MAHFİ EĞİLMEZ NET BİR ŞEKİLDE UYARDI: KONTROL EDİLEMEZ...
Eğilmez, gündeme dair yaptığı tespitlerle bu defa iktidarın ekonomik büyümeyi önceliğine almasının doğuracağı sonuçları sayfasında aktardı. Ekonomist Mahfi Eğilmez sayfasından paylaştığı son yazıda şu önemli ifadelere yer verdi:
"Enflasyonun çok yüksek ve sürekli bir artış içinde olmasının ve faizlerin enflasyonun çok altında kalmasının sonucu olarak insanlar paradan kaçmaya ve satın alma güçlerini daha fazla kaybetmeden alabilecekleri kadar mal ve hizmet satın almaya çalışıyorlar.
Tasarruflarını değerlendirebilecekleri imkânlar faizlerin enflasyonun çok altında olması nedeniyle kısıtlandığından beyaz eşyalarını yenilemeye, araba almaya, evlerine tüketim maddeleri stoklamaya yöneliyorlar. Hatta ve hatta gelecek dönemlerde gidemeyeceklerini düşündükleri için kredi kullanıp tatile ve eğlence yerlerine gitmeye yöneliyorlar. Bu eğilim tüketim harcamalarını ve dolayısıyla sanayi ve hizmetler üretimini büyütüyor.
Büyümeye olumlu etki yapan bir sektör de ihracat. Geçen yılın aynı çeyreğine göre ihracatın GSYH’ye katkısında yüzde 16,4 oranında artış var. Buna karşılık inşaat sektöründe maliyetlere gelen artışların da etkisiyle bir balon oluştuğundan artık inşaata eskisi kadar rağbet gösterilmiyor. O nedenle de inşaat üretiminde küçülme yaşanıyor.
2022’nin ikinci çeyreğinde faizlerin enflasyona göre çok düşük tutulmasına karşılık yatırımlardaki artış beklenenin altında kalmış görünüyor. Bunun temel nedeni ülke risklerinin büyüklüğü (CDS primi 700 baz puanın üzerinde, dünyanın en yüksek riskli üç ülkesinden birisi) ve bunu yol açtığı kur ve enflasyon artışları. Bunun sonucu olarak büyüme asıl olarak tüketim artışına ve ihracata dayanıyor.
Büyümenin, 2020’nin üçüncü çeyreğinden sonra yani sekiz çeyreklik bir dönem süresince iyi bir düzeyde seyretmesine karşılık enflasyon 2022 başından beri artık kontrol edilemez bir hıza ulaşmış görünüyor.
Satın alma gücünde yaşanan gerilemelerin önümüzdeki dönemde tüketim harcamalarına sekte vuracağını ve Avrupa’da yaşanan resesyonun ihracatımızda daralma yaratacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu durumda büyümenin, düşük faiz ve krediyle desteklense de bu hızla devam etmesi pek mümkün olmadığı için sonuçta elimizde düşük büyüme ve yüksek enflasyon kalacak gibi görünüyor. Buna karşılık siyasal iktidar ne pahasına olursa olsun büyümeyi önceliyor. "