İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile birlikte İBB Miras tarafından kültür ve yaşam alanına dönüştürülen ve 10 Mart’ta açılması planlanan Beykoz Çubuklu silolarındaki çalışmaları inceledi.
Burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“UYDURMA KAFETARYAYA BİR GECEDE İMAR ÇIKARDILAR”
“Boğazda imar çıkarmak kolay mı” sorusuna ise İmamoğlu şunları söyledi:
“Yasaya bakarsanız çok zor. Ama işte İstanbul Boğazı'nın tam böyle dibinde Üsküdar Camii'nin önünde bir gecede yıkıma gittiğimiz bir kafeteryanın uydurma yapısının olduğu yere Şehircilik Bakanlığı imar çıkardı bir gecede. Yani bunu da hangi yetkiye dayanarak çıkardı sayın bakan o dönemde. Müsilaj döneminde Marmara kıyılarının imar yetkisini ve adaların imar yetkisinin bir kararnameyle İstanbul'un elinden alarak bakanlığa geçirmişlerdi. Yani müsilajla imar yetkisinin ne alakası var diyeceksiniz evet biz de sorduk kendisine. Ne alakası var? Hatta emin olamadı yok olmaz öyle şey diye bana cevap vermişti. Sonra dönüp ya öyle oldu ama sorun yok dayanışma içinde oluruz demişti. Bizimle dayanışma değil de tabiri caizse İstanbul'a dayatmayla Kuşkonmaz Caminin hemen yanındaki bir kafeteryaya, büfeye imar çıkardılar. Yani bu yani daha ne diyebilirim yani Türkiye tarihinde olmamış bir şey. O bakımdan kafeterya imar çıkaran bu koca siloları Allah bilir ne çıkarırdı? Onu bilmiyoruz"
CUMHURBAŞKANI SİSİ’DEN YANA TERCİHTE BULUNDU ONU GÖRÜYORUZ
Tabi şunu söyleyeyim yani daha dün Kanal İstanbul meselesinde ya-pa-ca-ğız diye heceleyen bir anlayış şimdi vatandaşın gündeminde olmayan bizim de gündemimizde yoktur diyebiliyor. Ama bu “U” dönüşlerinin uzağında bir yapı değil o yapı. Bu “U” dönüşünün en somut örneğini dün Sevgililer Günü'nde yaşadık. Yani Sisi’mi Binali’mi diyen Sayın Cumhurbaşkanı dün Mısır'da sevgili kardeşim diyerek 14 Şubat Sevgililer Gününde Mısır'ı ziyaret etmiştir. Bu U dönüşüne alışkınız. Ama biz memleketimizin aleyhine yapılması muhtemel bu tür tavır ve davranışları sergileyecek insanlara “U” dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. “U” dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. Onları geri vitesiyle inşallah ait oldukları yere göndereceğiz. Evet Sisi’mi Binali mi kendisi Sisi'den yana tercihte bulundu onu görüyoruz. Ne olacak şimdi?"
"ANKETLERDE BİZİ MEMNUN EDİCİ SONUÇLARI ALIYORUZ"
-Bir de artık hani artık geri sayım çok hızlı olmaya başladı. Yerel seçim de geliyor. Anketler çok konuşulur. Sizin yapmış olduğunuz bir anket var mı. Sonuç var mı?
"Yani anketlerde elbette bizi memnun edici sonuçları alıyoruz ama şu anda İstanbul'da adaylar daha yeni olgunlaştı, olgunlaşıyor. Hatta olgunlaşma ihtimali de olabilir. Başka adaylar da çıkabilir. Gerçek anketler muhtemeldir ki önümüzdeki haftadan sonra yani bir iki hafta sonra daha somut verilerle önümüze gelir. Belki o zaman konuşmak daha doğru olur biraz erken buluyorum şu an"
“GERÇEKTEN AKLI İSTANBUL’DA DEĞİL”
-Peki Atatürk Havalimanı millet bahçesi ihalesi İBB'nin açıl dava sonucunda iptal edildi. Bu konu rakibiniz Murat Kurum’a sorulduğu zaman onu İBB'ye soru neden böyle bir dava açmıştı? İstanbul'da yeşil alan kazandıracaktık. Bu zorlarına mı gitti gibi bir açıklaması oldu. Siz neden böyle bir dava açtınız?
“İstanbul’a yeşil alan kazandıracağız dedikleri akla bakar mısınız yani? Havalimanına bir gecede eskavatörler, kamyonlar bir gecede hiç kimsenin haberi yok. Ve ihalesiz yani bu saldırı ne için? Yani kim için o havalimanını bir an önce kapatalım? Yani bir an önce böyle bir telaşla ya bu cevabı bile çok hazin bu cevabı bile üzüntü verici. Gerçekten aklı İstanbul'da değil yani. Ve başka bir akılla konuştuğunu düşünüyorum. Muhtemelen kendi iradesi zihninde bu cümleleri kurmuyordur ama dile başka cümleler dökülüyor. Bu mevcuttaki yapının, o bir avuç insanın genelde de tarzı bu. Ne söyleniyorsa, ne anlatılıyorsa, ne dikte ediliyorsa onu telaffuz ediyorlar.
O ZAMAN YARIN DESİN Kİ KANAL İSTANBUL YAPILACAK
Az önce dediğim gibi Kanal İstanbul'a ya-pı-la-cak. O zaman yarın desin ki yapılacak mesela. Demiyor diyemez. Şu anda başka bir şey dikte ettiriliyor. Mesele burada, sorun burada. Ve onlar adına üzülüyorum. Yani bu ülkenin yetişmiş insanları her birisi. Onlar adına üzülüyorum yani. O bakımdan mesele Atatürk Havalimanı, eğer yeşil alan. 135 milyon metrekarelik havzayı yok ediyorsunuz. Sazlıdere Barajı'nı yok ediyorsunuz yeşil alan kazandırıyormuş. Bak sen ya. Yani biz İstanbul'un göbeğinde 10 milyon metrekarenin üzerinde yeşil alanları sadece dört buçuk yılda zaten kazandırdık. Orası zaten bir havalimanı, boş bir alan. Konuşalım, konuşturalım vatandaşlarla tartışalım, tartıştıralım. En faydalısı ne? En doğrusu ne? Bir sürü konu var. Yani, böyle bir konular varken, bu süreçlere hiç girmeden paldır küldür. Yani insan utanır. Böyle bir örneği vermez üzüntü duyuyorum. Hayırlısı bakalım göreceğiz daha neler dökülecek dillerinden”