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:
İstanbul iradesinin aksine gayri meşru, gayri ahlaki ve anti demokratik müdahaleler bir takvim ve bir disiplin dahilinde devam ediyor. Bunları belgeleri ile size açıklayacağım. Önce siyasi yasak ve hapis kararı aldığım dava, ardından belediyeye yönelik sözde terör soruşturmasının tamamlanıp sürecin adli makamlara teslimi bugün sizlere İçişleri Bakanlığı’nın İBB’ye yönelik iddiaları ile ilgili ayrıntılı ve yeni bilgiler vermek üzere bir araya geldik.
"BU MAĞDURİYET DEĞİL HAYSİYET DAVASI!"
Arkadaşlar; Bu bir hukuk davası değil, siyasi dava. Bu bir kişisel dava değil, ulusal dava. Bu bir mağduriyet davası değil, haysiyet davası! Kimse bizden susmamızı beklemesin. Kimse bu milletten teslim olmasını beklemesin. Öyle kolay kolay hakkımızı yedirmeyiz. Öyle kolay kolay mücadeleden vaz geçmeyiz.
“HER NE OLURSA OLSUN GEÇERLİ NORMLAR VARDIR”
Hukukun elbette ki vazgeçilmez, evrensel ilkeleri vardır. Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu tüm demokratik ülkelerde her ne olursa olsun geçerli normlar vardır. Mesela masumiyet karinesi, mesela suçun şahsiliği, mesela sürecin sağlıklı işlemesi için tabi hakim ilkesi gibi.
"İDDİA ETTİĞİ KİŞİLER HAKKINDA YASAL GİRİŞİMDE BULUNMADI"
İlk olarak 9 Aralık 2021 günü TBMM’de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hezeyana kapılan bakan İBB’de 557 terörist çalıştığını iddia etmiştir. Aradan geçen zamanda terörist olduğunu iddia ettiği kişiler hakkında yasal girişimde bulunmamıştır. Biz girişimde bulunmak istedik. Aldığımız yanıt ‘siz bizim muhatabımız değilsiniz’ oldu.
“8 AY BOYUNCA KULLANMADIĞI BİR YETKİ VAR”
Bakan İBB’de teröristler olduğunu iddia etti. 8 ay boyunca kullanmadığı bir yetki var. OHAL kapsamında çıkarılan belediyelerde sakıncalı personelin çıkarılma yetkisini İçişleri Bakanına veriyor. Bakan Soylu terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak görev suçu işlemiş midir.
“AKP’Lİ BİR ZAT-I MUHTEREM HEYET BAŞKANI OLDU”
Bu süreçte devletimizin istediği her türlü bilgi ve belge anında yetkili makamlarla paylaşıldı. İBB, talep edilen her bilgiyi soruşturma makamlarına sundu. Bu süreçte de bilgilendirme tek taraflı yürüdü. Tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı. Soruşturmanın önemli bir ayrıntısı daha var. Mülkiye müfettişleri İBB’ye geldiğinde 8 kişilik ekibin başında ismini vermeyeceğim, bir başka baş müfettiş vardı. Heyet, bir süre incelemeyi bu baş müfettiş başkanlığında yaptı. Her nedense yaza doğru müfettiş heyet başkanlığından alındı ve Ankara’ya çekildi. Heyetin yeni başkanı kim oldu biliyor musunuz? Görevden alınan baş müfettiş yerine kim getirildi biliyor musunuz? Bir dönem AKP’den milletvekili adayı olan bir kişi. Ben İBB adayı olduktan sonra, Beylikdüzü’ndeki dönemimle ilgili 28 ayrı soruşturmayı açan kişi. Arif Yıldırım adlı militan AKP’li bir zat-ı muhterem, heyet başkanı oldu.
