Meral Akşener: Bu tehditlerin hiçbirine papuç bırakacak değilim

Meral Akşener: Bu tehditlerin hiçbirine papuç bırakacak değilim

İYİ Parti Genel Başkanı İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat adlı programda açıklamalarda bulundu. Akşener, "Erdoğan ve arkadaşları hep mağdur ama ülkeyi 19 senedir onlar yönetiyor. Köküne kadar istismar edilen bir durum var. Buradan söz veriyorum bu kavganın içine girmeyeceğim" dedi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener FOX TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.

Meral Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Ben 20 Ocak 2020’den beri ilçe ilçe esnaf geziyordum. Esnafın derdini dinliyor oraya dikkat çekiyorum ve çok da başarılı oldu. Rize’de İkizdere’de köylü kadınların yaptığı direniş üzerinden sert müdahale yapıldığı konuşuldu, konu buraya nasıl geldi hatırlamıyorum. Bu kadınların yanına gideceğimiz ben ilan ettim. Üzerine kapanma geldi bayram sonrasına erteledik. Yani benim buraya gidişim çok öncesinde ilan edilmiş bir program.

Ben grup konuşmamdan siyaseti yönetme açısında; popülist diktatörler deniliyor, diktatör sözünü ben sevmiyorum söylemeyi tercih etmiyorum. Bunu Putin için de söylüyorlar. Elinden gelen her şeyi yapan bir anlayış; dış politikayı iç politika malzemesi yapan, seçmeni kutuplaştıran bir algoritma bu. Bütün hedef o koltuktan kalkmamak. Dünyadaki akademi bunu tartışır. Netenyahu ile siyaset yapma biçimlerini benzettim. Bunun bu kadar çarpıtılacağını düşünemedim.

"SEDAT PEKER'E CEVAP VERİLEMEDİĞİ İÇİN KONUŞMALARIM ÇARPITILDI"

Sedat Peker olayları patladı. Bu aile meselesi oldu biz nasıl bir tutum sergileyeceğimizi bilemedik. Otokrat bir yönetim olarak Netanhayu ile benzettim. Yoksa o bebek katili, Filistin konusu üzerinden ben ona çaktım. Yahu kızabilir, mahkemeye verebilirsiniz, siyasi söz söylersiniz. Ama kalkıp da bunun bir şehirde saldırı haline dönüştürülmesini ben kabul edemem. Ciddi çarpıttılar. Tamamen Sedat Peker’in videolarına cevap verilemediği için, bekle gör yapıldığı, vatandaş sormaya başladığı için bu problemlerin üzerine örtmek için bir manivela yaptılar. Ben de bunu anladım… Ama aklıma dahi gelemdi.

FETÖ, PKK çok suçlandık. Ben esnaf gezmeye devam etti. Sonra televizyonlarda görünen şeyler oldu. Ne İkizdere’de ne Çayeli’de ben vatandaş tepkisi ile karşılaşmadım ben. İnsanlar evlerin el salladı, esnafların dükkanına girmeyim size zarar vermeyim dedim, elimden tutup içeri çektiler. Herhangi bir sıcak temas olmadı döndük geldik. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı… Rize’nin, Rizelinin, Çayeli, İkizdere’nin yanındaymış gibi gösterilmesini reddediyorum. Ben Trabzon’dan geri döndüm. Çarşamba Sayın Erdoğan’ın konuşması başladı. Tırnak içi Seçilmiş Cumhurbaşkanı, bir konuşma yaptı. Benim böyle bir şeyi anlamlandırmam, bir yere koymam mümkün değil.

"CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN TEHDİT EDİLMEK FECİ BİR ŞEY"

Ben cinsiyetimden ayrı bir vatandaşım, bir siyasetçiyim. Benim de tüm vatandaşların da Cumhurbaşkanı olması gereken bir kişi, hakaret ettirdiniz, üzerine dava açtınız. Cumhurbaşkanı tarafından “Bu günler iyi günler” tehdit edilmiş olmak bu feci bir şey. Ben cinsiyetimden ari bir vatandaşım, bir siyasetçiyim. Benim de tüm vatandaşların da Cumhurbaşkanı olması gereken bir kişi, hakaret ettirdiniz, üzerine dava açtınız. Cumhurbaşkanı tarafından “Bu günler iyi günler” tehdit edilmiş olmak bu feci bir şey.

Ben Sayın Erdoğan’ın kendisi olmasa bile çevresinde aklı başında biri kalmışsa sağduyulu siyasete davet edileceğini düşünüyorum. Benim evim basıldı bunun daha ötesi yok. MHP Genel Başkanı’na “Sivas’ın Doğusu’na gidemez” demişti. O gün “Siz Türkiye’yi böldünüz mü?” diye tepki gösterilmişti.

"ZİYARETLERİME DEVAM EDECEĞİM"

Şimdi görüyoruz ki şehirleri bölmüş. “Orası Rize benim memleketim” böyle bir düşünce olamaz. AKP Genel Başkanı olarak dahi böyle bir konuşma yapamaz. Ben gezmeye devam edeceğim, Pazartesi Hatay’da olacağım. Görevimi yapacağım. Ben olsam Sayın Erdoğan’ın yerinde provokasyon yaptıracağıma, Rize’de Rizeli AKP’li vekillerin gezmediğini söylüyor. Ben bunu sağlardım. Gelin Hanım demesinden rahatsız değilim. Rizeli bir ailenin gelini olmaktan gurur duyuyorum ama orada küçük bir küçümseme var.

"BAHÇELİ'YE SİVAS'IN DOĞUSU'NA GİDEMEZ DEMİŞTİ"

Ben Sayın Erdoğan’ın kendisi olmasa bile çevresinde aklı başında biri kalmışsa sağduyulu siyasete davet edileceğini düşünüyorum. Benim evim basıldı bunun daha ötesi yok. MHP Genel Başkanı’na “Sivas’ın Doğusu’na gidemez” demişti. O gün “Siz Türkiye’yi böldünüz mü?” diye tepki gösterilmişti. Şimdi görüyoruz ki şehirleri bölmüş. “Orası Rize benim memleketim” böyle bir düşünce olamaz.

AKP Genel Başkanı olarak dahi böyle bir konuşma yapamaz. Ben gezmeye devam edeceğim, Pazartesi Hatay’da olacağım. Görevimi yapacağım. Ben olsam Sayın Erdoğan’ın yerinde provokasyon yaptıracağıma, Rize’de Rizeli AKP’li vekillerin gezmediğini söylüyor. Ben bunu sağlardım. Gelin Hanım demesinden rahatsız değilim. Rizeli bir ailenin gelini olmaktan gurur duyuyorum ama orada küçük bir küçümseme var.

"BİZ ÇÖZÜM ÖNERİSİ SUNUYORUZ"

Değerlerimiz üzerinden dövüşüldüğü zaman güçlü olanın seçmeni kutuplaştırıp şapkamı alsam oy alırım modeline geçilince seçmen sizi duymaz. Ben seçmenin kameranın arkasındaki kardeşimizin, Isparta’da iş bulamayan veterinerlik mezunu gencin derdinin üzerinden konuşulduğu bir düzeneği kurmaya çalışıyorum ben. Biz çözüm önerisi sunuyoruz ve Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına diyoruz ki “Doğrusu bu bunu yapın” ve çok yorucu bir şey. Kutsal Mağduriyet algoritmasına alıştılar.

Ben siyasetin küçük yaşlardan itibaren içinde yer aldım. Bu o kadar büyük bir zenginlik ki… Siyasetçi seçmenin derdini konuştuğu zaman kavga edecek bir şey kalmıyor. Menderes’in asılmasında, İnönü’nün şusundan, üst akıldan mağduriyeti Sayın Erdoğan yaşıyor. Erdoğan ve arkadaşları hep mağdur ama ülkeyi 19 senedir onlar yönetiyor. Köküne kadar istismar edilen bir durum var. Buradan söz veriyorum bu kavganın içine girmeyeceğim.

