Kağıthane'de geçimsizlik üzerine annesinin evine giden eşi Zerrin Demir Güvener'i ve baldızı Betül Demir'i öldürmek suçundan 30 Haziran 2018'de müebbet ve 25 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık Emre Güvener hakkındaki karar, sanığın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek ceza ehliyetine ilişkin rapor alınmaması nedeniyle Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce 11 Aralık 2019'da bozulmuştu. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen duruşmaya, tutuklu sanık Emre Güvener Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Şikayetçiler Murat Demir ve Melahat Demir'in avukatı ile Aile Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.
AKIL HASTALIĞI SAPTANMADI
Duruşma savcısı Kadir Nazmi Yelkenci esas hakkındaki mütalaasında, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan 30 Eylül 2020'de alınan raporda, sanıkta herhangi bir akıl hastalığı saptanmadığı ve cezai sorumluluğunun tam olduğunun bildirildiğini belirtti. Mütalaada, Zerrin Demir Güvener ile sanık Emre Güvener'in evlilik sürecinde geçimsizlikleri olduğu, ayrı yaşamaya başladıkları, daha sonra Zerrin'in annesinin evine geldiği anlatıldı. Olay günü olan 14 Eylül 2017'de sanığın kayınvalidesinin evine girdikten sonra Zerrin ile tartışmaya başladığı, daha sonra salon kısmında üç el silah sesi duyulduğu, anne Melahat Demir'in kızları Zerrin ile Betül Demir'i ve Emre Güvener'i yerde yatarken gördüğü, sanık Emre Güvener'in elinde de silah olduğunu gördüğü belirtildi. Tabancada sanığın parmak izinin bulunmadığı ve el svaplarında da barut izine rastlanmadığı, ancak şikayetçilerin anlatımlarının birbiriyle örtüşmesi, eşiyle arasında geçimsizlik olduğu ve zaman zaman tartıştıklarının kuşku bulunmadığı, tabancanın sanığa ait olduğunun belirlendiği, parmak izinin bulunmamasının suçu işlemediği anlamına gelmediği belirtilerek "Kasten öldürme" ve "Eşini kasten öldürme" suçlarından cezalandırılması talep edildi.
"EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILSIN"
Mütalaaya katıldıklarını belirten şikayetçiler Melahat ve Murat Demir'in avukatı Mustafa Hacıoğlu, sanığın boşanma aşamasında olan eşini ve baldızını öldürdüğünün sabit olduğunu, sanığın olaydan sonra hastaneye kaldırılması ve aradan geçen süre nedeniyle elinde atış artığı çıkmayabileceğinin polis tutanağında da belirtildiğini ifade ederek pişmanlık göstermemesi ve silahla dolaşması nedeniyle en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Aile Bakanlığı avukatı Hatice Boz da, mütalaaya katıldıklarını, herhangi bir indirim uygulanmaması gerektiğini belirtti.
SANIK AVUKATI BERAATİNİ TALEP ETTİ
Sanık avukatı Ersan Şen ise sanığın lehine olan delillerin dikkate alınmadığını, tabancada parmak izi olmaması, atış artığı da olmamasının sanığın lehine deliller olduğunu, olayın kesin bir şekilde müvekkil tarafından gerçekleştirildiğinin iddia edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle beraat talebinde bulundu.
"BERAATİMİ VE TAHLİYEMİ TALEP EDERİM"
Sanık Emre Güvener ise son savunmasında, "Dosyadaki belge ve raporlara göre kafamda künt travma olması, sağ elimi kullanmam, şikayetçilerin olaydan sonra ellerini yıkamaları, ölenlerle bir husumetimin olmaması, beraber eşimle ev bakmamız, Melahat Demir'in 'bana yakın bir yer tutun, ben de rahatça gidip geleyim' diye sonradan yalanladığı beyanları dikkate alınarak beraatime karar verilmesini ve tahliyemi talep ederim" dedi. Sanık Güvener son sözünde de "Adalete sığınıyorum. Beraatimi talep ederim" dedi.
KARAR ÇIKTI
Sanığa eşi Zerrin Demir Güvener'i kasten öldürme suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren heyet, cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkileri dikkate alarak takdiri indirimle müebbet hapis cezası verdi. Sanığa Betül Demir'i öldürmek suçundan önce müebbet hapis veren heyet, takdiri indirimle 25 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanmadı. "Ruhsatsız silah taşıma" suçundan da 2 yıl 1 ay hapis ve bin lira adli para cezası verilen sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.