T24 yazarı Mehmet Tezkan bugünkü "Cumhur İttifakı mı, Millet İttifakı mı?" başlıklı yazısında "Cumhurbaşkanı'nın "yamalı bohça" dediği Millet ittifakı dağılır mı? Nefesleri zamanında veya erken seçime yeter mi?
Bu iki kavram oturdu, zihinlere yerleşti partilerin önüne geçti. Kimse "AKP seçimi alır, alamaz, CHP şöyle yapar, böyle yapar, şu parti barajı aşar / aşamaz..." diye konuşmuyor." dedi.
Tezkan şunları yazdı:
Söylem şöyle:
"Cumhur İttifakı yüzde 50'yi geçer veya yüzde 50'yi bulamaz, Millet İttifakı dağılmazsa seçimi rahat alır veya kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar Erdoğan'ı yenmezler..."
Demem şu: Seçime kadar artık partiler değil, ittifaklar konuşulacak. Çünkü tartıya ittifaklar çıkacak.
Gözler Millet İttifakı'nda. Çünkü üzerine oyun kurulan veya kurulmak istenen yer orası. Cumhurbaşkanı'nın Hukuk Başdanışmanı 2023 seçimine doğru Meclis aritmetiğini değişebileceğini, yeni ittifaklar kurulabileceğini söyledi.
Demek ki; bir çalışma var.
Demek ki; yeni Anayasa niyeti de bu ihtimal üzerine kurgulanıyor.
Soru şu:
Cumhurbaşkanı'nın "yamalı bohça" dediği Millet ittifakı dağılır mı? Nefesleri zamanında veya erken seçime yeter mi?
AKP ve MHP, Millet İttifakı'nı dağıtmak, ortaklarını birbirine düşürmek için elinden geleni yapıyor. Fezlekelerin birinci amacı bu.
Fezlekelerin hedefi HDP'den çok Millet İttifakı.
Tamam da fezlekelerde istenen hasıl olmazsa iktidar kanadı başka yollar deneyecek.
Doğru…
Peki tutar mı? Başdanışmanın dediği gibi Meclis aritmetiği değişir mi?
Orasını bilemem ama seçmen ittifakının değişmeyeceği ortada. Meclis aritmetiği değişse bile Millet İttifakı'nın paydaşlarının kalıcı olduğu da belli.
CHP'si, İYİ Parti'si, DEVA Parti'si, Sadet Partisi, Gelecek Partisi, HDP ne istiyor?
Parlamenter rejim / sistemi yeniden inşa etmek istiyor; aksaklıklarından, eksikliklerinden, yanlışlarından arındırarak. Bu sebeple geçmişin kötü anılarını silmek için güçlendirilmiş parlamenter sistem adını verdiler.
Karşı cephe (AKP/ MHP / BBP) ne istiyor?
Bugünkü rejimin kalmasını. Yani iktidarlarını korumayı sağlamaya çalışıyorlar.
O zaman ikinci soru da şu: Kim daha avantajlı, kim daha şanslı?
Bir taraf atakta (muhalefet) diğer taraf (iktidar) defansta. Siyasetin doğası gereği durum bu. İktidar olan parti yaptıklarını savunur, vaatte bulunamaz. Bulunursa biri çıkar yapsaydın der.
Muhalefet cephesi, tam demokrasi vadediyor, daha fazla özgürlük diyor, işsizliği bitireceğim diyor, istihdam sözü veriyor, hukuk reformundan, kuvvetler ayrılığından, yargının bağımsızlığından söz ediyor.
İktidar cephesinin bu meselelerde söyleyecek sözü yok. Çünkü yetki ondaydı, isteseydi yapabilirdi.
(Galiba bu sebeple yeni anayasa talebini ortaya attılar, tek başlarına yapamayacakları için seçim vaadi olsun diye.)
Tartıya koyduğumuz zaman Millet İttifakı daha ağır basıyor, daha avantajlı duruyor. Ülkenin çok ağır ekonomik buhrandan da geçtiğini, iktidarın parasızlıktan Korona ile mücadelede havlu attığını da göz önüne alalım.
Önümüzde zorlu, uzun ve yorucu bir süreç var… Millet İttifakı'nın bir amacı var, bir hedefi var, bir vaadi var. Beğenin, beğenmeyin ama var.
Cumhur İttifakı'nın yok.
Bu sebeple oyun planını Millet İttifakı'nı dağıtmak üzerine kurdu. Tek umudu bu.
Ahmet Takan'dan bomba yazı! Ekrem İmamoğlu'nun Meral Akşener planı
Ahmet Davutoğlu’ndan iktidara sert sözler