“DEVLET ŞAHSIMDIR  DİYEN BİR ANLAYIŞLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Çok haklı bir mesaj bu. Muhalefet bir bütün olarak davranmak durumunda. Devlet olmuş bir zihniyetle karşılaşmış durumdayız. “Devlet şahsımdır” diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu durumun sandıkta seçmen oyuyla gönderilmesi için muhalefetin bir bütün olması gerek. Bu sistemin kötü bir durum oluşturduğunu gördük. Bunu başarabilmenin ucube sistemin seçmen oyuyla gönderildikten sonra, bizim adını koyduğumuz Güçlendirilmiş Parlamenter sistem ya da benzeri dengelerin hukukun sağlandığı bir sistem için çalışacağız.

Ben kendimle ilgili net bir şey söyleyeyim, şahsi kendime dair bir projeye imza atmayacağım. Ortak bir adayla gitmekte fayda var. Ama bunu şimdiden konuşmanın zarar vereceği için doğru bulmuyorum. Birlikte atılması gereken adımlar. BU birlikteliğe zarar verecek, egosantirik hiçbir adım atmayacağım.

Başından beri ciddiyetsizlikten bahsediyorum. Partili Cumhurbaşkanlığı ülkenin çivisini çıkardı. Sayın Soylu, canlı yayınlarda ben de izlemeye çalıştım. X suçlusunu kolluk yakalıyor, Sayın Soylu takibini yapıyor sonra Adalet Bakanı’na iş gidiyor; serbest kalıyor. Aynı kabinedesiniz, canlı yayında arkadaşınızı şikayet ediyorsunuz. Bizim sistem iyi Adalet Bakanlığı’ndan böyle bir durum var diyorsunuz. Annesi ile ilgili bir durum olmuştu o zaman da Twitter üzerinden Adalet Bakanı’na çemkirmişti. Bir bürokrat, izin almadan bilgi vermeden demeç veremez.

"CUMHURBAŞKANI PARTİSİZ OLACAK"

Sayın Soylu diyor ki “Yüreğin yetiyorsa gel beni al. Benim arkamda Cumhurbaşkanı var.” Kuvvetler ayrılığını çok net sağlayacak bir sistem, tüm devlet kadrolarında yüzde 25 kadın kotası belirleyen bir sistem. Bir devlet tasarımı yaptık biz. Bunun kanuna tekabül eden alanları olacak. Bu konuda gelen eleştirileri de birlikte alıp, adın ne olacaksa uygulayacağız. Cumhurbaşkanı partisiz olacak partiler üstü olacak. Seçiminin halk mı mecliste mi olacak ona karar verilecek. Tek sefer seçilebilecek 6 yıl. Bu şekilde sorumsuz kısmını sorumlu hale getiriyoruz.

Rezalet bunlar. Bütün bunlar üzerine Netanyahu şalı üzerine atılmaya çalışılıyor. Sayın Erdoğan, “Saldırın şu kadına” diyebilir. Sayın Erdoğan’a düşmanlık hissim yok. Erdoğan Savcıları hakime göreve çağırmazsa, Sayın Soylu’da soruşturmanın selameti açısından bir süre kenara çekilmezse vatandaş bu iddiaların doğru olduğuna inanıyor. Sayın Soylu tarafından bazı iddiaların doğru olduğu ifşa edildi. Başka bir şey yaptı Sayın Soylu, canlı yayında eski İçişleri Bakanının 17-25 Aralıkta oğlunun evinden para çıktığını söyledi bunu eleştirdi ve oğlunun böyle bir işe karışmayacağını söyledi. Partiye ilgi çok iyi, anketlerde de öyle. Şu anda ortalaması yüzde 15 olduğunu görüyoruz. Mayıs tablosuna bakmadık henüz. İlk defa şehir şehir ilçe ilçe anket yaptırdık. Bazı sonuçları geldi. 50 bin denekli bir sistem. İyi gidiyor. AKP düşünülenden, bilmiyorum Sayın Erdoğan’a ne söyleniyor.