“KENDİSİNİ ÇOK AKILLI SANIYOR”
Beni aklından hiç çıkaramıyor. Bu kişi adil ve tarafsız bir müfettiş değildir. Görüyorsunuz, ahmak davasında bu davadan ceza çıkmaz diyen hakim, tabi hakim ilkesine rağmen başka bir kente sürülüyor biliyorsunuz. Terör soruşturmasında da müfettiş grubun lideri merkeze çekiliyor. Bize dönük saldırıların belirli bir takvim ve disiplin içinde yürüdüğünü net olarak söylüyoruz. Bu süreçlere karşı çıkan da ister hakim, ister baş müfettiş olsun… Bu insanlar ortadan teker teker yok ediliyor. Geçtiğimiz yılki iddiaların ardından Bakan Bey, 26 Kasım’da medyanın karşısına çıktı ve aralarında İBB’nin de bulunduğu bazı belediyelerle ilgili bir kısım iddiaları gerçekmiş gibi kamuoyuna sundu. Bu Bakan kendisini çok akıllı, herkesi çok aptal sanıyor.
“NE ADALET, NE HUKUK RUHUNDA YER BULMUYOR”
Kendini akıllı sanan bakanın, AKP’li belediyelerle ilgili incelemelerine baktığımızda imar yolsuzluğu, imat planlarındaki ranta yönelik değişimler gibi konular olduğunu görüyoruz. Sen terör örgütü suçlamalarıyla sadece CHP’li belediyelere soruşturma açtın. İstanbul, Mersin, Seyhan ve Ataşehir gibi, üstelik yasal olarak belediyelerin hiçbir güvenlik soruşturması açamayacağı bir dönemle ilgili soruşturma açıyorsun. Eğer adaletli olduğunu iddia ediyorsan Ataşehir, Seyhan gibi CHP’li belediyelere gösterdiğin sertliği yüzlerce AKP’li ve MHP’li ilçe belediyelerine göster. Bir de çıkmış, grafikler göstererek “Ben adil biriyim” demeye çalışıyor. Ne adalet, ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor. Yüce Allah, insanı insan yapan bu melekeleri ne yazık ki senden almış. Sen kalbi de aklı da sadece kötülüğe çalışan bir zatsın. Ne yazık ki bu kötülükte sınır tanımayan birisin.
“1668 TERÖRİSTİN REKLAMINI YAPTI”
İçişleri Bakanı olan kişi yaptığı basın toplantısında terörist olduğunu iddia ettiği 1668 kişiyi 8 terör örgütüne böldü. Son olarak da 51 kişiyi diğer terör örgütleri klasmanına soktu. ‘Diğer’ terör örgütleri acaba hangileridir? İBB TAMİM gerillası mı var? İrlanda’nın bağımsızlığı için çalışan IRA örgütünden adam mı aldım işe? ‘Diğer’ demek ne demek? Bu tam bir aymazlıktır. Gelinen süreçte madde madde elimizdeki veriler ve Bakan’ın iddiaları odaklı bir sunum gerçekleştireceğim sizlere.
İçişleri Bakanı, 23 Aralık’ta attığı tweeti başından sonuna inceleyin. Böyle bir İçişleri Bakanı ne usulü, ne tarzı, ne anlayışı var. Bu tweeti ile belediyemizle terör arasındaki iltisakı madde madde yazarak yine iddia etti. Konu yargıya taşınmışken yargıyı etkilemeye, hatta tehdit etmeye yönelik faaliyetlerini sürdürdü. Bu iddialara sessiz kalmamız beklenemezdi.
