Kılıçdaroğlu'nun ardından Ali Babacan'dan da Erdoğan'a 5 soru 

Kılıçdaroğlu'nun ardından Ali Babacan'dan da Erdoğan'a 5 soru 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Bakıyoruz hesap vermesi gerekenler, bir şehit annesini, kendi partilerinin güle eğlene kongrelerini yaptıkları salondan telefonla arıyorlar. Utanmak yok, sıkılmak yok. Kongre ortamı; eğlenceli, lebalep dolu covid'e rağmen. Düğün evinden cenaze evine telefon açıp adeta şov yapmaktan çekinmiyorlar." dedi. 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ordu'da partisinin Altınordu ilçesi kongresinde konuştu. 

Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gara Operasyonu'nun sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini tekrarlayarak, "Erdoğan aldığınız yanlış kararların faturasını başkalarına kesemezsiniz. Çünkü şu andaki sistem bütün yetkiyi bir kişide topladı mı? Bu bir kişide toplanan yetki, başarısıyla da başarısızlığıyla da o bir kişiye yazar başka kimseye yazmaz. Aldığınız kararların sorumluluğunu taşımak zorundasınız" diye konuştu.

Babacan, özetle şunları söyledi:

"DÜĞÜN EVİNDEN CENAZE EVİNE" 

Ortada bir başarısızlık olduğu çok açık. 16 vatandaşımızın canıyla bedelini ödediği bu başarısızlığın hesabını birilerinin vermesi lazım. Bakıyoruz hesap vermesi gerekenler, bir şehit annesini, kendi partilerinin güle eğlene kongrelerini yaptıkları salondan telefonla arıyorlar. 

Utanmak yok, sıkılmak yok. Kongre ortamı; eğlenceli, lebalep dolu covid'e rağmen. Düğün evinden cenaze evine telefon açıp adeta şov yapmaktan çekinmiyorlar. Bu ülkenin kıymetli gençlerinin birilerinin siyasi rantı için feda edilmesini reddediyoruz. Hepimiz biliyoruz ki bu operasyon başarılı olsaydı müjde haberleriyle Cumhurbaşkanı kameraların karşısına geçecekti, ‘Ben başardım, ben yaptım’ diyecekti, ama öyle olmadı. 

Yapılan hatalar neticesinde, 16 vatandaşımız kaybettik ve bu başarısızlıktan dolayı sorumluluğu üstelenen kimse yok ortada. Sayın Erdoğan aldığınız yanlış kararların faturasını başkalarına kesemezsiniz. 

Çünkü şu andaki sistem bütün yetkiyi bir kişide topladı mı? Bu bir kişide toplanan yetki, başarısıyla da başarısızlığıyla da o bir kişiye yazar başka kimseye yazmaz. Aldığınız kararların sorumluluğunu taşımak zorundasınız.

ERDOĞAN’A 5 SORU

Siz siyasete ayar vermeye çalışacağınıza, birilerini hizaya çekmeye çalışacağınıza önce şu sorulara cevap verin.

Terör örgütünün elinde başka vatandaşlarımız var mı, eğer varsa bunlar kaç kişi? 

Acaba ne zaman bu vatandaşlarımızın sağ salim ailelerine kavuşabileceğini düşünüyorsunuz? 

Bu vatandaşlarımızın örgütün elinden kurtarılması için bir çabanız var mı? 

-Şu anda ne yapılıyor? 

Terör örgütü tarafından kaçırılan ve zorla tutulan sadece askerimiz polisimiz değil bu milletin onuru ve gururudur. Bugünkü iktidar, uluslararası ilişkileri eline ve yüzüne bulaştırmış durumda. Koskoca ülkenin dış politikası bir kişinin duygularına feda ediliyor şu anda. İşte bunun içindir ki Türkiye terörle mücadele gibi bir alanda dahi haklı taleplerinin karşılığını bulamıyor. Ülke yalnızlaştı. Bir zamanlar çıkıp diyorlardı ‘değerli yalnızlık’ diye. 

Yalnızlığın değerlisi olur mu? 

"YOLUN SONU GELDİ"

Bir ülkede marketlerde bebek mamasının, çalınmasın diye kilitli ambalajda satıldığını düşünebiliyor musunuz? Muhtaç olmasa insanlarımız gider de o bebek maması için bunu yapar mı? Maalesef ülkeyi düşürdükleri durum bu. Hiç kimse sorumluyu başka yerde aramasın. ‘Bütün yetkiyi ve sorumluluğu ben üzerimde toplamak istiyorum. Verin bana başkanlığı görün nasıl memleketin sorunlarını çözeceğim’ diyen kişi belli. ‘Bu kardeşinize sorumluluğu verin bakın nasıl faizleri düşürüyorum’ diyen kim? Merkez bankasının faizlerini yüzse 8,25 ‘ten yüzde 17’ye çıkarttıran kim? İşte, yetkiyi verdik, bu halk daha ne yapsın. Ama artık yolun sonu geldi."

KILIÇDAROĞLU DA 5 SORU SORMUŞTU

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Erdoğan'a şu 5 soruyu sormuştu:

"1.Bölücü terör örgütünün tam 5,5 yıl elinde tuttuğu vatan evlatlarını kurtarmak için 2015 tarihinden bu yana Başbakan olarak ya da Cumhurbaşkanı olarak ne yaptınız?

2. Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’dan seçimlerde size yardımcı olması için mektup dilenirken, neden vatan evlatlarının serbest bırakılması için çağrı yapmasını istemediniz? İstanbul seçimleri sizin için 13 vatan evladından daha mı kıymetliydi?

3. Yıllarca “dostum Trump” diye böbürlenip durdunuz; neden dostluğunuzu, vatan evlatlarımızı terör örgütünün elinden kurtarmak için kullanmadınız?

4. Daha önce benzer hadiselerde sorunun çözümünde büyük katkıları olmuş İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum Der gibi ulusal insan hakları örgütleri ile Uluslararası İnsan Hakları Örgütlerinden terör örgütünün elinde tuttuğu evlatlarımıza zarar gelmemesi ve serbest bırakılmaları için en azından çağrıda bulunmak hiç mi aklınıza gelmedi? 13 vatandaşımıza neden sahip çıkmadınız?

5. Dün Rize’de yaptığınız açıklamalarda sınır ötesi operasyonun hedeflerinden birinin de şehit olan 13 evladımızın kurtarılması olduğunu, ancak başaramadığınızı söylediniz. 13 vatandaşımızın kurtarılması amacıyla başlatılan operasyondaki başarısızlığı kim üstlenecek?"