DEPREM UZMANI KAÇINILMAZ SON YAKIN DEDİ: TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ KALMAZ!
Geçmiş yıllarda büyük depremler yaşadık ve bu doğal afetin getirisi çok ağır oldu. Deprem uzmanları, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen, devletin herhangi bir önlem almadığını söylüyor. Tedbir alınmamasının ülkeyi felaketle götüreceğinin kaçınılmaz bir son olduğunu vurguluyorlar…
Jeoloji Mühendisleri Odası, doğrudan fay hatları üzerinde bulunan kentlere ilişkin rapor hazırladı. Fakat yetkili kurumlardan bir dönüş gelmedi.
Türkiye’deki deprem tehlikesine karşı, Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan şunları söyledi:
“Ülkemiz bir deprem ülkesi. MTA Genel Müdürlüğü tarafından 2013’te yayınlanan diri fay haritası söz konusu. Şu an Türkiye’de 5.5 ve üzeri deprem üretme potansiyeline sahip 486 fay veya fay zonu tespit edilmiş durumda. Birçoğu büyükşehir niteliğinde olan ilimiz, çok sayıda ilçemiz ve mahallemiz doğrudan fay zonları üzerine oturuyor. Erzurum, Erzincan, Tokat, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Manisa, İzmir, Denizli, Burdur, Aydın, Kütahya, Muğla, Eskişehir, Konya, Aksaray, Osmaniye, Hatay, Maraş, Bingöl, Hakkari’nin aralarında olduğu kentlerimiz doğrudan fayların üzerine oturmuş durumda. Bu kentlerden bir tanesi de Balıkesir. Bu kentlerin içinden fay geçiyor.”
‘TEDBİR ALMAMIZ LAZIM’
Balıkesir Gönen’de var olan fayın, büyük depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı, tedbir alınmasını gerektiğini söyleyip şu cümleleri sarf etti:
Bir deprem olduğunda iki önemli etki meydana geliyor. Bir sarsıntıdan kaynaklı yıkımlar var bir de fay zonu yırtıldığında oluşuyor. Kırığın üzerinde binanın olduğunu düşünün, 5 metre öteliyor. 5 metre ötelendiğinde bunun üzerinde herhangi bir yapının kalma ihtimali yok, yani yaşama ihtimali yok. Balıkesir kent merkezi de dâhil olmak üzere, Edremit Körfezi, Burhaniye, Gönen ilçeleri de doğrudan fayın üzerinde oturmuş durumda. 24 kentimizin 18’ine ilişkin raporları hazırladık. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanları, bölge milletvekilleri, belediyeler, valiliklere yazılarımızı yazdık. İlgili kişilere yazdık. Dedik ki, “Balıkesir fay üzerine oturuyor. İlçelerinin bazıları fay zonu üzerinde. Buna ilişkin tedbirlerinizi lütfen alın”. 1957 yılında Gönen’de 7,1 deprem oldu. Bölgede bu büyüklükte depremler üretecek faylar söz konusu. Buralarda hızla tedbir almamız lazım.
(Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan)
‘MARMARA’YA ODAKLANMIŞ DURUMDAYIZ’
Marmara bölgesinin, güney kolundaki faya dikkat çeken Alan, “Türkiye, jeolojik anlamda Afrika kıtasıyla, Avrupa ve Asya (Avrasya) kıtasının çarpışma noktasında yer alıyor. Afrika kıtası geliyor, Avrasya''nın altına dalıyor, Anadolu coğrafyasını sıkıştırıyor. Özellikle Doğu Anadolu sıkıştığı için Bingöl Karlıova’dan başlayarak Ege adalarına kadar Batı’ya doğru kaçıyor. Bu Batı’ya doğru tektonik olarak kaçarken, Yunan kara adasını da bizim Batı Anadolu sıkıştırıyor. Orada da açılma tektoniği oluyor. Grabenler var. Küçükmenderes, Büyükmenderes, Bakırçay gibi nehirlerimiz Batı Anadolu’da Graben sistemi içinde yer alıyor. Bu grabenin ucunda İzmir depremi meydana geldi. İstanbul’da olası büyük depreme işaret ettiğimiz Kuzey Anadolu Fayı, İstanbul’a gelmeden ikiye ayrılıyor. Biri Marmara Denizi’nin altına birisi ise güney kolundan gidiyor. Hepimiz şu an Marmara Denizi’ndeki bölüme odaklanmış durumdayız. Ama uzun zamandır güney kolunda kırılma olmadığını biliyoruz” açıklamasında bulundu.
‘TAMAMEN YIKILACAK’
Hüseyin Alan, olası bir depremde ülkeyi bekleyen senaryo hakkında şunları söyledi:
“İkinci Dünya Savaşı''nın bütün ağır yükü Avrupa’yı yıktı. Türkiye tam bu dönemde beş yılda 5 büyük deprem yaşıyor. 1939’da Erzincan depremi oluyor. Bu toprakların gördüğü 7.9 büyüklüğünde en büyük deprem yaşanıyor. 1942’de Tokat Niksar’da 7.2, 1943’te Samsun Ladik’de, 1944’de Bolu Gerede’de deprem meydana geliyor. Bunlar yetmiyor 1945 yılında bu toprakların gördüğü en büyük orman yangınları meydana geliyor. Siyasal, ekonomik, politik istikrarsızlıklar yaşanıyor. Türkiye bu dönem 70 bin insanını kaybediyor, 400 bine yakın konut yıkılıyor. Bugün siyasal iktidar CHP’ye bu döneme dair yükleniyor. “Ekmeği karne ile verdiler” diyor. Bugün, bu bileşenlerin tamamı olsa Türkiye’de bırakın karneyi ekmek dahi bulamayacağız. Ekonomik olarak Türkiye tamamen yıkılacak. Faturanın ağırlığı o gün açığa çıkacak.”