“YAPMAMIŞLAR” DEDİĞİ ARAŞTIRMANIN YAPILMASINI YASAKLAMIŞTI”
Bir örnek vereyim. Mesela İBB olarak İstanbul Valiliği’ne Kasım 2019’da bünyemize alacağımız bir memur için arşiv araştırması talep etmişiz. Valilik de 30 Aralık 2019’da verdiği yanıtta Anayasa Mahkemesi kararına göre bu evrakı isteyemezsiniz demiş. Yazıyı işlemsiz olarak bize iade etmiş. Arkadaşlar size bunun gibi birkaç yazışmayı daha kitlerinize koyduk. AYM, 28 Kasım 2019’dan, yani yasa çıkan 18 Nisan 2021’e kadar Bakan’ın “Yapmamışlar” dediği araştırmanın yapılmasını zaten yasaklamıştı. AYM’nin yasak kararı olan 17 ayda, İBB’nin iştirak şirketlerine 11 bin kişi işe alındı. İBB, İSKİ ve İETT’de alınanları da sayarsınız 13 bin civarında çalışanın işe girdiğini görüyorsunuz. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yasaktı. Ocak 2021 tarihli sizin elinizde. Bizzat kendisi, bu evrakları istemeyin diye resmi yazı yazmıştı.
Buradan Bakan’a söylüyorum. Biz kuzu değiliz. Bu ülkede adaletin yerini bulacağına inanan ve bunun mücadelesini kararlılıkla veren insanlarız. Peki yeni yasa çıkınca İBB, arşiv ve güvenlik araştırmaları konusunda üzerine düşeni yapmış mıdır? Evet yapmıştır. Yasak kararı öncesi beş aylık ve yeni yasa sonrası 8 aylık, toplam 13 ayda işe giren 7 bin 500 kişi için arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması talep ettik. Eski İBB yönetiminde işe alınan 4 bin 116 çalışandan eksik olduğunu gördüklerimizi de arşiv ve güvenlik soruşturmalarını talep ettik. Bu talebimizin 9 bin 617’sine cevap aldık. 660 kişinin arşiv araştırması içinse bir yıldır cevap bekliyoruz. 30 günde cevaplaması gereken 660 kişi için, müfettiş 25 bin 365 kişinin sorgusuna 5-6 ayda ulaşabiliyor. Demek ki isteyince olabiliyormuş.
“İŞE ALIMDA HÜLLE YÖNTEMİ KULLANDILAR”
Eski başkan Mevlüt Uysal ve Sayın Vali Ali Yerlikaya’nın 4 bin 116 kişiden 1800’ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemiş. Hem de o dönemde AYM’nin yasak kararı yoktu. Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi de bizim gibi hileci mi oluyor? ‘İşe alınacak personelin adli sicil kaydı…’ Yani bildiğimiz adıyla sabıka kaydı ‘e-devletten alınırken kamu seçeneği seçilmeliydi. Bakan böyle söylüyor. Ama çoğu özel sektör olarak kayıt aldı, hülle yöntemini kullandılar’.
“PARTİNİZİN ESKİ BELEDİYE BAŞKANINA DA MI HÜLLECİ DİYORSUNUZ?”
Bakan Bey yine saçmalamaya devam ediyor. Bizim hülle yöntemi kullandığımızı, işe alımla ilgili kamuyu seçmediğimizi iddia ediyor. Eğer dediği gibi hülle yöntemi kullanılmışsa, bizden önceki altı ayda, yani Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde işe alınan 1400 kişinin de adli sicil kaydının özel sektör seçeneğinden alınmış olmasını nasıl yorumluyorsunuz? Yani siz partinizin eski belediye başkanına da mı hülleci diyorsunuz?
Bakan Bey, siz değil arşiv araştırması, adli sicil kaydında silahlı terör örgütü üyeliği, bombalı terör eylemi gibi suçları olanları istihdam etmişsiniz. 2017’de işe aldığınız A.T., Temmuz 2018’de işe aldığınız R.A. bunlardan birkaçı. 2018 kasım ve aralık ayında işe alınan IBDA-C üyesi çalışanların iş akitlerini de biz feshettik. Bize yaptığı suçlamaların bir kaynağı var ise, aynı suçu eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da işlemiştir. Aslında pandoranın kutusu açılmıştır.
“6 ÇALIŞANIN FETÖ İLTİSAKLI ÇIKMASINI NASIL DEĞERLENDİRECEK?”
