Omicron varyantı, vaka sayılarının çok fazla artış göstermesine neden oldu. ABD'de günlük vaka sayısı bir milyonu, İngiltere'de 200 bini aştı. Ülkemizde ise vaka sayıları sadece birkaç gün içinde 20 binlerden 55 binlere çıktı. Öte yandan Omicron varyantının ortaya çıktığı 24 Kasım’dan bu yana yapılan incelemeler, bu varyantın çok hızlı yayılım göstermesine rağmen ölüm oranlarını yükseltmediğine işaret ediyor.
En son Güney Afrika’dan gelen veriler de bunu destekliyor. Güney Afrika’da son altı haftalık vaka/ölüm oranlarına bakıldığında vefatların %8’den %0,2’ye düştüğü görüldü. Bu sonuç bilim dünyasında büyük heyecan uyandırdı ve “Omicron ile sürü bağışıklığı kazanılabilir ve pandeminin sonu gelebilir’ düşünceleri ortaya çıktı. Peki gerçekten Omicron Varyantı daha mı az öldürücü ve bu özelliği ile pandeminin sonunu getirebilir mi?
"İKİ KATINA ÇIKTI"
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul
Birkaç gün içinde hastanemizde yatan Kovid-19'lı hasta sayısı birdenbire 2 katına çıktı ve ciddi yoğunluk başladı. Özel hastanede bu artışın olması, kamu hastanelerinde ciddi sıkışıklık başladığının göstergesidir.
Omicron diğer varyantlara göre genç, erişkin ve sağlıklı bireylerde hafif şiddetle geçiyor. Öte yandan ölüm oranlarının bu grupta çok düşük olduğunu da biliyoruz. Şu an Omicron ile ilgili temel bilgileri ise ağırlıklı olarak aşılama oranlarının yüksek olduğu ülkelerden alıyoruz. Buradaki ağır hastalık ve ölüm sayıları da düşük gidiyor. Ancak bu durumun bize ya da aşı oranlarının düşük olduğu ülkelere yansımasının böyle olabileceğini söylemek bence erken bir öngörü olur. Omicron’un yayıldığı birçok az gelişmiş ülkeden ise yeterli veriyi zaten alamıyoruz.
Ülkemizde hasta sayısının tırmanmaya başladığı bu dönemde ölüm oranları hakkında doğru bir kanıya varmak için biraz daha beklemek, verileri görmek daha doğru olacaktır. Önümüzdeki 2 haftalık süreç bize hastaneye yatış ve yoğun bakıma yatış sayılarımızla ilgili bilgi verecektir. Eğer burada bir artış olursa bunun ölüm sayılarına yansıması da kaçınılmaz olacaktır.
Dünyada hastalığın yayılımının çok hızlandığını ve her ne kadar hastaneye yatış oranları düşük olsa da aşılıların da enfekte olmaya başladığını düşünürsek önümüzdeki dönemde yeni varyantlarla karşılaşma olasılığımızın yüksek olabileceğini söyleyebilirim. Virüsteki bu değişimin iyi yönde olmasını dilemek dışında bir şey yapamamak can sıkıcı. Omicron’u engelleyemedik ama bu dalganın en az hasarla atlatılması için çaba harcamamız gerekiyor.
Toplumsal bağışıklık için toplumun en az % 85'inin aşı ya da hastalığı geçirmekle bağışık duruma gelmesi önem taşıyor. Böyle bir yüzdelik oranda enfekte olması gereken nüfus çok fazladır ve hepsinin hastalığı hafif geçirmesinin garantisi ise yoktur. Zaten sorun da burada. Klinik olarak hafif bir hastalıkta toplumun enfekte olmasına izin verebilirsiniz. Ama Covid-19 için bunu söylemek olanaklı değil. Biz Covid-19 için aşılarla toplumsal bağışıklığımızı sağlayalım, hastalığı geçirmekle değil.
"AGRESİF VİRÜS VEYA AZ ÖLDÜRÜCÜ VİRÜS"
KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın
Omicron varyantında yayılma ve bulaşma oranı yüksek ancak ölümler düşük seyrediyor. Bu bizi biraz sevindiriyor. Ama bu ölüm sayısının düşük olmasına yaslanmamak lazım çünkü risk grubunda olan insanlar var, kronik hastalığı olanlar var, yaşlılarımız var. Eğer çok fazla bulaş olursa bu risk grupları da enfekte olabilir ve bu kişilerde ölüm riskinin çok daha yüksek olma ihtimali söz konusu.
