Kanal İstanbul afişleri nedeniyle soruşturma açılan Ekrem İmamoğlu'na ne yapılmak isteniyor?

Kanal İstanbul afişleri nedeniyle soruşturma açılan Ekrem İmamoğlu'na ne yapılmak isteniyor?

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan Kanal İstanbul soruşturmasına ilişkin, mevzuata hakim emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen'e sorular yönelttiğini, Esen'in ise "Türk Ceza Kanunu yönünden takip gerektirmediğini" bilgisini verdiğini belirtti.

Sözcü Yazarı Saygı Öztürk, "İmamoğlu'na ne yapılmak isteniyor" başlıklı yazısında "Ya Kanal Ya İstanbul" yazılı afişler nedeniyle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan Kanal İstanbul soruşturmasına ilişkin bir yazı kaleme aldı. 

Öztürk, konuyu mevzuata hakim olan emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen'e sorduğunu,  Esen'in ise "Konunun salt bu yönüyle ele alındığında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na isnat edilen suçun “Tazmini” yani verildiği öne sürülen zarar/ziyanın karşılanmasını gerektiren nitelikte olduğunu, bu yüzden ayrıca Türk Ceza Kanunu yönünden takibi gerektirmediğini" belirttiğini yazdı.

Öztürk, ayrıca bu süreçte izlenmesi gereken süreci şu şekilde sıraladı:

1- Öncelikle usulsüz ödeme konusunun tam olarak açıklığa kavuşturulması, yekün oluşturmadığı düşünülen İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin afiş bastırma vb. amaçla yapılmış harcama tutarı (kamu kaynağı) kamuoyuna açıklanmalı.

2- Görevli Mülkiye Başmüfettişinin muhtemelen düzenleyip Büyükşehir'e göndereceği tazmin raporu beklenilmeksizin, yapılmış harcamanın konuya ilişkin yönetmelik hükümlerine göre mevzuatında öngörülmeyen harcama olup olmadığına, diğer bir ifadeyle kamu zararı oluşup oluşmadığına ilişkin süreç, Belediye Başkanı tarafından şimdiden başlatılmalı. Gerekiyorsa konu Sayıştay Başkanlığı'na gönderilmeli.

"ÇELİŞKİLER ORTADA"

3- Ön inceleme ile görevli Mülkiye Başmüfettişliği'nce, Belediye Başkanı'na gönderilmiş olan 9 Kasım 2020 tarihli ifade istem yazısında, “…İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından billboardlar üzerinden yapılan bu ilanın, Anayasanın 104, 123 ve 127'nci maddelerinde belirtilen, idarenin bütünlüğü ilkesini ve kamu görevlerinde birliğin sağlanması ilkesine açıkça aykırı olduğu, devlet politikası haline gelmiş ve kamu kaynağı kullanılarak yürütülen bir projeye yine kamu kaynağı kullanılarak muhalefet edilmesinin mümkün olmadığı” belirtildi. Kamu kaynağının kullanılmasının yanı sıra ilanın içeriği de ön inceleme konusu yapılmış. Bu şekliyle ifade istem yazısı, İçişleri Bakanı ve Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarla çelişiyor. Belediyelerin idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olduğu da unutulmamalı.