Muvafakatname denilen bu izne dikkat etmeden imza atan birçok emekli, kredi ve kart borcunu ödeyemeyince maaşındaki kesinti ve bloke işlemlerle şoke oluyor. CNN Türk’te yer alan habere göre; normal şartlarda yasaya göre; ‘memur emeklileri dışındaki’ emeklilerin yani SSK, Bağkur emeklilerinin, dul ve yetimlerinin maaşına, üçüncü kişilere (banka gibi) olan borcu nedeniyle bloke konulabilmesi için borçlu emeklinin izninin, rızasının (muvafakatinin) olması gerekiyor.
Yani emekli, dul ve yetimin maaşı, SGK alacakları ve nafaka dışında kişinin muvafakatı olmadan dondurulamıyor. Bu çerçevede maaşa haciz konulamayacağı yani kurumların keyfi uygulamalara girişemeyeceği net. Rıza olmadan haciz varsa buna anında itiraz edip o haczi durdurmak mümkün.
SAYFALARCA TUTAN SÖZLEŞMELER OKUNMADAN İMZALANIYOR
Öte yandan emekliler maaşlarını gelir gösterip bankaların kendilerine tanıdığı krediyi son kuruşuna kadar kullanmak istiyor. Böyle bir durumda sözleşmeyle birlikte muvafakatnameyi de imzalamış oluyor.
Sayfalarca tutan sözleşmenin maddeleri okunmadan atılan imzalar daha sonra olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Yani taksitlere karşılık emekli maaşının tamamına bloke konulabiliyor. Buna karşı itiraz da maalesef yargıdan dönüyor. Bu konuda örnekler de artmaya başladı.
İŞTE YAKIN TARİHLİ ÖRNEK
Öte yandan emekliler maaşlarını gelir gösterip bankaların kendilerine tanıdığı krediyi son kuruşuna kadar kullanmak istiyor. Böyle bir durumda sözleşmeyle birlikte muvafakatnameyi de imzalamış oluyor.
Sayfalarca tutan sözleşmenin maddeleri okunmadan atılan imzalar daha sonra olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Yani taksitlere karşılık emekli maaşının tamamına bloke konulabiliyor. Buna karşı itiraz da maalesef yargıdan dönüyor. Bu konuda örnekler de artmaya başladı.
DÜRÜSTLÜK KURALI VURGUSU
Banka ise emekli kişinin kredi işlemleri sırasında maaşından kesinti yapılmasına rızası ile muvafakat verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istedi. Davanın görüldüğü mahkeme, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğuna dikkat çekti.
Kredi çekenin başka teminat da göstermediği için bankaların alacağını tahsil edememe riski oluştuğunu belirten mahkeme kararında, “Muvafakatnamelere göre yapılan kesintiler haksız şart niteliğinde değil. Sözleşme taraflar arasında müzakere edilerek düzenlenmiştir. Aksinin kabulünün hakkın açıkça kötüye kullanımı anlamına geleceğinden davanın reddine karar verilmiştir” denildi. Davacı emekli vekili kararı temyiz etti. Yargıtay ise temyiz itirazını reddetti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi yakın tarihli bir kararında da (2019/6324 E., 2020/3250 K.) borçlunun serbest iradesiyle imzaladığı taahhütnamenin sonradan kaldırılamayacağına hükmetmişti.
İstanbul'da kara sinek artışı rahatsız edici boyuta ulaştı
TRT, Filenin Sultanları'na sansür uyguladı
Üniversite kaydı için gerekli olan belgeler