Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği (SASDER) tarafından Belek Turizm Merkezi’nde bir otelde düzenlenen SASDER 10. Ulusal Kongresi’nin ilk gününde “Doğal Afetler ve Yeni Pandemiler” başlığında bir panel gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Lokman Hekim Sağlık Vakfı Başkanı Leyla Şeker’in üstlendiği panelde konuşan jeolog Prof. Dr. Celal Şengör, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu deprem tehdidinin boyutlarını anlattı.
Şengör “Kadir Topbaş zamanında 1/5 binlik İstanbul Jeoloji Haritası yapıldı. O haritayı alıp çöpe atın, içeriğinde hiçbir şey yok” diyerek eleştirdi.
Şengör “Kadir Topbaş’ın İstanbul’da belediye başkanı olduğu o dönemde hükümetimizin bu araştırmalara katkısının sıfır olmasından hayıflanıp, ‘Ayıp oluyor, biz bunu gündeme getirip para mı istesek’ dedik. Naci Görür’ün bu talebine son dakikaya kadar cevap verilmeyip, son dakika ‘hayır’ denildi” dedi.
“SON DAKİKA HAYIR DENİLDİ”
Şengör, yurdun yoğun bir fay bölgesi olduğunu belirterek, bu fayların bölge bölge özelliklerini anlattı: “Türkiye’nin en faal yeri Ege Bölgesi. Burası dünyanın kıtalar üzerindeki en faal deprem hattıdır. Türkiye’deki fayların en belalıları 9’a kadar deprem üretir. Kuzey Anadolu Fayı, 1939’dan beri Erzincan’dan başlamış, batıya doğru kıra kıra gelmiş, en son İzmit Depremi’ni yaratmıştır, şimdi İstanbul topun ağzında. Bu fay, 8’e kadar deprem üretebilir. Ama biz bugün biliyoruz ki büyük İstanbul depremi, en kötü haliyle olsa 7,6 şiddetinde olur. Bu, gemilerle incelendi. Avrupa’dan 70 milyon dolar bütçe ile gemi geldi. Naci Görür, bu araştırmalarda koordinatördü. Hatta Kadir Topbaş’ın İstanbul’da belediye başkanı olduğu o dönemde hükümetimizin bu araştırmalara katkısının sıfır olmasından hayıflanıp, ‘Ayıp oluyor, biz bunu gündeme getirip para mı istesek’ dedik. Naci Görür’ün bu talebine son dakikaya kadar cevap verilmeyip, son dakika ‘hayır’ denildi” dedi.
“PLANLANMIŞ MIDIR? HAYIR”
Celal Şengör şunları söyledi: “Kuzey Anadolu Fayı boyunca 1939'dan 2000’lere ulaşan ‘deprem göçü’ araştırmalarına göre, bizim bugün dikkat çeken Erzincan civarında bir fayımız var, bir de İstanbul var. İstanbul’da hareketini yakından izlediğimiz fayda hareket devam ediyor ama deprem olmuyor. Burası en çok korktuğumuz yer. İstanbul’un şehir içindeki faylarını bir öğrencimizle haritaladık. Kandilli’deki meslektaşımız fay çözümlerini koydu. Biz hep zannediyorduk ki bütün sıkıntı Kuzey Anadolu Fayı’ndadır ve bu İstanbul’un güneyinde olduğu için İstanbul’u etkiler. Hayır, İstanbul’un içinde de fay var. Yine Kadir Topbaş zamanında 1/5 binlik İstanbul Jeoloji Haritası yapıldı. O haritayı alıp çöpe atın, içeriğinde hiçbir şey yok. İstanbul içerisinde depremden sonra olacak felaketlere karşı önlemler ve sağlık teçhizatı son derece zayıf. Bunu her gün görüyoruz. İstanbul’da yangınlar çıkacak. Afet bölgesi söndürmek orman söndürmeye benzemez. Böyle bir şehirdeki yangınları helikopterle söndürmek için özel yöntemler gerekir. Bunların planlanması lazım. Planlanmış mıdır? Hayır.”