Kılıçdaroğlu: Benim kimliğim niye siyasete konu oluyor?

Kılıçdaroğlu: Benim kimliğim niye siyasete konu oluyor?

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanlarının katılımıyla düzenlenen "Belediye Başkanları Çalıştayı"na iştirak etmek üzere geldiği Van'da gençlerle buluştu.

Gençlerin yaşadığı sıkıntıların mevcut yapıyla aşılmasının mümkün olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, bu sıkıntıların CHP ile aşılabileceğini söyledi. İktidar olmaları durumunda memurlukta mülakatı kaldıracaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, mülakat yapılması gereken mesleklerde ise kamera sisteminin kullanılacağını kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki seçimlerin kaderini belirleyecek olan, sandığa ilk kez gidip oy kullanacak 6 milyon 300 bin genç. Hiçbir oy değişimi olmasa bile, geçen seçimlerde herkes aynı oyu kullansa bile kaderi 6 milyon 300 bin genç değiştiriyor. Kime oy verirse onu iktidara taşımış oluyor." dedi.

"YÖK''Ü KALDIRACAĞIZ"

Yükseköğretim Kurulunu (YÖK) kaldırma konusunda 6 parti liderinin görüş birliğinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "YÖK''ü kaldıracağız. Onun yerine üniversiteler arası bir kurul olacak. Eş güdüm sağlamak açısından, üniversitelerde uygulama birliği sağlamak açısından. YÖK diye darbe hukuku ürünü bir kurul olmayacak." diye konuştu.

"KİŞİNİN YAŞAM TARZI, KİŞİNİN İNANCI VE KİŞİNİN KİMLİĞİ SORGULANMAZ"

Kılıçdaroğlu ayrıca şu ifadeleri kullandı:

“İnanç konusu öyle. Bunun kesinlikle günlük hayatın içerisinde de olmaması lazım, herkesin inancına, kimliğine ve yaşam tarzına saygı duymamız lazım. Kişinin yaşam tarzı, kişinin inancı ve kişinin kimliği sorgulanmaz. Ben kendi anne ve babamı seçme özgürlüğüne sahip miyim? Yok, o zaman benim kimliğim niye siyasete konu oluyor? Her insan belli bir değerin içine doğar, değerlerimizi aileden önce öğreniriz; inancımızı, kimliğimizi, sevgiyi, kavgayı aileden öğreniriz. Eğitimle beraber bu daire genişler ve daha yeni değerler ile tanışmış oluruz. Eğitim ne kadar nitelikli olursa insanlar da o kadar iyi yetişirler. Bu da tartışılmaz, sonuçta benim yeteneklerimi kim tartışacak? Bir ara İstanbul’da vaizelerle bir toplantı yaptım; birisi dedi ki, ‘CHP’ye oy vereceğiz ama bu CHP’ye dinsiz parti diyorlar.’ Kendisine şu soruyu sordum, ‘Merkez Bankası’nın dini nedir?’ dedim. Birden şaşırdı. Hadi Merkez Bankası’nı bırak, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dini nedir? Din, Allah ile kul arasındaki ilişkidir. Tüzel kişilerin dini olmaz, anonim şirketinin dini mi olur? Ya da bir kurumun dini olmaz. Oradan toplumu çekip çıkarmamız lazım. Onun için de insanların inançlarını siyasete konu etmezseniz, kimliklerini ve yaşam tarzlarını etmezseniz; insan iyi bir okul, iyi bir sağlık, iyi bir çevre, iyi bir hayat yakalamak isterse ibadetini istediği yerde yapar, istediği yerde gezer ama ona aynı zamanda iş vereceksiniz. Çalışacak o kişi. Bakın ben belediye başkanlarına şunu söyledim, belediye başkanlığı yaptığınız yerde kim nerede ibadet ediyorsa orayı tertemiz yapacaksınız. Sorunlarımız çok, ama çözülmez değil. Bütün sorunları çözebiliriz. Kendi aramızda uygarca tartışırız, hangisi doğru hangisi yanlış karar veririz, bir kararı verdikten sonra da uygularız, sorunu da çözmüş oluruz.”  

"HAK ETTİKLERİ ÜCRETİ VERMENİZ LAZIM"

Kılıçdaroğlu, Türkiye''den yurt dışına giden doktorların ülkeye geri getirilebilmesi için bir önerilerinin olup olmadığıyla ilgili soruya, "Orada iki şey var. Birincisi, hak ettikleri ücreti vermeniz lazım çünkü başka bir ülke daha fazla ücret veriyorsa burada kalmıyor, oraya gidiyor. Bir de onların emeklilik hakları var. Çalışırken 100 alıyorsa emekli olunca 50 alıyor. Bu, hayat standardını düşürüyor ve ciddi bir sorun yaratıyor." yanıtını verdi. Yükseköğretim öğrencilerinin aldığı öğrenim kredileriyle ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Kredi için faizleri sileceğiz. Geri ödemesi de işe girdikten sonra alınacak." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "İktidara gelince KOSGEB desteklerini artıracak mısınız?" sorusuna da "Üretime ve üretimin hangi amaca dönük olduğuna bakmamız lazım. Eğer ikisi birbirini destekliyorsa, kişi üretebiliyorsa, istihdam yaratabiliyorsa kesinlikle destek vermek lazım. Yeni istihdam alanlarının yaratılması lazım." yanıtını verdi. 6 siyasi partinin üzerinde anlaştığı bir diğer konunun "Siyasi Ahlak Kanunu''nu" çıkarmak olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, siyasette ahlakın çok önemli olduğunu vurguladı.

"ÇİFTÇİ, ŞEKER PANCARI ÜRETMEK, EKMEK İSTEDİ, EKTİRMEDİLER"

Ekonomideki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Ekonomiyi yönetemiyorlar. Mesela şekerin zamla ne ilgisi var? Şeker fabrikası var. Çiftçi, şeker pancarı üretmek, ekmek istedi, ektirmediler çünkü şeker lobisi var. Ekmeyince ne oldu? Şeker bitti. Nereden yapacaksın? Şekeri bu sefer dışarıdan ithal ediyorsun. İçeride 1 liraya yapıp tüketirken dışarıdan 5 liraya getiriyorsun. Kim kazanıyor? 5 liraya getiren kazanıyor. Her bir alanın lobisi var. Mercimek, Türkiye''de üretilemiyor mu? Üretilir. Nereden geliyor? Yurt dışından. Kim getiriyor? Yandaş getiriyor. Para kazanıyor."

Kadrolu, ücretli ve sözleşmeli olmak üzere 3 tür öğretmenlik bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sayıştayın raporu var. Yanlış hatırlamıyorsam 138 bin öğretmen kadrosu boş. Aynı işi yapan öğretmenlerden biri diyelim 100 lira alıyorsa diğeri 25 lira alıyor. Olmaz. Orada büyük haksızlıklar var. Düzelecek o, bu kısa vadede. Uzun vadede ise öğretmen kontenjanını düşürmek lazım." diye konuştu.

İlgili Haberler