Pandeminin bitebilmesi için virüsün bir şekilde dünyadan çekip gitmesi lazım. Bunun için hangi yollar var? Virüs ya çok agresif olur, bulaştığı herkesi öldürür. Dolayısıyla yayılma fırsatı bulamaz ve böylece kaybolabilir. Ya da Omicron veya Omicron’a benzeyen daha az öldürücü bir varyant oluşturabilir. Böyle bir varyant da herkese bulaşarak sürü bağışıklığı oluşturabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarını taklit etmeye başlayan bir varyant oluşursa pandemi neticelenebilir.
Omicron’un başlangıçtaki yayılma hızının çokluğu ve öldürme hızında azlığı dikkat çekiyor. Ancak halen elde ettiğimiz bilgiler öldürücülüğün 1000’de 1’in üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu da Omicron için tam anlamıyla öldürücülüğü çok düşük dememizin önüne geçiyor. Bu nedenle toplum bağışıklığının sağlanmasının zor olabileceğini düşünüyorum.
Ama her şeye rağmen bugüne kadar gördüğümüz varyantlar içinde öldürücülüğü en düşük olan varyant Omicron diyebiliriz. Buradan hareket ederek pandeminin sonu mu geliyor diye düşünenlerin yanı sıra karşıt görüşler de mevcut. Karşıt görüş de şu; bu ne ilk ne de son varyant olacak. Varyant yine değişime uğrayabilir ve nereye doğru evirileceğini bilemeyebiliriz.
"AŞI MASKE MESAFE"
İki durumda da insanları aşıdan ve korunmadan mahrum bırakırsak ya da bu şekilde davranmalarına sebep olacak bir açıklamada bulunursak toplumda ciddi enfeksiyon ve ölümler meydana gelebilir. Pandemiyi kontrol altında tutmak çok önemli. Bunun için de aşı, maske, mesafe, hijyen ve havalandırmanın hala çok önemli olduğunu unutmamak gerekiyor.
Artık bu noktadan sonra çok daha öldürücü bir varyantın oluşabileceği beklenmiyor. Omicron’dan daha az sağlık sorunu oluşturan bir varyant oluşabilir ve pandeminin sonu ancak yavaş yavaş böyle gelebilir. Tabii bunun için bir tarih vermek ise imkânsız.
Önümüzdeki 2-3 ayda Omicron’un hızlı yayılmasını ve maalesef risk gruplarında ölümlere sebep olacağını izleyeceğiz gibi görünüyor. Nisan-Mayıs aylarında ise pandemiyle alakalı daha net ve kanıta dayalı açıklamalar yapabileceğiz. İstediğimiz pandeminin sonunun gelmesi. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pandemi sürüyor ve korunmamız şart.
"PANDEMİNİN SONUNA GİDİYORUZ GİBİ DURUYOR"
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı
Omicron varyantında özellikle akciğere koronavirüsün tutulmasını sağlayan spike protein yapısı daha zayıf. Bu sebeple virüsün akciğere tutunması daha zor oluyor. Hastanelerde aslında son günlerde günlük vaka sayıları ikiye katlanmasına rağmen hastaneye yatış oranları 4’te 1’e düştü. Yani önemli bir azalma söz konusu. Çünkü hastaların akciğer tutulumu olmadığı için hastalık çok hafif ve orta düzeyde seyrediyor. Ancak bağışıklığı baskılayan hastalıklar varsa özellikle obezite, hipertansiyon, kalp hastalığı akciğer hastalığı varsa o zaman hastaneye yatış riski artıyor. Ancak şu an için hastaneye yatış oranlarının yüksek olmadığını söyleyebilirim.
Günlük vaka sayıları kısa sürede 80 binleri bulabilir ancak ben hastaneye yatış oranlarının artmayacağını düşünüyorum. Aslında bu bizim beklediğimiz bir şeydi. Pandeminin sonuna doğru gidiyoruz gibi görünüyor. Çünkü artık virüs daha fazla insanı enfekte ediyor. Virüs daha hızlı yayılarak insanları öldürmeden yaşamaya çalışıyor. Tabii burada aşı çok koruyucu bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Covid-19, influenza semptomlarına doğru dönüşüp artık endemik hale gelmeye başlayacak gibi görünüyor. Özellikle ilkbahar ve sonrası için çok daha umutluyuz.
