Kartal sonunda galip ama tatsız tuzsuz!

Kartal sonunda galip ama tatsız tuzsuz!

Beşiktaş, Süper Lig'in 24. haftasında konuk ettiği Ankaragücü'nü 2-1'lik skorla geçerek galibiyet hasretine son verirken, tribünlerde Ahmet Nur Çebi yönetimine yönelik sesler yükselmeye devam etti. Karşılaşmanın detaylarını gazeteci Zafer Arapkirli kaleme aldı.

Depremler ülkesinde yine bir gün, maça gittik.

Aklımız, 6 Şubat’ta sarsılan ve hala sarsılmaya devam eden topraklarımızda, şu ana kadar ölen 45 binin üzerindeki vatandaşımızda. 

Aklımız, hala enkaz altından cenazelerinin çıkmasından endişe ettiğimiz on binlerce başka vatandaşımızda. 

Aklımız, sokaklarda hala çadır, battaniye, ısıtıcı, bir kap sıcak yemek, bir şişe su, tuvalet ihtiyacını giderecek bir kabin ve salgın hastalığa yakalanmamak için bir kutu ilaç bekleyen milyonlarca afetzede vatandaşımızda. 

Aklımız, başta bu afetin yaralarını nasıl saracağımız olmak üzere derin ekonomik sorunlarımızda.

Aklımız, siyasette yaşanan 3 Mart “Altılı Masa Depreminden” sonra, yaklaşan seçimde siyasetin yani ülke gündeminin nasıl şekilleneceğinde. 
Bunca maddelik kriz gündemine “angaje” gönüller ve beyinler olarak, yine geldik İnönü’ye ve gözlerimizi diktik sahaya... 
Ve tabii tribünlere. 

Geçen hafta atılan ve ülke çapında yankı uyandıran “Hükümet istifa” sloganından sonra meraktaydık tabii ki. Aynı merak içinde olan başkaları da vardı statta. Bu hafta gözle görülür biçimde büyük sayılarda saha kenarına yığıldığı dikkat çeken ve daha Çarşı içinden itibaren taraftarı takip eden Çevik Kuvvet.
Merakımızı maç başlamadan hemen önce giderdi tribün. 

“İstifa” sloganı patladı bir anda. 

Ama “Ankara”daki yönetime değil. “Akaretler Hükümeti”ne hitaben. “Yönetim istifa” sloganını, “kim üzerine alınırsa alınsın” diye atıyorlardı belki de. 
Gerçi, içinde “Ankara” geçen başka bir slogan da duyuldu tribünden... Ama onu buraya yazamam. 

Maça gelirsek...

İlk dakikasından itibaren, Beşiktaş’ın daha istekli daha fazla pozisyon arayan ve ısrarla Cenk’in ayağından etkisiz şutlarla rakip kaleyi yokladığı bir maç izledik. İddiasını yitirmiş bir takımın zaten yapacak başka bir şeyi de yoktu. Yeni transfer Colley ve haftalardır göz dolduran Talha’nın yanısıra, Redmond’ın da çok çalıştığı ilk yarıda, ısrarlı baskının sonuç getirdiği dakika 40’ncı dakikaydı. 

Karambolde, Abubakar’ın neredeyse çizgi üzerinden vuruşunu çıkaran Ankaragücü kalecisinin, Salih’in tamamlama şutuna yapacak bir şeyi yoktu. 
Durum 1-0 olduktan sonra da, tribünlerin “Yönetim istifa” sloganının devam etmesi, herşey anlatıyordu. 

Taraftar, “5-0 yensek ne olacak sanki. Gitmiş şampiyonluk...” diyordu adeta. Özetle, tribünün tadı tuzu yok, uzun süredir. Haksız da değiller.

Maç boyunca, geçen haftalarda olduğu gibi sahada koşmaktan ziyade yürüdüğü dikkat çeken Cenk Tosun, 53’ncü dakikada bu kez defansta rakibini yakalamakta güçlük çekip rakip forvete kafa ile  adeta gollük pas verince, Ankaragücü skoru eşitledi.

Ama aradan sadece 1 dakika geçmişti ki, Vincent Aboubakar, İnönü’deki ilk golüne imza atarak, 54’te Karakartal’ı rahatlatıyordu. 

Daha sonraki dakikalarda, Beşiktaş adeta “Bol pozisyona nasıl girilirve nasıl cömertçe harcanır” isimli bir belgesel çekimi yapıyordu. Sahada ısrarla yürüyen ve kale önnde sıfırdan topa vuramayan Cenk Tosun’u ıslıklamaya başlayan tribünler, Şenol Güneş’e “Yeter artık al şu adamı kenara” mesajı verdiğinde dakika 80’i geçiyordu. Bu kadar da sabır nedir be hocam?

83’te Cenk’in yerine Semih’i, Redmond’ın yerine Maxim’i alan Beşiktaş tam o dakikada kalesinde golü görmekten, Mert Günok’un mükemmel refleksi ile kurtuldu. Mert, bu toplarda, neden takımın “bir numaralı kalecisi” olduğunu bir kez daha gösterdi. 

Ankaragücü ise, son 10 dakikada ne yaptığını tam bilemeyen Beşiktaş’ın kalesine biraz daha cesur gimeye başlamış ve hem Beşiktaş defansına hem. de tribünlere ecel terleri döktürmeyi sürdürüyordu. 

Uzatmalar, tribünü yine “Yönetim İstifa” diye bağırtacak bir atmosferde geçti.

Sonuçta Karakartal, oyunun geneline bakıldığında hak edilmiş bir 2-1’lik galibiyet alıyor, ama tat vermiyordu. 

Aynı memleketin hali gibi tatsız tutsuzu bir pazar gecesini geride bırakıp Dolmabahçe’nin ayazına çıktık, hep birlekte.

Ağız tadıyla bir “üçlü” bile çekmedi takım. 

Hem zaten ağızlarda tat mı  var?

İlgili Haberler