Halk TV yazarı İsmail Saymaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun''un, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ciddi problemler yaşadığını iddia ederek, Erdoğan''ın Hatay ziyareti esnasında Altun''a sinirlendiğini ve tarifeli uçak ile geri yolladığını dile getirmişti.
Saymaz, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Erdoğan arasında yaşanan gerilimi şu şekilde özetlemişti:
"Bugün meydana gelen bir şey daha duydum. Bugün Cumhurbaşkanı Hatay''a giderken, İletişim Başkanı Fahrettin Altun onunla beraber gitmiş. Fakat Cumhurbaşkanı bir nedenle Fahrettin Altun''a çok öfkelenmiş. Bu nedenle uçakla oraya varıldıktan sonraki geziye Fahrettin Altun davet edilmemiş. Hatta iddia o ki, Cumhurbaşkanı''nın emri ve talimatı üzerine tarifeli uçakla Fahrettin Altun geri gönderilmiş. Hatta iki saat uçak bekliyor diye bana aktardılar.
Yine Fahrettin Altun ile ilgili iki hafta önce de seçim hazırlıklarıyla ilgili bir gerilim olduğu söyleniyor. AK Parti''nin seçim işlerini koordine etmekle yetkilendirilen Ertan Aydın''ın görev alanında Fahrettin Altun''un bağımsız hareket etmesinden ötürü cumhurbaşkanı tarafından kendisine sert çıkıldığını öğrendim. Bugünde iddia o ki tepki göstermiş. Hatay gezisine davet edilmeyip, geri gönderilmiş"
FAHRETTİN ALTUN''DAN YALANLAMA GELDİ
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, isim vermeden Saymaz''ın haberini hedef alarak, söz konusu iddiaların asılsız ve uydurma olduğunu dile getirdi.
Erdoğan ile arasında tartışma yaşandığına yönelik sözler için " "Masa başında üretilen, hiçbir gerçekliği olmayan, siyasi ve ideolojik operasyon amaçlı uydurma birçok tezvirattan biri de bugün şahsım ve bir bakanımız hakkında çıktı. Sözde ''haber'' adı altında ortaya atılan bu dedikodular külliyen yalandır, asılsızdır." ifadelerini kullanan Altun, doğru ve güvenilir haberciliğin tüm dünyada kabul görmüş temel gerekliliklerinin olduğunu belirterek, bir haberin en başta "Ne? Nerede? Ne zaman? Neden? Nasıl? Kim?" sorularına cevap veren "5N1K" kuralına uygun olması gerektiğini ifade etti.
Gazetecinin, bir haber yaparken bu soruları sorması, bu soruların cevaplarına haberinde yer vermesi ve mutlak surette habere konu kişilerden konu hakkında bilgilerini sorması gerektiğini kaydeden Altun, bunların haberciliğin, gazeteciliğin olmazsa olmazları olduğuna işaret etti.
Altun, bugün sözde "siyasal muhalefet" uğruna birçok medya kuruluşunun, habercilik yerine dedikoduculuk yaptığını, "kulis haberciliği" adı altında belirsiz ifade kalıplarıyla bezenmiş sözde haberlerle yalan, iftira ve palavralara zemin oluşturduğunu bildirdi.
Gazeteciliğin güvenilirliğini ve saygınlığını zedeleyen dedikodu ve dedikoducuların, bugün medya etiği ve basın ahlakı açısından ciddi bir sorun haline geldiğini belirten Altun, gazeteciliğin haysiyetini korumak için bu sorunun ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.
"BU DEDİKODULAR KÜLLİYEN YALANDIR"
Yalana, dedikoduya, çarpıtmalara tevessül edenler için meslek ilkelerinin hiçbir anlam ifade etmiyor olabileceğini dile getiren Altun, toplumun haber alma hakkının ancak ve ancak doğrulukla yapılan habercilikle eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde karşılanabileceğini vurguladı.
Altun sözlerine şu şekilde devam etti...
"Masa başında üretilen, hiçbir gerçekliği olmayan, siyasi ve ideolojik operasyon amaçlı uydurma birçok tezvirattan biri de bugün şahsım ve bir bakanımız hakkında çıktı. Sözde ''haber'' adı altında ortaya atılan bu dedikodular külliyen yalandır, asılsızdır. Sayın Cumhurbaşkanımız, büyük ve güçlü Türkiye''nin inşası yolunda tarihi adımlar atmış, ülkemizi bölgesel bir güce, küresel bir aktöre dönüştürmüştür. Bu süreçte kendisiyle beraber çalışmak, onun hizmetinde olmak bizim için büyük bir şereftir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan''ın liderliğinde her platformda, hakikatin yaşaması, doğrunun yalana galip gelmesi ve dedikoduların iletişim alanını kirletmemesi için mücadeleye devam edeceğiz."