Uysal döneminde işe alınan Y.Y. ve O.Ç. nasıl oldu da hassas gözlerinizden kaçtı? Bakın arşiv araştırması demiyorum, sabıka kaydı diyorum. Ne yazıyor? Silahlı terör örgütüne üyelik, silahlı terör örgütü yöneticiliği diyor. Bu iki kişinin de işten çıkarılışı bizim dönemimizde yapılmıştır. 6 Mayıs ve 29 Mayıs 2019’da işe alınan ve biz işe başlayınca fark ettiğimiz 6 çalışanın FETÖ iltisaklı çıkmasını nasıl değerlendireceklerdir?
“GÖK KUBBEYİ BAŞINIZA YIKARIZ”
Medyaya yansıyan 500 küsur sayfalık rapor henüz bize ulaşmadı. Duyumlarımıza göre bu raporda hakkında işlem yapılması istenen kişiler sadece ve sadece ben ve benim dönemimde eski / yeni yönetici arkadaşlarım. Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. Unutmayın, altını tekrar çiziyorum. O raporda sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız. Bakan Bey, kendi yaptığın hatalarla partili diğer arkadaşlarının da başını yaktın haberin olsun.
"TERÖR ÖRGÜTÜNE YAPTIĞINIZ JEST MİDİR?"
Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı‘nın kardeşi FETÖ üyesi ve yurt dışında firari. 6 yıldır yaz tatilinde bile gelemez olduğunu biliyoruz. Çataklı’yı 2018’de yardımcınız olarak atayınca siz de bir FETÖ iltisaklısının yakınına jest mi yapmış oluyorsunuz? Çataklı’nın firari kardeşi nedeniyle FETÖ iltisaklısı olmasından yola çıkarak bu göreve getirilmesi, sizin de terör örgütüne yaptığınız jest midir?
Devletin güvenliğinin emanet edildiği kişi daha burnunun ucundakini görmüyorsa devletimizin güvenlik zafiyeti var mıdır? Daha önce bu bakanın bir milli güvenlik sorunu olduğunu söylemiştim. Şimdi ortaya çıkan tablo devletimizin kıymetli valileri ve AK Parti siyasileri için ciddi bir tehlike olduğunu net olarak ortaya koymuştur. Bu kişiyi göreve getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''dır.
“OLMAMIŞ BU ADAM NET”
Görev ihmalleri zincirinin de sorumlusu da doğal olarak odur. Sayın Cumhurbaşkanı ya ortaya koyduğumuz bu fotoğrafı yaratacağı kaosa razı geleceksiniz ya da İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan yüzünü kızartmayacak birini göreve atayacaksın. Artık aleni bir şekilde ortaya çıkmıştır ki sayın Soylu olmamıştır. Olamamıştır. Olmamış bu adam net.
“KURUMLARI İSTİSMAR EDİYOR”
İçişleri Bakanlığı kapasitesi yok. Onlarca kez AK Parti''yi hem de iktidarı rezil etmiştir. Üstelik bizim bildiklerimizin sizin bildiklerinizin yanında da esamesi okunmaz. Aklını ve kalbini günaha teslim etmiş, hırsı ve öfkesi tarafından kontrol edilen ve bu tümüyle yüzü davranışlarına yansımış bu bakan Türkiye Cumhuriyeti''nin çok kıymetli kurumlarını istismar etmektedir. Umarım bir bakanın yarattığı dezenformasyon ve doğmasına sebep olduğu bu kaotik durum devletimizin akli selim, sorumluluk sahibi yetkilileri tarafından bir an evvel ele alınır. Çünkü bu devlet bu hepimizin, milletimizindir. Türkiye''nin bu akli selimliğe acilen ihtiyacı vardır. Bir bakanın karanlıklar içerisindeki ruh hali ne İBB''nin ne valilerimizi ne de seçilmiş ya da atanmış yöneticilerimizi de bu yoluna feda etmeyelim.