AKP düşünülenden daha düşük. Erdoğan, Bahçeli, Perinçek ve Destici, dört liderli koalisyon olarak görülüyor. Eskiden bir rekabet vardı, proje üzerinden Anavatan ve DYP arasında bir rekabet vardı ve vatandaş bundan zevk alırdı. Şimdi dostluklar devam ederdi, böyle bir dili ben hayatta görmedim. “Rize’ye gidemezsin” diyor. Benim eşim oralı orada malı mülkü var ben şimdi oraya bir ev yaptırsam ne yapacak beni şehre sokmayacak mı? Ben bu metni her kesime herkese göndereceğim. AKP’ye de göndereceğim, o gitti beni tehdit etti.

BİRBİRLERİNE ÇOK ÇİRKİN ŞEYLER SÖYLEDİLER

Sayın Bahçeli ile Sayın Erdoğan birbirlerine çok çirkin şeyler söylediler, sonra bir araya geldiler ve sıkı bir bağ kurdular. Vatandaş bu ülkede her şeyin olabileceğini gördü. Ben Sayın Erdoğan’a bir kez hakaret etmedim. Çok bel altı vuruldu. Müslüman olduğunu söyleyen bu beyefendinin döneminde bana “Fosforlu Akşener” diye tag açıldı. Bunlar bunu durduramadı ve trolleri bu işe dahil oldu.

Biz birlikte bir metin oluşturalım derdindeyiz. Anayasa değiştirmeye çalışıyorlar, bizim anayasaya ihtiyacımız yok kardeşim, zaten sizin anayasa uyduğunuz yok. AYM bir karar veriyor, alt mahkeme karşı çıkıyor, bu beyefendi de alt mahkemeye sahip çıkıyor.

Çarşamba günü konuşmasının beni tedirgin eden bir diğer yanı benim için değil bu; toplum ekonomi yüzünden çok gergin, pandemi yüzünden çok gergin. Böyle bir durumda ne yapmak istiyor? Tavrına, sözlerine çok dikkat etmesi gerektiğini söylüyorum. Esnafın 100 bin TL’lik malı var. Ne kadar borcun var diyorum 75 bin ile 125 bin arasında değişiyor. Esnafın hali bu. Biz hep seçmen odaklı çalışmışızdır, ben böyle bir şey görmedim. Dükkanı kapatsa ne yapacak. Pandemi öncesi ekonomi çok kırılgandı. Yönetilemedi sorun derinleşti. 9.4 milyar dolar bu 5 müteahhitten birinin vergisi silindi. 4. 622 milyon TL destek verildi ama ÖTV zammı geldi, benzine zam geldi.

Bu para geri alınacak yani. Kuvvetler ayrılığını tahkim edecek çok hızlı adımlar, demokrasiyi tam ve kamil hale getirmek ve ekonomi. Liyakat yok kayırma çok bunları ortandan kaldırmadan ekonomiyi düzeltmek imkansız. Hukuki anlamdaki duruşunuzu netleştirdiğiniz zaman yatırımcı da bulunur para da bulunur. Millet İttifakı belediyelerini iyi buluyorum. Şeffaflık konusunda çok iyiler. Ayaklarına pranga vurulmaya çalışılıyor. Güzel bir örnek. Bana karşı düşmanlığın arkasında kaybedilen belediyeler var. Saadet Partisi aday çıkardığı için ve beni çok sert çalıştığım için hapse kadar götürecek bir durum. Bu İstanbul 805 binle, burada hiçbirimizin etkisi yok. Bu yanlışın düzeltilmesi lazım.