Omicron varyantı daha hafif, grip belirtilerinde seyrettiği için insanlar çalışmaya, okula gitmeye devam ediyor ve bu da virüsün daha fazla insana bulaşmasına sebep oluyor. Onların da hafif geçirmesi endemiye doğru bir geçiştir. Tabii ki burada akciğer tutulumu yapmadığı düşünülerek ilerliyoruz.
Öte yandan yine hastaneye yatanlar ve vefat edenler de olacaktır. Henüz her şey bitmiş değil. Endemiye geçiş direkt şekilde olmayacaktır. Bir süre daha hastaneye, yoğun bakıma yatışlar devam edecektir. Bu 4-5 ayı bulan bir süreçtir.
"OMICRON DAHA AZ ÖLDÜRÜCÜ DEMEK İÇİN ERKEN"
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatma Nurhayat Saydam
Omicron daha az öldürücü veya pandeminin sonu geliyor demek için bence biraz erken. Bunun birinci nedeni henüz ülkemizde Omicron varyantının yaygınlık derecesini tam anlamıyla bilmiyoruz. Evet bulaşıcılık hızı yüksek bunun farkındayız ama Sağlık Bakanlığı’ndan gelen verilere göre ülkemizde henüz Omicron varyantı vakaların ciddi bir oranını, yüzde 80-90’ını oluşturmuyor. Bakanlık henüz böyle bir veri paylaşmadı. İkinci sebep ise Delta varyantının hala daha yüksek oranda devam ediyor olması. Bu sebeplerle aslında sarılmamız gereken şeyler aynı; aşı, maske, mesafe ve hijyen.
Omicron varyantı hakkında gelen veriler bulaşıcılığın yüksek, ölüm oranının düşük olduğunu gösteriyor. Ancak şunu belirtmek isterim ki, bulaşıcılığı yüksek olan bir varyant toplumda daha fazla kişinin hasta olmasına neden olacağı için aslında göreceli olarak ölüm oranlarını da arttırabilir.
Şöyle açıklayayım; mesela toplumda 100 bin vaka varken ölüm oranı 130-140 diyelim. Omicron varyantının baskın hale geldiğini ve bir anda vaka sayısının 1 milyona çıktığını düşünün. Ölüm oranlarının artma riski de çok yüksek olacaktır. Omicron’un öldürücülüğü her ne kadar düşük olsa da toplumda kronik hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış kişiler, yaşlılar ve çocuklar var. Bu kişiler risk grupları arasında yer alıyor. Biz rehavete kapılırsak, virüs yayılsın sürü bağışıklığı oluşsun diye düşünürsek risk gruplarına bulaşma ihtimalini arttırıyoruz. Aşırı bulaş demek de ölüm oranlarının artabileceği anlamına geliyor.
"AŞILI BİRİNE BULAŞSA BİLE YAŞAMA SÜRESİ KISA OLUYOR"
Öte yandan aşının önemi burada daha fazla ortaya çıkıyor. Çünkü virüs aşılı birine bulaşsa bile yaşama süresi kısa oluyor. Aşılı bir kişi hastalığı hem ayakta geçiriyor hem de daha az bulaştırıyor.
Omicron’un daha hafif geçmesine ve ölüm oranlarının düşük olmasına güvenip “nasılsa daha az öldürüyor, dikkat etmesek de olur” diye düşünmemek gerekiyor. Çünkü bu varyantın aşısız insanların vücuduna yerleşip bir kere daha mutasyona uğrama riski devam ediyor.
Aşılanmaya dikkat etmek bu süreçte çok çok önemli. İki doz aşısını olanlar hatırlatma dozu, hala daha aşı olmayanların ise çok hızlı bir şekilde iki doz aşısını olması gerekiyor. Bu virüs tekrar mutasyona uğrayıp yeni varyantlar oluşturmaya devam edebilir. Bu nedenle Omicron daha az öldürücü demek için çok erken. Virüs ile mücadeleyi bırakmamak şimdi çok daha önemli.
AGİ'nin kalkması ücretleri nasıl etkileyecek? 10 soruda zamlı yeni maaşlar!
Bakan Koca duyurdu! Karantina süresinde değişiklik yapıldı
Müjde! 2300, 2400, 2500, 2600, 2700 ve 2800 TL maaş alanların yeni emekli maaşı belli oldu