İYİ Partili Çelik'ten 'Türkiye'nin Güvenlik Açığı'na dair açıklamalar

İYİ Partili Çelik'ten 'Türkiye'nin Güvenlik Açığı'na dair açıklamalar

İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik yaptığı basın açıklamasında 'Türkiye'nin Güvenlik Açığı' ana başlığı üzerinden dikkat çekici hususlardan bahsetti.

İYİ Partili Çelik, yaptığı basın açıklamasında şunlardan bahsetti:

Sayın basın mensupları, "Türkiye''nin Güvenlik Açığı" ana başlığıyla değerlendireceğim hususlar için buradayım.

Her şeyden önce, Anayasal düzenin ve genel istikrarın, bilerek ya da bilmeyerek tahrip edilmiş olması, GÜVENLİK AÇIĞI''nın başat nedenidir.

- Devlet organlarında dağılma,

- Çürüme; büyük ve nitelikli soygun, talan, zimmet, rüşvet ve irtikaplar,

- Ekonomik krizin tüm kesimleri boğuyor olması,

- Dış politikada geleneksel, saygın, mutemet bir Türkiye yerine; hayalperest, ihvancıveNeo - Osmanlıcı yolun benimsenmiş olması,

- İçeride sürekli aşağılanan muhtelif toplum kesimleri nedeniyle, milli birlik ve dayanışmanın aşırı zayıflaması,

- Ensar-Muhacir söylemiyle, Suriyelilerin ülkeye akın etmesine destek verilmesi,

İktidarın Türkiye''ye yaptığı asırlık bir kötülüktür. Bunun realize edilebilir olması, Arz ettiğim gibi, Anayasal Düzen''in bozulması yüzündendir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) ya da Otokrasi, Ülkeyi; Vizyonsuz, Misyonsuz, Duyarsız, Çözümsüz, Ahlaksız, Menfaatperest anlayışla tehlikeye atmış, Yönetim Krizini doğurmuştur.

DEĞERLİ BASIN,

Bizim coğrafyamız netameli bir coğrafyadır. Burada egemen olmak, bunu sürdürmek, hüner ister. Bakınız;
Selçuklu''da Alaaddin Keykubat Dönemi,
Osmanlı''da ilk 300 yılı,
Cumhuriyet''te ilk 50 yıl,
Barış ve huzurun,
Güvenin sağlanabildiği yıllar olmuştur.
Diğer zaman dilimleri,
Gerek iç, gerekse dış nedenlerle,
Sürekli istikrarsızlık, çatışma ve savaş olarak görülür.
Türklerden başka, en az 10 büyük Haçlı seferine muhatap başka bir millet yoktur.
Onun için Anadolu coğrafyasında tutunmak,
Ayakta kalmak zordur.
1000 yıl içinde verilen şehitlerin,
Haddi, hesabı da yoktur.
Gazilerimiz ve ecdadımız,
Büyük bela ve musibetlerden geçmiştir.
Hala şehitler veriyoruz.
Bilmeliyiz ki;
Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bir vatana sahibiz.
Bu vesileyle,
Atatürk''ümüzü, dava arkadaşlarını ve şehitlerimizi, kahraman ecdadı rahmetle anıyorum.

TEKRAR GÜVENLİK AÇIĞI''NA DÖNERSEK;

Güvenlik açığının asıl nedeninin Yönetim Krizi olduğunu görürüz.

Ülkede;
- Ulusal güvenliğimiz,
- Ekonomimiz, maliyemiz,
- Dış politikamız,
- Yargımız,
- Sosyal, kültürel ve insani yapımız,
- TSK ve kurumlarının durumu,
- Sağlık ve eğitimde yaşanan inanılmaz zorluklar,

Bizi total bir krize getirip dayamıştır. Bunun birincil nedeninin yönetilememe ve yanlış yönetilme olduğuna işaret etmek istiyorum. Tek Adam Rejimi, tüm kötülüklerin anasıdır. Bunu neden söylüyorum? Çünkü bu sistemde;

Devlet aklı ve ciddiyeti,
Yönetim usulleri ve teamüller,
Tarihten süregelen kazanımlar ve değerler tahrip edilmiştir.
Tek parti iktidarının tüm belirtileri ortaya çıkmıştır.
Keyfi tutuklamalar,
Partizan gece yarısı kararnameleri,
Tehditler, kayırmalar, şaibe ve yolsuzluklar,
Tek Adam Rejimi''nin görünen yüzüdür.
Böylece;
Milletin devlete olan sevgi ve saygı bağının zayıfladığı açıktır.
Bu, çok tehlikeli bir durumdur.
İvedilikle Devlet-Millet bütünlüğünü sağlamak,
Hepimizin asli görevidir.

Yürütmenin durumunu sorarsanız;

Milletin bütün sorunlarına duyarsızlaşmış,
Gözünün görebildiği her alana rant gözüyle bakan,
Gençlerin umudunu,
Emeklinin huzurunu,
İşçinin alın terini,
Çiftçinin üretimini,
Esnafın bereketini yok eden otokrasi,
Yürütme erkini de felç etmiş durumdadır.

* Yüreklerimizi dağlayan şehit haberleri,
* Suç oranlarındaki artış,
* Kadın cinayetleri,
* Polis intiharları,
* Atanamayan öğretmenler ve PİKDES''lilerin durumu,
* EYT''liler
* Nitelikli iş gücünün yurtdışına göçü,
* Keyfi gözaltı ve tutuklama kararları,
* Tarımın yok edilmesi, çiftçinin perişan hali,
* Gıda güvenliği ve güvenirliği,
* Enerji güvenliği,
* Konut ve kira fiyatlarındaki aşırı artışlar,
* Arkası kesilmeyen zamlar,
* Bütçenin 6 ay içinde erimesi, ek bütçe yapılması,
* Rant, yağma ve talan şebekeleri,
* Mülakat ve sınav yolsuzlukları,
* Uluslararası endekslerdeki hazin karnelerimiz 
* İlkokul yaşına kadar düşen uyuşturucu kullanımı,
* Limanlarımızın narko-liman olarak adlandırılması,
* Yabancıların mütekabiliyet ilkesi çiğnenerek ülkemizde dövizle gayrimenkul edinmesi,
* Namusumuz olan Türk vatandaşlığının parayla satılması,
* Sınırların yol geçen hanına dönüşmesi,
* Orman yangınlarındaki art niyet ve beceriksizlikler...

Daha sayacak o kadar çok şey var ki...

Diğer taraftan;

Yargı bağımsızlığı, o denli yok edildi ki,
Savcılar soruşturma açamaz, hakimler özgür karar veremez durumdadır.
Devletin şefkatli elini, adil yüzünü vatandaştan esirgeyen bu iktidar,
Günden güne ceberrutlaşmış,
İnsanları tweet atmaya dahi korkar hale getirmiştir.
Yargıdaki partizanlığın had safhaya ulaşması nedeniyle,
Her türlü suça, yolsuzluğa, usulsüzlüğe bulaşan,
Devletin, milletin kanını emenler,
Bu ülkede elini kolunu sallaya sallaya gezebilmektedir.
Mesela, son günlerde sıkça duyduğumuz Sedat Peker''in iddiaları karşısında,
Birçok partiden, çok sayıda milletvekili konuyu yargıya taşıdı.
İYİ PARTİ milletvekilleri de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı''na suç duyurusunda bulunmuştur.
Bekliyoruz...

Mesela, KPSS''de yaşanan skandalın soruşturmasında,

Nasıl oluyor da şimdiye kadar; Bir tane gözaltı, bir tane tutuklama, bir tane suçlu bulunamıyor? Bütün bunlar, bu milletin huzuruna kastetmektir. Bütün bunlar, bu ülkede GÜVENLİK AÇIĞI''dır.
Sorumlusu da bellidir.

Sözünü ettiğim Yönetim Krizinin bir başka yansıma alanı, Ekonomik Krizdir.
Enflasyonun rekor üstüne rekor kırdığı,
Esnafın siftah yapmadan dükkanını kapattığı,
Pahalılığın katlanamaz seviyelere ulaştığı bir ortamda,
Milletimiz her geçen gün yoksullaşmaya devam ediyor.
Türk-İş''in raporuna göre,
Gıda fiyatları geçtiğimiz ay %119 artmıştır.
Yoksulluk sınırı 22.442 TL. seviyesindedir.
TÜİK''e göre bile gıda fiyat endeksi %94,7.
İşte AKP''nin ekonomi faciası...
Yine TÜİK''e göre,
Dış ticaret açığımız, Temmuz ayında %147 artmıştır:
10.7 milyar dolarlık bir açıktan söz ediyorum.

Diğer taraftan,

İktidar, tarımı çökertmiştir arkadaşlar.
TÜİK''e göre tarımsal girdilerde son fiyat artışları %135.
Birçok üründe 3-4 kata varan artış olduğunu biliyoruz.
Bir de çıkıp hiç utanmadan diyorlar ki,
"Bütün dünyada enflasyon var. Onlar bizden daha zor durumda".
İşte buyurun; 
Enflasyon oranlarında üyesi bulunduğumuz G20 ülkeleri arasında Türkiye''nin hali...
Son bir yılda,
Kredi ya da kredi kartı borcunu ödeyememiş kişi sayısında %83 artış var. 

Öte yandan,
TÜİK geçtiğimiz hafta ikinci çeyrekte %7.6 büyüdüğümüzü duyurdu.
Büyüyenin sadece 10 kat kar değişimiyle kamu bankalarıolduğu ortaya çıkmıştır.
Peki ücretli çalışanların ekonomiden aldığı pay ne kadar?
Buyurun, tablo açık.

1998''den bugüne kadar en düşük seviyedir bu. %25.4.
Ayrıca Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve Enflasyon Korumalı Tahvil (EKV) gibi uygulamalar,
Milletin omuzuna yeni bir mali yük yüklemekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Daha geçen hafta,
Doğalgaza ve elektriğe zam yapıldı.
Yoksulluk ve açlık sınırının altında,
Hayatını sürdüren %60''ın üzerindeki nüfusumuz,
Geçim zorlukları içindeyken,
Bu zamlarla acımasız bir darbe daha yemiş oldular.
Sözün özü arkadaşlar:
Ülkemiz;
Bütün alanlarda olduğu gibi,
Ekonomik alanda da batağa sürüklenmiştir.

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI,

Dış politikada ülkemiz;
- İradesini kaybetmiştir,
- İlkelerini kaybetmiştir,
- Dost-düşman algısını kaybetmiştir,
- Kişiselleşmiştir,
- Yetkin insanlar pasifize edilmiştir,
- Jeopolitik riskler ve dengeler gözardı edilmiştir,
- Durduk yere yeni çatışma alanları ortaya çıkmış ve yurdumuzun dört bir tarafında savaş koşulları oluşmuştur.
Demek ki;
Atatürk''ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesi çiğnenince,
Ağır bedeller önümüze gelebiliyor.


Türkiye, AKP''nin oyuncağı değildir.
İhvancı,
Fanatik,
Selefi çevrelerin ve yabancı istihbarat merkezlerinin uzantısı,
Sözde dinsel görünümlü birtakım odakların emellerine alet edilemez.

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI,

Ülkemizin kanayan yaralarından birisi de,

Bütün uyarılarımıza rağmen,
Cahilane ve rövanşist bir inatla yaptıkları tercihlerin sonucu oluşan mülteci krizidir.
Bakınız, buna doğal bir durum, kendiliğinden gelişen bir hadise gözüyle bakamayız.
Genel Başkanımız Sayın Meral AKŞENER''in ifade ettiği gibi,
Ülkemiz bu konuda bir "hendek ülke" haline getirilmiştir.
Defalarca söylediğimiz gibi,
Ülkemizin demografik yapısı ciddi bir tehdit altındadır.
Milletin alın terini, servetini Suriye bataklığına gömen iktidar, sınır güvenliği de dahil,
Taammüden sorumludur.
Halbuki;
Hudut, namustur. milli namus çiğnetilmiştir.

DEĞERLİ BASIN,

Tabii bir de GÜVENLİK AÇIĞI''mızı doğrudan etkileyen terör meselesi vardır.
Suriye''de kurdurulan PKK devleti ve YPG ordusu sadece seyredilmektedir.

DEĞERLİ ARKADAŞLAR,

Bir yıldan az bir süre kalan genel seçimlerin,
Adil, dürüst ve şeffaf yapılmasından sorumlu olanlar,
İşini hakkaniyetle yapmalıdır.
Bu vatanda her bir millet ferdinin,
Barış içinde, kardeşçe yaşaması,
Yüksek sorumluluk duygusuyla hareket eden yetkililere bağlıdır.
Ulusal Güvenlik Stratejimiz:
Vatanımızın ve milletimizin ebedi varlığını,
Ve devletimizin bölünmez bütünlüğünü korumak,
Halkın refahı ve maddi ve manevi mutluluğuna hizmet etmektir. Bu istikametten çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaktır.
Maalesef,
Bu yönde bir icraata tanıklık etmiyoruz.
EVET;
Dış dünyada inanılmaz hasımlar ve rakipler var.
İç dayanışmamız ve hukuk devletinin ilkelerinin işletilmesi,
Onların içimize müdahalesine mâni olacaktır.

Unutmamalıyız ki;

Rahmetli Süleyman DEMİREL''in bir sözü var:
"Batılılar, Türkiye''yle ilişkilerinde, her zaman masanın altında SEVR''i hazır tutarlar."
Bunun bilinciyle,
Mevcudiyetimizin, bekamızın devamı için,
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem''e geçiş,
Bir zaruret haline gelmiştir.
GÜVENLİK AÇIĞI, had safhadadır.
Yirmi yılını geride bırakan AKP iktidarı,
Türkiye Cumhuriyeti için ağır bir güvenlik sorunudur.
Türkiye, bir parti hatta şahıs devleti olmamalıdır.
Çürüme ve kokuşma tahammül edilemez durumdadır.
Sistemli bir şekilde ülkenin talan edildiğini görüyoruz.
Türkiye’ye çöküldüğüne şahit oluyoruz.
Harami düzenin mutlaka yıkılması gerekmektedir.
Devlete bir kadın elinin değmesi iyi olacaktır.
Mücadelemiz bu yöndedir.
İnsanımızın mutlu, huzurlu, özgür ve müreffeh yaşayacağı bir Türkiye''ye çok az kaldığını müjdeliyorum.
#AzKaldı...
Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.
Saygılarımla...

İlgili Haberler